“Kozmik bilimce” vücudumuzda var olduğu kabul edilen enerji merkezleri, “yaşam enerjisi“nin çeşitli şekillerini alırlar, dönüştürürler ve dağıtırlar.
Enerji merkezleri yani “enerji merkezleri”, yaşam enerjisini “nadiler -kanallar-” yoluyla insanın enerji bölgelerinden, çevresinden, evrenden ve tam enerji yapılarından alırlar; maddî bedenin yaşaması için gerekli olan frekanslara dönüştürürler. Bununla birlikte çevrelerine de ayrıca enerji verirler.
Bu enerji sistemiyle; insanlar, yerküre, evren ve bunların hepsi “kozmik enerji” vasıtasıyla karşılıklı bir ilişki içindedirler.
Bugün dünyamızı koruyan ozon tabakasının delinmesi havanın, suların, ormanların kirletilip aşırı derecede kimyasal terkiplerle katledilmesi sonucunda, karşımıza bugünkü birçok doğal felaketin çıkması normal görülmelidir.
Enerji titreşimleri kendilerini değişik frekanslarda gösterirler.
Enerji, çok yoğundan çok safa doğru değişen seviyelerde veya hızlarda titreşir.
“Düşünce”; kendini çok hızlı değiştirerek çok yüksek oranda titreşen saf bir “enerji” biçimidir.
“Sevgi” bitmez tükenmez bir enerji kaynağıdır.
Madde ve enerji birbirlerinin yerine geçebilirler.
Hiçbir zaman, madde ve enerji olmadan maddenin tek bir molekülü, enerjinin tek bir atomu var olamaz. Her ikisi birbirinin yerine geçer.