SORU: İlk 14 günlük diyet içinde kabak, patlıcan, gibi yeşil sebzeler, salatalık yenebilir mi; haşlama, yağda veya közde pişirilebilir mi?
CEVAP: Bu sorunun geleceğini bildiğim için diyet yazımda PAZARLIKSIZ İLK 14 GÜN SADECE BUNLAR YENEBİLİR diye üstüne basa basa yazmıştım. Aynı şeyi yine söylüyorum; sadece iki küçük tabak zeytinyağlı marul, maydanozdan oluşan yeşillik, mümkün olduğunca az doğranıp, üstüne yağı dökülüp diğer et vs. yanında veya öğün aralarında yenebilir.
Size bunun nedenini yeniden açıklayacak olursam; bu ilk 14 günün amacı metabolizmamızı vücudumuzda birikmiş yağ stoklarını glikoza çevirip, enerji olarak kullanmaya, yani yağları yakmaya zorlamaktır. Çünkü metabolizma uzun zamandır kolay hazır şekerlere alışmıştır. Zaten bu nedenle karbonhidrat bağımlılığı söz konusudur. Ve ilk birkaç gün, tiryakilerin sigarayı bıraktığı ilk günlerdeki baş dönmesi gibi bir halsizlik, gerginlik, biraz asabiyet vs. yaşanır. Ama üstünde durulacak bir şey değil. İlk başlarda bir iki gün dinlenmek de çok iyi olur, ama çok önemsememek gerekir.
14 günden itibaren ise bu denilen sebzeler rahatlıkla yenilebilir. Ama ilk başta abartmadan azar azar artırarak yenmeli. Mesela 15. gün bir tabak sebze eklenmeli, bir avuç fındık, fıstık yenmeli, 20. gün iki tabak, sonra 3 tabak gibi artırılarak normal yeme biçimine geçilmelidir. Bunun sebebi her türlü sebze ve meyvede karbonhidrat, yani şeker vardır. Metabolizmanın mümkün olduğunca az şeker yiyerek, iyice yağ yakma moduna girmesini sağlamak gerekir ki birden bunu bırakmasın ve devamlı aynı şekilde yağları eritsin. Seçilecek sebzeler de buna göre az şeker içerenler olsun. Bunu en iyi anlamanın yolu yeşilleri seçmek; havuç, patates gibi yumrulu olanlardan uzak durmak, bunları sonradan kilo muhafaza safhalarında az yemek gerekir.
PİŞİRME ŞEKİLLERİ
Diyetimize göre istediğiniz şekilde pişirebilirsiniz, yeter ki üzerine hazır, içleri şeker ihtiva eden ketçap ve benzeri soslar dökmeyin. Ama burada da bazı konuların üzerinde durmak istiyorum. Özellikle kızartmalar. Yazımın bir bölümünde kızartmalardan bahsetmiştim, ama burada bu konuyu yeniden ele almakta yarar var.
Sürekli duyuyoruz; yağda kızaran bir sebzede artık ne vitamin ne de başka bir özellik kalıyor. Yağın yakması sonucu oluşan bir yığın kanserojen etkiler vs. de cabası. Hal böyle iken kızartma neden yapılır? Yavruları için canını hiçe sayan ebeveynler bunları nasıl çocuklarına yedirir anlamak çok zor. Salt bir damak zevki uğruna ömür boyu zehirlenme gibi düşünüyorum.
Şimdi benim konum diyet olduğundan konuya bu. açıdan bakalım. Eti düdüklüde veya fırında ağzını folyolarla kapatıp herhangi bir yemekte kullanın ve aynı eti kızartın. Birincisi sağlıklı vitamini ve proteinleri korunmuş ve kalorisi azdır, Kızartmada ise tüm vitaminler yok olmuştur. Özellikle etlerde B12 vitamini vardır ve çok önemlidir. Beyin için elzemdir. Yetmez gibi diğer şekle göre kalorisi 3 kat artmıştır. Yani böylece hem sağlıklı yiyeceksiniz ve hem de 100 kalori alacaksınız, diğer taraftan sağlıksız ve 300 kalori. Bu işler patates gibi şekeri yüksek besinlerde 10 kata kadar fark edebilir. İşte bu bedava ve gereksiz kalori yükü yerine sağlıklı pişirip, ayrıca fındık, fıstık ve hele badem gibi çok yararlı besinlerden de yiyebiliriz. Özellikle ceviz mutlaka kahvaltıda yer almalı.
Son zamanlarda insanlarımız kalorisi yüksek diye bu değerli gıdaları bıraktılar. Halbuki kızartmalar, kolalar, meyve suları, hamburgerler vs. gibi o kadar gereksiz kaloriler yükleniyor ki bunları çıkarıp, dilediğiniz kadar yararlı gıdalar alabiliriz. Bazen bizim insanımızı anlamak çok güç oluyor. “Olmuyor” lafının ardına sığınıp, bünyesinin kaldırmadığı şeyleri yiyor, kendi sağlıksız olduğu gibi bir de bu alışkanlıklarını çocuklarına bulaştırıp, neslini de sağlıksızlığa yöneltiyor.
SORU: Yoğurt, ayran, peynirler hakkında ne diyorsunuz? Bunlar yenebilir mi?
CEVAP: Yoğurt, süt, ayran ve özellikle light diye satılan yağsız peynirler, lor vs.ler ilk 14 günde, yenmeyecektir. Çünkü bu ürünlerin özellikle yağı alınmışlarının karbonhidrat, yani şeker oranı yüksektir. Bilindiği gibi laktoz denen süt şekeri, bu sebeple diyetimizi bozar. Bu ürünler ancak 2 ay kadar sonra yenmeye başlanabilir. Yine azar azar artırılacak şekilde olmalıdır. Ancak ideal kilomuza kadar uzak duralım. Bunun istisnası YAĞLI PEYNİRLER olup, ilk 14 gün içinde tam yağlı, özellikle eritme ve kaşar peynirleri az miktarda yenilebilir. Ama ölçüyü kaçırmadan. Unutmayalım amacımız, vücuda hiç şeker sokmadan yağ yakmaya zorlamak ve alıştırmaktır. Bu nedenle bazı alışkanlıklar ve zevkler, bu süreçte bırakılmalıdır. Unutmayın, eskiden böyle yanlışları çok yaptığımız için kiloluyuz.
SORU: İlk 14 gün diyet, ilerde tekrarlanabilir mi?
CEVAP: Hayır. Yazımın bir bölümünde de bahsettiğim gibi bir diyete gerçekten kararlı olup da başlamak gerekir. Çünkü metabolizmamız çok akıllı ve tabiri caizse uyanıktır. Hiçbir diyet sürekli uygulanmaz. Metabolizma ona bağışıklık gösterir ve artık sonuç alamayız. Bu diyet de ideal kiloya kadar uygulanıp sonra yavaşça her şeyi yiyecek şekilde normal bir düzene geçilecek, ona göre yaşam biçimi benimsenecek. En önemlisi yeni beslenme şeklinde bizi şişmanlatıp sağlığımızı bozacak o tatlılar, hamur işleri gibi şeylere buradaki tavsiyeler dışında yer verilmeyecek ve yazımda anlatıldığı gibi gıdalar birlikte alınıp vücutta barındırma yapılmayacaktır. Kısacası ne diyet yapın, ne de bozun.
Ama daha çok böyle yaparak kilo vermek veya başka anlamlarda soruluyorsa bunun cevabı yazıda da mevcuttu. Bir daha 14 günlük diyete girmek gerekmez. Bunun yerine ortalama 3 gün sadece et, balık, yumurta gibi 14 günlük diyette serbest olanlar içinden peynir ve yeşilliği de çıkarıp diğerlerini yiyerek, yeniden vücudu yağ yakma moduna sokup, bir süreden sonra fındık ve sebzelerle yavaşça diğer şeyleri de yiyebiliriz.
Bazı metabolizmalar yağ yakma moduna geç girebilir. Öyle de olsa bu süre en fazla 1 hafta olur, 14 gün gerekmez. Bu arada ilk başlarken 14 gün dolmadan bozduysanız, o halde yeniden 14 gün başlamanız gerekir, ama tabi bir bozup bir başlamak olmaz. Bir, bilemediniz iki defa olsun, ama düşünün iki kere bozsanız o zaman 14 yerine 1 ay diyet yaparsınız. Niye işinizi zora ve riske sokuyorsunuz? Bu nedenle lütfen iyi okuyun, kafanıza yatıyorsa bir defada temiz 14 gün yapın.
Bu arada bir diyetisyen yardımıyla, bu diyete uygun yemek listeleri yapmayı düşünüyorum. Bunu gerçekleştirdiğim zaman, böyle anlatmak yerine listeyi verip, “bunları yap” demek daha kolay olacak. Yakında bunu bekleyelim, diyerek diyetinizi sürdürün.
SORU: Yanlış gıda alınırsa telafisi nasıl olur?
CEVAP: İlk 14 günde lütfen yanlış gıda almayın. Aman bu yanlış gıda, şekerli bir şey, ekmek vs. olmasın. O zaman 14 güne yeniden başlamak gerekir. Ama çok az bir şey, mesela ete soğan konuldu. O zaman yeşilliklerden vazgeçip yemeyin. Bir iki gün sadece et vs. yiyin. Ama bu 14 günden sonraki aşamada ise ve tatlı gibi ağır şekerli olup vücudu yağ yakma modundan çıkaracak kadar şekerli değilse, sonraki gün ve bir günde et vs. dışında bir şey yemeyerek telafi edin. Ama ağır şekerli ise yukarda değindiğim gibi 3 gün et vs. harici bir şey yemeyerek vücudu tekrar yağ yakma moduna sokmak gerekir, fakat iyisi mi dikkatli olun. Unutmayın bu geçici bir süredir. Sakın kendinizi, iradenizi hiçe sayıp sudan bahanelerle veya bazı arkadaşlarımızın “boşverya ben bir diyet biliyorum33 sözlerine kaptırıp başladığınız şeyi bozmayın.Unutmayın eskiden çok yediniz ve bu haldesiniz. Ne var ki eski yediklerinize sayın.
SORU: Kafeinsiz neskafe içilebilir mi?
CEVAP: Şeker konulmadan ve yarım çay kaşığı bir fincan için olarak içebilirsiniz. Günde 3 fincan falan olabilir.
Yine çok açık “bulaşık suyu3′ tabir ettiğimiz şekersiz çay, şeker ihtiva etmeyen bitki çayları şekersiz olarak içilebilir. Bu arada ben Fas’a gitmiştim. Orada çay denince Fas çayı veriyorlar. Bizim demlik olarak kullandığımız ebatlarda bir çaydanlık. İçine bir miktar taze nane konulup (çok olmasın yoksa acı oluyor) kaynar su dökülüyor ve kaynamadan soğuk olmaması için hafif ısıtılıyor ve şekersiz olarak içiliyor. Gerçekten tavsiye ederim. Ben oradan demlik ve bardak getirmiştim. Bardaklar bizim çay bardakları kadar. Evde adını JADE koyduk bu çayın ve alıştık, sürekli içiyoruz. Tavsiye ederim, bir değişiklik olur.
SORU: 14 günde vitaminsiz kalmaz mıyız?
CEVAP: Şahsen ben kalmadım. İnsan vücudu 14 gün hiçbir şey yemese bile bir şey olmaz kanısındayım. Ama yazımda her ihtimale karşı bir multivitamin, mineral, ama abartmadan 2 günde bir tane alınmasını tavsiye etmiştim. 14 gün bitimi findık, fıstık yenmesi ve sebze yemekleri yenmeye başlanıyor olmasıyla artık sağlıklı bir beslenmenin kapısı aralanıyor zaten.
SORU: Kolesterolümüz bu diyetle yükselmez mi?
CEVAP: İlk bir belki iki ay acıkan vücudumuz tam yağ yakmaya adapte olana kadar belki bir miktar yükselebilir. Eğer bilinen bir kolesterol rahatsızlığınız varsa, doktorunuzdan ilaç alıp kullanmanızı tavsiye ederim. Benim ilk zamanlar kolesterolüm biraz yükseldi, ilaç falan almadım. Şimdi devamlı normal sınırlar içinde. Bunu araştırdım, uzmanlar öyle izah ettiler.
Kolesterol genelde beklemiş et ve yağlarda çok olur. Öncelikle bunlar yerine taze etler tercih edilmelidir. Örneğin salam, sucuk, pastırma, kavurma yerine, taze etler tüketilmeli. (Usulüne uygun saklanıp dondurulmuşlar hariç). Ama asıl olan, alınan et ve kolesterol ihtiva eden besinlerin vücutta beklemesidir. İşte bizim diyetin önemi buradan gelmektedir. Biz vücudumuza şeker vermiyoruz. Yazıdan hatırlarsanız vücut önce hazır şekeri tüketir. O zaman da etler yağlar vs. beklemede kalır. İşte bu zorlama ve birikme kolesterolü vs. beraberinde getirir. Halbuki biz şeker vermeyerek alınan yağ ve kolesterol ihtiva eden ürünleri ve bu arada vücudun kendi ürettiği kolesterollerin yanmasına imkân veriyoruz. Tamamen enerjiye dönüşüp yakılıyor. O zaman ne kolesterolü olacak?
Kolesterol sorunu olanlara ilk önce yağlar, etler yasaklanır. Bence tatlılar, ekmekler, şekerler, karbonhidratlar yasaklanmalıdır; ben bunu yapıyorum ve kolesterol problemim olmuyor. Problem olduğunda anlıyorum ki karbonhidratları fazla kaçırmışım ve hemen kısıyorum.
Yine kolesterol için bazı tavsiyelerim olacak: Yaşlı kart kırmızı etleri hiç tavsiye etmem. Varsın biraz yağlı olsun, normal etler yiyin. Kızartmadan, özellikle firında veya düdüklü gibi şeylerde ağzı kapalı ve patates ve havuç koymadan, soğanını abartmadan (ilk 14 gün soğan yok) yapıp yiyin.
Beyaz etlere gelince hep tavuklara alışmışız. Maalesef ülkemizde ördek ve kaz etleri unutulmuş, kimsenin yediği yok. Tavuk eti az kolesterollüdür. Hindi eti kolesterolsüzdür. Ama kaz ve ördek etleri iyi kolesterolü artırıcı, kötüsünü içermeyen etkiye sahiptir. Maalesef bu kadar güzel nimeti biz yemiyoruz. Veya yiyemi-yoruz. Tavuk denince de et denince de pilavsız yemiyoruz. Öyle olunca vücudumuzda önce pilav ve ekmeklerin, patateslerin hazır şekerleri işleniyor.
Daha bu bitmeden tadılar, meyveler, şekerli çaylar, kahveler sıralandıkça; hele de misafirliklerdeysek “bir tane daha al” ısrarlarıyla baklavaları yuvarladıkça, etlerin işlenmesine, enerjiye dönüp yakılmasına hiç sıra gelmiyor. Artık vücuda kolesterolü bırakıyor. Halbuki şekeri bıraksak hepsini yakacak ve bir şey olmayacak. Bu konu çok önemlidir sağlığınız için, lütfen dikkate alınız.Bu arada kolesterol problemi olanlara bir tavsiyem; fırında zeytinyağında balık yemeyi adet haline getirsinler. Görecekler ki çok etkili olacak. İnsanlar etleri vs. yiyip, üstüne şekerleri yüklüyor. Bir de zamane alışkanlığı oldu şimdi, kimse kolalı içecek olmadan et yemiyor, hatta bir çok insan onların hazmettirdiğine inanmış, litre-lerce içiyor. Ne diyeyim, çok yazık. Bu davranışlar, hem her türlü hastalığı davet ediyor, hem de malına ve canına zarar veriyor insanın.
SON OLARAK
Bîr gün bir yazar, deniz kıyısında bir yer kiralamış. Sakin kafayla bir şeyler yazmak istiyormuş. Bir gün sabah pencereden baktığında, bir adamın sahilde bir şeyler yaptığını görmüş. Anlayabilmek için yanına gitmiş. Bir de ne görsün; binlerce deniz yıldızı kumsala vurmuş ve adam bunları sürekli denize atıyor. Yazar gülmüş, Sen deli misin, nasıl baş edebilirsin ki, böyle tek başına neyi değiştirebilirsin?”demiş. O sırada denize attığı ve yüzmeye başlayan bir deniz yıldızını gösteren adam, “Bak, onun için her şey değişti” demiş.
Ben de bu çalışmamla birilerine faydalı olabilirsem ne mutlu bana. Sağlıklı ve dolu dolu bir hayat geçirmenizi dilerim.
SON SÖZ
Tavsiye ettiğimiz Atkins diyeti dünya basınında şu an en iyi” olarak lanse edilen diyettir. Bazı hususlarda eleştirilmekteyse de kitabımızda ülkemiz şartlarına adapte ederken bu tenkitleri göz önüne aldığımızı öncelikle belirteyim.
Yazdığımız metodun şu üstünlükleri var:
* Doğal gıdalara yönlendiriyor, suni ve rafineri yiyeceklerden kaçındırıyor.
* Aç kalmıyorsunuz.
* Size dokunan, allerji yapan gıdaları anlıyorsunuz.
* Sağlığınıza kavuşuyor, birçok hastalıktan korunmuş oluyorsunuz.
* Damak tadınız daha belirgin hale geliyor,. gıdalardan daha lezzet alıyorsunuz.
* Yemenizi tavsiye ettiğimiz gıdalar ülkemizde bol bulunan ve genelde ucuz olan yiyecekler. Her mevsim bu diyeti tatbik edebiliyorsunuz.
* Vitamin ve mineral eksikliği, beslenme bozukluğu ortaya çıkmıyor.
Yalnız uygulaması zor olmayan bu diyetten hiç vazgeçilmemeli, bir hayat tarzı haline getirilmelidir.
Yeni metod diyet: Hamptons
Diyet akımları moda gibi devamlı değişiyor. Yeni çıkan Hamptons diyetinde Atkins’in eleştirilen hususları bazı noktalardan değiştirilmiş. Onları da kaydedelim:
– Kırmızı etin yağlı kısımları, tavuğun derisi çıkartılacak. Pastırma ve sosis yenmeyecek.
– Somon, alabalık, sardunya, keten tohumu ve ceviz bol bol tüketilmeli. Kızarmış balık ise, ağıza sürülmemeli.
– Bu diyetin sırrı ise, findik yağına ağırlık vermektir.
– Bol bol sebze ve sadece düşük şeker içeren meyveler öneriliyor. Muz, mısır, domates ve patates gibi yüksek şeker içeren gıdalar yasaklanıyor.
– Ceviz, mercimek ve fasulye tavsiye ediliyor. Şekerle kavrulmuş ceviz, findik ve badem yasak. Bezelye ise ölçülü kullanılıyor. Cipsler, krakerler ile işlenmiş yiyecekler kara listede.