20’li yaşlardaki kusursuz güzelliğinizi koruyun
Bu yaşlarda cilt güçlü, pürüzsüz ve gergindir. Ama özellikle alın ile burnun ve ağzın yan taraflarında sivilce topluluklarına rastlanır. Genç cildin tek sorunu da budur: Sebum salgıları ve hormonlar henüz düzene girmemiştir. Ölü hücreler ayda 1 kez, yerlerini yenilerine bırakmak üzere, dökülür. Dokular sağlamdır, Vücut tarafından yıkılan kolajen, kolaylıkla tekrar üretilir. Temizlik ve nemlendirme anahtar kelimelerdir. Özellikle sivilce ve siyah noktaların fazla olduğu durumlarda, doğru sabunu kullanmaya özen gösterilmelidir. En sık yapılan hata, cildin yağını fazlasıyla alan bir ürün seçmektir: Böyle bir durumda, sivilceler azalmak yerine artar. Çünkü, cilt yüzeyindeki nem ve yağ tabakası hızla yok olur. Kullanılan kremler, gözeneklerin fazla tıkanmasını önlemek için, hafif olmalıdır. Ayrıca, genç ciltte leke oluşmasına fırsat vermemek için, parfüm içermemelidir.
30’lu yaşlar; yolun yarısı mı gerçekten?
Otuzlu yaşlarda birkaç küçük sorun baş gösterir… Göz çevresi, alın ve ağzın kenarlarında, özellikle ışıkta belli olan, ilk kırışıklıklar ortaya çıkar. Yaşlı hücreler, dökülme yeteneklerini kaybeder ve üst derinin kalınlaşmasına neden olurlar. İşte bu yüzden, cilt yüzeyi artık eskisi kadar pürüzsüz değildir. Işık eskisi gibi güzel yansımadığından, cilt yüzeyinde gölge oyunları oluşur. Cilt kıvrımları arasına sızan makyaj malzemeleri de, alerjik reaksiyonlara neden olmaya başlarlar. Esnek lifler ve kolajen eskisi kadar fazla üretilmez. Cildin devamlı hareket halinde olduğu bölgelerde ilk belirgin izler oluşur. Yeterince güçlü olmayan bir cilt, güneş ışınlarından fazlasıyla zarar görür. Bu yaşlarda cilt, ilk zayıflık belirtilerini göstermeye başladığından, zararlı UV ışınları, cildin orta tabakasına kolaylıkla geçebilir.
Bunu önlemek için ne yapmalı?
Ağızdan A, F ve E vitaminleri ile mineral preparatları alınabilir. Dışarıdan yapılacak uygulamalara gelince: Sabahları koruma filtresi içeren kremler, akşamları ise cildi nemlendirip onaran meyve asitlerinden faydalanılabilir. Bu yaşa dek normal ya da karma olan bir cilt, birden kuruyabilir. Hemen uygulamaya geçmeniz gereken strateji, hassas ciltler için hazırlanmış, bileşiminde rahatlatıcı ve dengeleyici maddeler bulunan, özel ürünler kullanmaktır. Özel temizliğin dışında, nemlendirici bir kremle masaj yapılmalıdır.
40’lı yaşların çekiciliği ve olgunluğu başkadır
Bu yaşlardaki cildin kolajen üretimi giderek azalır. Üst katman hala gücünü korusa da, iç kısımda bulunup, onu destekleyen esnek lifler biraz zayıf düşer. Bu durum, dıştan bakıldığında, yanaklarda ya da çenenin altında çöküntüler şeklinde görülebilir. Bazen de, cilt mat ya da solgun bir görünüm alır. Bunun nedeni, hücre değişiminin yavaşlamasıdır. 40 yaşına gelindiğinde, tıpkı vücutta olduğu gibi, yüzdeki kaslarda da çökmeler görülür. Bu yüzden, her gün ayna önünde yapılacak 5 dakikalık bir yüz jimnastiği de mükemmel sonuç verir. Garip olduğu kadar etkili bir diğer egzersiz de, çubuk şeklinde bir sakızı dişlerin arasına yerleştirip, bu şekilde çiğnemeye çalışmaktır. Bir diğer kurnazlık da, yüzün bir yanı üzerinde uyumaktan kaçınmaktır: Aksi halde, yüzde kolaylıkla kırışıklık oluşabilir. Son olarak, ağızdan alınacak, vitamin ve mineral takviyesine önem vermenizi hatırlatalım.
Nemlendirici alırken sıradan seçimler yapmayın
Nem kaybına uğrayan cilt iki sorunla karşı karşıya kalır… Cildin en üst yüzeyi olan epidermdeki su molekülleri, buharlaşmaya karşısında, koruyucu bariyer görevini yerine getiremez hale gelir. Bitki özlü nemlendiriciler, cildin zayıflayan nem tutma kapasitesini artırır. Dış etkenlere bağlı olarak günlük nem ihtiyacı giderilmemiş olan epidermin bu gereksinimi böylece karşılanır. Amerika da yapılan araştırmalar, 35 yaş üzerinde olup, nemlendirici krem kullananların kırışıklık şikayetlerinin, kullanmayanlara kıyasla, yüzde 50 azaldığını gösteriyor.
Hangi yaşta nasıl nemlendiriciler kullanmalı?
20 – 30 yaş
Bu yaş grubunda, normal veya yağlı cilt yapısına sahip olanlarda da cilt kuruluğu görülebilir. Nem eksikliğini giderecek nitelikteki kremler, cilde nüfuz ederek koruma sağlar. Ayrıca, cildin su dengesini düzelterek cildi canlandırır. Nemlendirici kremlerde bulunan bitkisel konsantrasyon, hücreler tarafından emilir. Bu da cildin en üst yüzeyi olan epiderme esneklik ve rahatlama kazandırır.
30 – 40 yaş
25 yaşından sonra cildin doğal nemlendirici mekanizması yavaşlamaya başlar. Donuk, nemsiz, elastikiyetten yoksun bir cilt için kullanılacak nemlendirici kremin yumuşatıcı etkisinin yoğun olması gereklidir. Bitkisel lipozomlarla takviye edilmiş nemlendiriciler, 30 yaş ve üzeri ciltleri için idealdir. Bitkisel özlü nemlendiriciler cildin su deposunu uzun süre optimal düzeyde tutarak nemlilik sağlar.
40 – 50 yaş
Giderek daha da kuruyan ve doğal nemini kaybeden cildin, derinlemesine nemlendirilmeye ihtiyacı vardır. Limon, salatalık ve çiçek özlü kremler, cilt hücrelerine nüfuz ettiklerinde en az 8 saat boyunca nemlilik ve esneklik sağlarlar. Bu tür kremlerin kullanılması, cildin nem kazanma sürecini hızlandırır.
50 yaş ve üstü
Yaşın ilerlemesiyle birlikte, kullanılan ilaçlar, geçirilen hastalıklar ve hava kirliliği cilt üzerinde daha belirgin bir etki göstermeye başlar. Bu yaş grubu tarafından kullanılacak nemlendiricilerin, cildi nemlendirmenin yanısıra, onarıcı ve kırışık giderici özelliklerinin de bulunması gerekli.