Virüsler, Virüs Çeşitleri, Virüsler Bakteriler
Virüsler, zorunlu hücreiçi paraziti mikroorganizmalar olduklarından canlı ortam dışında üremezler. Bu yüzden viral hastalıkların teşhisinde 20 yüzyılın son yarısında önemli gelişmeler olmuştur. Hayvanlardaki ilk virüs izolasyonu 1898 de üretilen şap virüsüdür. İnsan virüslerinin izolasyonu daha sonraki yıllarda incelenmeye başlanmış ve 1910’da kuduz, çiçek, sarı humma ve poliomiyelit etkenlerinin virüs olduğu bilinebiliyordu. 1940 yılma kadar 45 viral hastalık tespit edilebilmişken, 1990’larda 350’den fazla virüs türü izole edilmiş durumdadır. Bu gelişmede virüs üretme ortamları olarak kullanılan, deney hayvanları, embriyolu yumurta ve nihayet doku /hücre kültürü (maymun böbrek hücre kültürü, bebek hamster böbrek hücresi, VERO, HeLa vs) tekniklerindeki gelişmelerin, elektronmikroskopi tekniklerinin, monoklonal antikor üretiminin, PCR’m, moleküler genetik metotlarının ve bilgisayar teknolojilerindeki gelişmelerin önemli katkısı bulunmaktadır.
Virüsler, ribozom gibi organelleri ve kendi metabolizmaları olmadığından, kendi başlarına çoğalamadıklarından ve yaşamlarını sürdüremediklerinden bazı bilim adamlarına göre, gerçek manada hücre olarak kabul edilmezler. Viruslar, konak canlının hücrelerine genlerini enjekte ederek girerler. İçine girdikleri hücreye genetik materyalleri ile hükmederek, başka bir anlatımla konak hücrenin enzimlerini, organellerini ve enerjisini kullanarak çoğalırlar. Viruslarla enfekte hücrelerde kimi değişiklikler oluşur. Bunlar, virusları hücrede yaptıkları tahribatın izleri veya virüs partiküllerinin kolonisi olarak kabul edilebilir ki bunlara inklüzyon cisimleri denilir. İnklüzyon cisimleri konak hücrenin nükleusunda veya sitoplazmasında bulunmalarına göre tanıda işe yararlar. Nukleus iç (intranuklear) inklüzyon cisimleri, uçuk, zona, poliomyelit gibi hastalıklarda, sitoplazma içi (intasitoplazmik) inklüzyon cisimleri ise çiçek ve kuduz gibi hastalıklarda oluşur. Bazı inklüzyon cisimlerine, bulan araştırıcıların isimleri verilmiştir (Guarnieri ve Negri gibi). Viruslar ışık mikroskobunda (tütün mozaik virusu hariç) görülemezler. Hücre yapılarının gösterilmesinde {scanning veya transmission) elektron-mikroskoptan (5000-500000 kez büyütme ile) yararlanılır.
Viruslar merkezde DNA veya RNA yapısında bir genetik materyal ile bunu saran koruyucu kısımdan (kapsid) ibarettir. Bu yüzden tam bir virüs hücresine nükleokapsid de denir.
Bazı viruslarda daha dış kısımda bir zar daha bulunabilir. Bazı viruslar (örneğin her-pesviruslar-uçuk, influenza-grip virüsleri) her girdikleri konakçıda biraz genetik değişiklik göstererek mutasyona uğrarlar. Bazı bilim adamları virusları kendi başlarına yaşayamadıklarından ve çoğalamadıklarından mikroorganizma- canlı-hücre olarak bile kabul etmemektedirler. Kimileri de “bazı genetik bilgilerden ibaret enfeksiyöz etken ” olarak tanımlamaktadırlar. Son yıllarda ingiltere’de çıkan ve nihayet tüm Avrupa’ya yayılan ineklerdeki Deli Dana Hastalığı (Bovine Spongioform Encephalopathy -BSE) ve insanlardaki Crutfelt-Jacop Disease’in etkenlerinin aynı olması doku kültürlerinde virüsler gibi üretilememesi ve virustan da küçük protein yapısında genetik materyaller (prion, prion protein) olması, virüs-benzeri fakat henüz üretilememiş prion proteinlerini (viruslardan da küçük enfeksiyöz etkenler) bir kere daha gündeme çıkarmıştır.
Warning: A non-numeric value encountered in /var/www/vhosts/acilservis.pro/httpdocs/wp-content/themes/acilservis/inc/function-opt.php on line 949
aradıgm hemen hemen hersey var odevimde cok yardımcı oldu.sagyesınde fenden 100 aldım tesekkurler
hümeyracım sana katılıyorm ..hiç göze çarpıcı değil resim filan koyulabilrdi böyle boka benzemişşş
ben virusleri cok sseviroyum hakkında arastırmalar yapıomm
çok saçma hiç güzel bir bilgi deil