Yaralı Hastada Oksijen Basıncının Optimum Düzeyde Tutulması İçin
Derin solunum ve öksürük egzersizleri uygulatılmalı Yarada biriken sıvı boşaltılmalı
Yara bölgesinde ödem oluşumu önlenmeli, oluşmuş ise, tedavi edilmeli Yara etrafındaki ölü dokuların debrimanı sağlanmalı Nazotrakeal aspirasyon gerekiyorsa, hastaya önce % 100 konsantrasyonda oksijen verilmeli ve sonra aspire edilmelidir.
Beslenme: Sağlıklı bir yara işileşmesi için yeterli ve dengeli beslenilmesi gerekir. Buyuk travmalardan sonra erişkin bir hastanm günlük 120-200 g protein, 3000-4500 kalori ile tüm vitaminlere, çinko demir gibi minerallere gereksinimi vardır.
Proteinler: Proteinler yeniden damarlanma, lenfosit oluşumu, fibrablast çoğalması kollajen sentezi ve yaranın yeniden şekillenmesinde, prolin ve lizin ise kollajeninin güçlenmesinde gereklidir. Ayrıca plazma proteinlerinden albumin serum onkotik basıncının düşmesini dolayısıyla da yara çevresindeki ödemi önler.
Karbonhidratlar: Travmanın büyüklüğüne paralel olarak gereksinim oramda alınan karbonhidratlar lökositlerin enerji gereksiniminin sağlanması için gereklidirler.
Yağlar: Hücre metabolizmasının düzenlenmesinde, inflamasyon döneminde rol alan prostaglandinlerin yapımı için gereklidirler.
Vitaminler; C vitamini kollajen sentezinde, kapiller frajilitenin azalması ve kapiller oluşumunda, enfeksiyona direncin artmasında ve immün yanıtta rol oynar. B kompleks vitaminleri enzim sistemlerinde Co faktördür. A vitamini, hücre membranlarının epiteli-zasyonunu arttınr, kollajen sentezini hızlandırır. D vitamini, kalsiyum metabolizmasında emilme ve taşımada gereklidir, K vitamini protrombin sentezi ve VII., IX. ve X. pıhtılaşma faktörlerinin sentezinde rol alır.
Mineraller: Çinko, hücre membranını stabilize eder. Yara iyileşmesinde hücre mitozisi ve proliferasyonu için gereklidir. Demir, kollajen sentezinde prolin ve lizin hirdoksilasyonu için gereklidir. Eksikliğinde yaraya oksijen taşınması yavaşlar.
Pansumanlar ve Kullanılan Solüsyonlar: Yara iyileşmesini yaraya uygulanan pansuman malzemeleri ile kullanılan bakım solüsyonları da etkiler.
Uygun seçilmiş pansuman, yara yüzeyinden istenmeyen debri-sin kaldırılması ile, iyileşmeyi hızlandırır. Canlı dokulan korur ve yara tümüyle kapanıncaya kadar vücut ile çevre arasında geçici ba-riyer oluşturur.
Nekrotik doku ve aşırı eksuda olan yaralarda yeni oluşan gra-nülasyon dokusuna ya da göç eden epitel hücrelerine zarar vermeksizin debrisin kaldırılması için, emici özelliği olan bir pansumanın seçilmiş olması gerekir
Açık bırakılan yaralarda dehidratasyon ve kabuk oluşur. Bu da epitel hücrelerinin göçünü engeller .
Yapışan pansumanlar doku ölümünün azalmasına, hidrasyona ve epitelizasyonun hızlanmasına neden olurlar. Ancak bu sargılar eksuda birikmesine yol açtıklanndan bakteriler için uygun bir ortam oluşturabilirler.
Yara bakımında farklı yaklaşımlar olmasının yanısıra yaranın özelliğine göre de pansuman materyalinin seçilmesi gerekir. Hemşire hastanın ve yaranın durumuna en uygun pansuman materyalini seçmelidir. Örneğin yaradaki drenaj miktarına göre absorbe edici özelliği olmayan su geçirmez; yani hidrofobik ya da absorbe edici özelliği olan yani hidrofılik materyal kullanılabilir.
Pansuman değişme sıklığı, yaradaki eksudamn varlığına ve nekrotik doku miktarına göre farklılık gösterir. Pamuklu gaz pansumanlar eksuda ile tamamen dolduğunda, sentetik pansumanlar ise, eksuda toplanması sonucu yapışkan özelliğini kaybettiğinde ve sızıntı görüldüğünde değiştirilir.
Canlı organizmanın en iyi ve temel savunma mekanizmalarında birisi yarayı iyileştirme gücüdür. Ancak bazan kullanılan yara bakım solüsyonları iyileşme sürecini geciktirebilmektedir. Ülkemizde yara bakım solüsyonu olarak en yaygın olarak kullanılanlar povi-don -iyod ve hidrojen peroksittir. Oysa bu iki solüsyonunda yara için toksik olduğu, granülasyon dokusunun oluşumunu geciktirdiği fıbrablastları hasara uğrattığı ve dolayısıyla da iyileşmeyi geciktirdiği yapılan çeşitli hayvan deneyimlerinde gösterilmiştir.
Bu nedenle yarada bir enfeksiyon sözkonusu değilse, mekanik temizliği sağlamak ve yarayı nemlendirmek amacıyla serum fizyolojik solüsyonu ile irigasyon şeklinde yaranın temizlenmesi ve sonra tampone ederek fazla solüsyonların alınması iyileşme sürecini engellememe açısından doğru bir yaklaşım olacaktır.