Image via Wikipedia
Bitkinin değişik türleri vardır. Tırmanıcı yoğurtotu (Galium aparine L.), tarlalarda, çayırlarda, çit kıyılarında çalılıkların arasında bolca yetişir ve çiftçiler onu zararlı ot olarak bilirler. 60-160cm boyundaki bitkinin yaprakları halka dizilişlidir ve uzunca saplı, yeşil �beyaz renkli çiçek şemsiyeleri vardır. Sapındaki tüylerin yardımıyla rahatça tırmanabilir. Yöresel olarak, yapışkan otu, çobansüzeği, sünnetlik otu, sünnetlice otu ve kazotu olarak da tanınır. Bitkinin türlerinin hepsi şifalıdır, ama sarı çiçekli yoğurtotu (Galium verum L.) ender bulunan bir bitkidir ve kurutulduktan birkaç ay sonra kararmaya başlar. Tırmanıcı yoğurtotu ise pratik olarak her yerde karşımıza çıkar ve kurutulduktan sonra iki yıl kadar kullanılabilir.
Toplama ve Kurutma : Nisan-Mayıs döneminde, yoğurtotu henüz körpe ve tam yeşilken, toprak üstündeki bitkinin tümü, sararmış yapraklar hariç toplanır ve hemen demetler halinde gölge ve havadar bir yere asılarak kurumaya bırakılır. Kuruduktan sonra ince kıyılarak bir örtünün üstüne serilir ve 2-3 gün tam anlamıyla kuruması beklenir. Daha sonra hava almayan kaplarda saklanır.
Bileşim : İridoitler (Örneğin : asperulosid), polyphenol asitleri, flavonlar ve tanen içerir.
Etkileri : Lenf sistemini temizleyici, kan temizleyici, deri hastalıkları, kanser tedavileri
öbek halinde yetişen bu bitki, ne yazık ki zamanla unutulmaya mahkum olmuş. Fakat, kanser hastalıklarının arttığı şu sıralarda, bu bitki büyük bir önem kazanmıştır. Burada bir kere daha belirtmek isterim ki, bu tür ağır hastalıklarda kullanılacak olan bitkinin mutlaka taze olması gerekir. Yoğurtotunun / yapışkanotunun genç filizlerini, kış mevsiminde, kar altında bile bulabilirsiniz. Yoğurtotu çayı, böbrekleri, karaciğeri ve dalağı hastalık yapıcı maddelerden arındırır. Lenf kanseri dahil, lenf sistemi hastalıklarında, hastalık ne kadar ağır olursa olsun, bu çay her gün (3-5 bardak) içilmelidir. Bitki çayı, içten çay ve dıştan (haricen) kompres-yıkama biçiminde kullanıldığında, çok büyük bir hızla, deri hastalıklarını, yaraları ve kan çıbanlarını iyileştirir. Ayrıca bu ılık çayla yüz yıkandığında, pörsük, sarkık ve kırışık deri gerginleşir. Bitkinin sıkılarak elde edilen özsuyu da, her gün hasta deriye sürülüp, kuruması beklenerek kullanılabilir. Bitki, epilepsi (sara), histeri, raks illeti veya parkinson hastalığı (kasların istem dışı hareketliliği ), sinirsel rahatsızlıklar, idrar tutukluluğu, kum ve taş rahatsızlıklarında da önerilir. Çok irileşmiş olsa da guatr hastalığı, yoğurtotu çayı ile gün boyunca ısrarla sürekli derin gargaralar yapıldığında ve arada bir yutulan yudumlar yoluyla uygulanan 4-6 haftalık bir kür sonucunda önemli ölçüde küçülebilir. Son zamanlarda, ses telleri aksaklığı veya ses kısıklığı (disfoni) sıkça rastlanan bir durum olup, bitki çayı ile yapılan gargaralar, bu aksaklığı kısa sürede düzeltecektir.Bir kadın bana (M.Treben), yalnızca guatrın değil, lenf bezi hastalığının da iyileştiğini söyledi. Tanıdık bir çiftle her yıl, Viyana yakınındaki Mödling kaplıcasında buluşuruz. 1979�da yine buluştuğumuzda, kadında belirli biçimde guatr başladığını gördüm (M.Treben). Ameliyattan korkuyordu. Ona yoğurtotunu önerdim (M.Treben). Bu durumda bitki kaynatılır ve gün boyunca, elden geldiğince sık ve derin gargaralar yapılır. 1980 şubatında yeniden buluştuğumuzda, kadında guatrdan eser kalmamıştı. Büyük bir sevinçle bana, kocasının her gün taze bitki toplayışını anlattı. İlk gargaralardan sonra guatrın küçülmeye başladığını hissetmiş ve bir süre sonra da tümüyle yok olmuştu. İsviçreli herbalist Künzle�ye göre, ağır böbrek hastalıkları ve böbrek iltihaplanmalarında da, tüm tedaviler başarılı olamamışsa bile, yoğurtotu güvenilir bir bitkidir. Böbrek hastalıkları için, yoğurtotu, altınbaşak ve sarı ballıbaba ile eşit oranda karıştırıldığında, çok daha etkili bir çay elde edilmiş olacaktır. Bu durumda, en kısa sürede başarıya ulaşılacaktır. Herbalist Künzle, bu zamanın 14 gün olduğunu söylüyor. Bu üçlü çay harmanı haşlanıp demlenerek hazırlanır ve ilk olarak, kahvaltıdan yarım saat önce yarım bardak içilir ve geri kalanı da gün boyunca yudumlanır. Ağır hastalıklarda, günde 4 bardak içmek gerekebilir. Herbalist Künzle�nin bir yazısında, ağır böbrek hastalığı çekmekte olan 45 yaşındaki bir adamın sözü geçer. “…Sonunda adamın böbreklerden birinin alınması gerekmişti. Öteki böbrek de iltihaplı olup gerektiğince çalışmıyordu. İşte o sırada adam bir yoğurtotu üçlü çay kürüne başlayarak yukarda da belirtmiş olduğumuz gibi, yoğurtotu, altınbaşak ve sarı ballıbaba eşit karışımından hazırladığı çaydan günde 4 bardak çayı hiç bıkmadan, ısrarla yudumlayarak bu hastalıktan tümüyle kurtulmuştu. ” Bu üçlü karışım, böbrek büzülmesinde ve daha başka ağır böbrek hastalıklarında da kullanılabilir.
Tanınmış Avusturyalı bitki uzmanı R. Willfort, Şifalı Bitkilerle Sağlık adlı kitabında, yoğurtotu çayı içilerek ve gargara yapılarak, dil kanserinin iyileştirebileceğini veya bitkinin taze özsuyu tereyağı ile karıştırılarak hazırlanan merhemle, kanser çıbanlarının ve kanser türü deri hastalıklarının iyileştirilebileceğini yazmıştır.Yoğurtotu merhemi ile, kanser türü deri hastalıkları tedavi edilebilir. Bu tedavi (ameliyat öncesi veya sonrası), tıbbi tedaviyle eş zamanlı olarak da uygulanabilir. Tabiidir ki, tüm kanser hastalıklarında uygulanacak bitkisel tedavilerden önce doktorun onayı alınmalıdır. Dil kanserine ve gırtlak kanserine karşı (ameliyat öncesi veya sonrası) yoğurtotu kürlerinin mutlaka uygulanması çok önemlidir. Kürlerin hiçbir yan etkisi olmadığı unutulmamalı ve denenmelidir. 10 yıl kadar önce, Linz�de yaşayan bir dişçinin dil kanserine yakalandığını duymuştum (M.Treben). Ameliyattan sonra çok zayıflamış ve ışın tedavisi yaptırması gerekiyormuş. Bitki çayı ile gargaralar yapmasını önerdim ona. Daha bir hafta ancak geçmişti ki, ışın tedavisine gerek kalmadığını, hastanın kilo almaya başladığını öğrendim. Bir süre sonra da hastalıktan hiçbir iz kalmadı. Daha sonraları, 28 yaşındaki bir kadının da dil kanserine yakalandığını duydum (M.Treben). Tanıdığı bir doktor, onu beş yıl içinde sağlığına kavuşturabileceğini söylemiş. Hasta, doktorun verdiği bitki çayını bana (M.Treben) gösterdiğinde, yoğurtotunu hemen tanıdım. Kadıncağız bu kötü hastalıktan kısa sürede kurtuldu. Bir örnek daha: Viyanalı genç bir kadın, 63 yaşındaki annesinin ağır hasta olduğunu ve ameliyat edilmesi gerektiğini söylediğinde, mart ayındaydık. Altı ay kadar önce hastanın gırtlağında kanser türü bir tümör oluşmuştu. O zamanki doktoru, gerçeği ondan gizleyerek, hastalığın guatr olduğunu söylemiş ve böylece ilk ameliyat yapılmış. Altı ay boyunca her şey iyi gitmiş. Ama son zamanlarda, sol kolunda gece gündüz dinmeyen şiddetli ağrılar başlamış. Eli şişmiş ve eli kolu öylesine duygusuzlaşmış ki, bir kağıt sayfasını bile tutamıyormuş. Hiç olmazsa bu ağrıları dindirmek için, ilk ameliyatı yapmış olan doktor, 19 nisanda ikinci bir ameliyat yapacak ve boyunla köprücük kemiği arasındaki bir siniri kesecekmiş. Doktorun dediğine göre, daha başka bir tıbbi yardım yapılamazmış. Tüm bunlara karşın, ben (M.Treben) kadına yoğurtotu çayını içmesini ve gargara yapmasını önerdim. Ayrıca, 300 gr aynısafa, 100 gr civanperçemi ve 100 gr ısırgan otu karışımlı, kanser önleyici bir çay içmesini (günde 7 su bardağı ve her bardak için 1 tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki karışımı, her 20 dakikada 1 yudum ) ve yoğurtotu merhemi ile friksiyonlar yapmasını söyledim (M.Treben). Ağrıların 4 gün sonra dindiğini öğrendiğimde ne kadar sevindiğimi düşünebilirsiniz! Hasta kadın, 19 nisana kadar elini ve kolunu kullanabilmeye başlamış, bu organlardaki duygusuzluk hali de sona ermişt. Hastanın kızı, ikinci ameliyata gerek kalmadığını bildirdiğinde doktor çok şaşırmış ve yapılan tedavi kendisine anlatıldığında da çok etkilenmiş ve “Anneniz bu tedaviye devam etmeli” demişti. Bir süre sonra haber aldığıma göre de, kadının sağlığı çok iyileşmiş ve altı kişilik ailenin ev işlerini rahatça yapabilir hale gelmişti.
Kanser türü çıbanların tedavisinde de başarıya ulaşılabilir. Son zamanlarda, pürüzlü, sınırları belirgin koyu lekeler biçiminde, kötü karakterli deri hastalıkları çok arttı. Bu durumlarda, taze yoğurtotu özsuyu ve aynısafa merhemi ile başarı kazanılabilir. Kan temizleyici özelliği olan aynısafa, ısırgan otu, ve civanperçemi eşit karışımdan hazırlanan çayı da aynı zamanda mutlaka içmek gerekir (Karışımlar bölümüne bakınız). Yukarı Avusturya bölgesinden bir kadının damağında bir düğüm oluşmuştu ve dayanılamayacak ağrılar çekiyordu. Yoğurtotu çayı gargarası sonunda, dört gün içinde düğüm ve ağrılar yok oldu. (M.Treben)
Kullanım Biçimleri:
Çay hazırlamak:. Bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak su ile haşlanır (kaynatılmaz) ve 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Çeşitli hastalıklar için yukarıda belirtilen miktar ve şekillerde içilir veya kompres ve gargara yapılır. Genel olarak günde 2-5 bardak yeni demlenmiş çay soğutulmadan içilir.
Merhem yapımı :Bitkinin özsuyu oda sıcaklığındaki tereyağı ile iyice karıştırılır ve elde edilen merhem buzdolabında saklanır. Merhem uzun süre dayanmaz.
Taze Bitki Özsuyu : İyice yıkanarak ince kıyılan nemli bitkinin özsuyu mutfak robotu kullanılarak elde edilir.
Üçlü Çay Harmanı: Yoğurtotu/yapışkanotu, sarı ballıbaba ve altınbaşak eşit oranda karıştırılır. Bu karışımdan yarım tatlı kaşığı dolusu, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır (kaynatılmaz), 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyunca 2-4 bardak içilir.
Karışımlar : Tüm kanser hastalıklarına karşı, beden temizleyici ve güçlendirici olarak, yoğurtotu, aynısafa, ısırganotu, civanperçemi, ıhlamur ve mayıs papatyası çok ince kıyılarak eşit oranda karıştırılır. 1 talı kaşığı karışım orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır (kaynatılmaz) ve 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak çayla başlatılan temizlik ve güçlendirme kürü, 1 hafta içinde 4-6 bardağa kadar çıkarılmalı ve bu miktar çay gün boyuna yayılarak, örneğin, 15-20 dakikada 2-3 yudum alınarak uygulanmalıdır. Böylece mide rahatsız olmayacak ve beden bitki çayının her damlasını emerek yararlanacaktır.
UYARILAR: Yoğurtotunun bilinen hiçbir yan etkisi yoktur.
Referanslar:
1-“Gesundheit aus der Apotheke Gottes” “Tanrı’nın Eczanesinden Saglık”, Maria Treben
2-Türkiye’de Bitkilerle Tedavi, Prof.Dr. Turhan Baytop, I.U Eczacılık Fak.
3-“Bir Yudum Sağlık”,N.Eröztürk,Anahtar Kitaplar yayınevi,2000