Tansiyon, özel bir aletle kolda ölçülen kan basıncı anlamına gelmektedir. Erişkin bir genç insanın dinlenme durumunda kol atardamarlarındaki ortalama basınç, 120/80 mm civa (Hg) olmalıdır. Kan basıncının normalden yüksek olmasına yüksek tansiyon (hipertansiyon), normalin altında olmasına ise düşük tansiyon (hipotansiyon) denilmektedir.
Yüksek Tansiyon nedenlerden biri, küçük atardamarların iç çaplarının daralması sonucu damar sisteminin direncinin artmasıdır. Damar esnekliğinin azalması durumunda büyük damarların kan atımı sırasında yeterince genişleyemediğinden sistol basıncı yükselir, diastol basıncı ise düşer. Yüksek tansiyon kalp ve damar hastalıklarına yol açar, artheroskleroz ve miyokart enfarktüsünü hızlandırır, beyin kanamalarına neden olur, gözde retina damarlarına hasar vererek, böbrekte işlev bozukluklarına yol açar, kol ve bacak arterlerini etkileyerek yürüme güçlüğü bazen de felce yol açar. Hastaların % 80′inde hastalığa yol açan neden bilinmez, kalan % 20′sinde ise böbrek hastalıkları, büyük damar anomalileri, hormon bozuklukları yüksek tansiyonun başlıca nedenidir.
Yüksek tansiyon belirtileri arasında başta ve ensede ağrı, kulaklarda çınlama, sıkıntı duygusu, çarpıntı, erken yorulma vb belirtiler görülür. Daha ileri dönemlerde de zarar gören organlardaki bozukluklar eklenir. Tansiyonu yükselen bir insanın ayakları aşağı doğru, tansiyonu düşen bir hastanın ayakları yukarı doğru pozisyonda yatırılması gerekmektedir. Yani tansiyon ile ayaklar ters orantılı şekilde yatırılmalıdır. Çünkü yüksek tansiyon durumunda beyne giden kan miktarı arttığı için yer çekiminden faydalanmak üzere hastayı oturtup, ayaklarını sarkıtmak gerekmektedir. Düşük tansiyonda da tam tersi olarak beynin kan-oksijen gereksinimi arttığından, ayaklarını 30-45 derece kadar bir açıyla kaldırmamız gerekiyor.
Bunun dışında hava sıcaksa hastayı serin yere almalı uygun pozisyonu vermeliyiz. Çok yüksek tansiyonda mümkünse bir dilaltı ilacı verilebilir. Bunun yanında ilaç dışında limon suyunun da etkisi olduğu söyleniyor.
Baş dönmesi varsa yapılacak ilk iş hemen oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır. Terleme, çarpıntı, göz kararması da görülür. Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş hastayı hemen yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmektir. Sonra yüzüne su serpmek hemen doktora ulaştırmaktır.