Yumurta dondurma İşlemi
Yumurta dondurma işleminin Türkiye’de bazı yasal sınırlamaları var. Yumurta ve sperm bankacılığı yasak olduğu için dondurma işlemi ancak tıbbi zorunluluk halinde ve yalnızca kişinin kendisine kullanılmak üzere yapılabiliyor. Kanser tedavisi olma durumunda, erken menopoz riskinde ve yumurtalık ameliyatları öncesinde üreme fonksiyonlarını kaybetme riski olan kadınlarda dondurma işlemi yapılabiliyor. Sperm veya yumurta dondurma işlemi, tıbbi gerekçe olmadan isteğe bağlı yapılamıyor. Saklanan yumurta ileri yaşta da kullanılabilir. Çünkü rahim yaşlanmaz. Yumurta dondurulduğu anda saati durur. 30 yaşında dondurulduysa kadın 40 yaşma bile gelse yumurta 30 yaşında kalır. İleri yaşta hamile kalmanın zor olmasının sebebi yumurtanın da yaşlanmış olmasıdır ki bunu daha önce anlattım.
Olgun yumurtalar donduruluyor
İlk Tüp Bebek
İlk önce sperm mi başarıyla dondurulmuştu?
Evet doğru. İlk olarak sperm başarıyla dondurulup çözüldükten sonra embriyo dondurulmasına başlandı ve rutin olarak uygulamaya konuldu. Dondurulmuş ve çözülmüş insan embriyosundan elde edilen ilk gebelik 1983 yılında Trounsen tarafından bildirildi. Bu ilk başarıdan sonra dünyada birçok merkezde yumurta dondurma teknolojisinin geliştirilmesi için çalışmalar yapıldı. Yumurta büyük ve karmaşık bir yapı olduğundan düşük ısılara karşı çok hassastır. İlk çalışmalarda olgun olmayan yumurtaların dondurulması önerilirken, bugün yapılan çalışmalarda olgun olan yumurtaların dondurma işlemine daha dayanıklı olduğu gösterilmiştir. Toplama işlemi sonrasında yumurtalar etrafındaki hücrelerden temizlenir ve normal olan olgun yumurtalar dondurulur.
Dondurma işlemi esnasında ısının hangi hızla azalacağı, hangi koruyucu maddenin kullanılacağının seçilmesi çok önemlidir. Yumurta dondurma işleminden sonra, dondurulmuş yumurtalar sıvı nitrojen içerisine (-196°C) konulur. Sıvı nitrojen içerisindeki yumurta genetik olarak uzun süre bozulmadan kalabilir. Yumurta dondurma-çözme sonrası doğan bebeklerde bir sakatlık görülmedi. İlk zamanlarda çözme işlemi sonrasında yüzde 60 yumurta canlı kalırken günümüzde bu oran yüzde 80-90’lara ulaştı. Aynı zamanda, yumurta çözme işlemi sonrasında başlangıçta düşük olan döllenme oranları mikroenjeksiyonun kullanılmaya başlamasıyla birlikte arttı.