Bebek doğduğu esnada ciğerlerini hızla hava ile doldururken aynı zamanda ciğerlerindeki sıvıyı da dışarı çıkartmak zorundadır. Yeni doğmuş bir bebek, yine aynı zamanda, ciğerlerindeki kanın hacmini de artırmak zorundadır.
Yeni doğmuş bebek, bir dereceye kadar, genişledikçe her seferinde açılıp kapanan ciğerlerini kullanmaksızın soluk alıp vermek zorundadır; normal zananında doğmuş bebeklerin çoğu, ciğerleri tamamıyla gelişebilmek için yeterli zamana sahip olduğundan dolayı, bunu kolaylıkla başarabilirler. Bununla beraber, çoğu prematüre doğmuş bebeklerin ve hatta bazı olgunlaşmış gebelik bebeklerinin soluma problemleri vardır.
Yeni doğmuş bebeklerde iki tür solunum bozukluğu ortaya çıkabilmektedir: Tipik olarak prematüre bebekleri etkileyen solunum bozuklukları ve gerek prematüre gerekse olgunlaşmış gebelik neticesinde doğan bebeklerde meydana gelen, geçici hızlı soluma.
Tüm yeni doğum sonrası ölümlerinin önemli bir yüzdesini teşkil eden solunum bozukluğu, ki ayrıca hiyalin zarı hastalığı olarak da adlandırılmaktadır, yeni doğmuş bebeklerin ölümlerinin en büyük nedenidir.
Hiyalin zarı hastalığının ciddiyeti yeni doğmuş bebeğin gebelik yaşı ve doğum ağırlığı ile ilintilidir. Dolayısıyla, bebek daha küçük ve daha prematüre oldukça, hiyalin zarı hastalığına yakalanması olasılığı da o denli artmaktadır.
Bu hastalıkla doğmuş bir bebeğin ciğerlerinde, her nefes alınışında ciğerlerin küçük hava odacıklarının çökmesini önleyen ve yüzey gerginliğini düşürmekte yardımcı olan (sürfaktan olarak adlandırılan) belli amillerden yeterli miktarda yoktur. Dolayısıyla, ciğerlerini genişletebilmek için bebeğin daha fazla basınca gereksinimi vardır.
Solunum bozukluğu belirtileri genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç dakika içerisinde anlaşılabilir. Bazı bebeklerde doğum esnasındaki solunum bozukluğu o derece güçlüdür ki, canlandırma işlemi gerekli olabilir. Solunum bozukluğu hastalığının belirtileri hırıtılı soluma, burunsal yangı ve koyu esmer cilt rengidir. Bebek sert ve düzensiz soluk alıp verir. Kesin teşhis için ciğerlerin röntgeni çekilir ve kan testi yapılır. Eğer bebeğiniz solunum rahatsızlığı belirtileri ile doğmuş ise yaşamsal belirtilerinin sürekli olarak kontrol atında tutulacağı bir yeni doğum yoğun bakım biriminde bakım altına alınmaya gereksinim duyacaktır. Bebek, solumayı kolaylaştırmak için ılık ve nemli oksijenle doldurulmuş bir kuvöze yerleştirilir. Gıdası ve gerekli sıvılar damardan verilir.
Bu hastalıkla doğan çoğu bebek solumasına yardım edilmesine gereksinim duyarlar. Böyle bir durumda, bebeğin soluk borusuna bir soluma tüpü sokulması gerekebilir. Solunum bozukluğu belirtileri ile doğmuş bebeklerin bakım altına alınmasındaki amaç, bebeğin ciğerleri yeterince gelişinceye kadar herhangi bir komplikasyon oluşmasını önlemektir. Özel yeni doğum birimlerinin gelişmesi ile ve ileri derecede eğitim görmüş doktorlar ve hemşireler ile birlikte, bu çocukların ölüm oranları da önemli miktarda azalmıştır. Geçici hızlı soluma, olaysız vajinal doğum ya da sezaryen sonrasında ve prematüre ya da olgunlaşmış gebelik bebeklerinde de ortaya çıkabilir.
Bu tür solunum bozukluğuyla doğan bebeklerde, hızlı ve zayıf soluma dışında hiçbir belirti görülmez. Bazı bebeklerde bebeğin cildi az oranda oksijenle ortaya çıkan mavimsi bir dış görünüm alır.
Hiyalin zarı hastalıklı yeni doğmuş bebeklerin aksine, bu bebekler nadiren ciddi derecede hasta görünürler. Dahası, birçoğu 3 gün içerisinde iyileşir.
Tedavi genellikle ciğerlere sıvı kaçmasını önlemek için sürekli olmayan beslemeyi içerir. Kimi zaman eğer bebek ağızdan beslenebilmek için gereğinden fazla soluk alıp veriyorsa, damardan besleme gerekli olabilir. Genellikle başka hiçbir tedavi gerekmez.