Uykusuz kalındığında bozulan ilk işlevlerden biri de bellek, dil becerileri, soyut düşünme ve değerlendirme gibi bilişsel fonksiyonlardır. Geç saatlere dek uykusuz kalmak bir süre sonra kişide bellek sorunlarının oluşmasına yol açar.
Tıbbın uyku ile henüz bilmediği çok şey olmakla birlikte artık biliyoruz ki bedenin onarımı, çeşitli madde ve hormonların sentezi, hafızanın yapılandırılması, psikolojik dinlememiz uykunun belli dönemlerinde gerçekleşiyor.
Uyku tekdüze bir süreç değil. Uykuya dalış, yüzeysel uyku, derin uyku ve rüya ile ilişkili -REM- (rapid eye movement – hızlı göz hareketleri) olmak üzere dört dönemi bulunuyor. Bir çok erişkinin ortalama uyku süresi 6- 8 saattir.
Yaşla birlikte hem uyku süresinde hem de uyku mimarisinde değişiklikler olur. Eğer uyku için yeterli zaman ayrılmazsa kişi uykudan yoksun kalıyor. Bu durumda gün içerisinde uykulu olmanın yanı sıra, kişide düşünmeyle ilgili sorunlar da ortaya çıkıyor.
Yeni şeyleri öğrenme daha yavaş gerçekleşiyor, bellek ile ilgili ve karar verme süreçlerinde sorunlar yaşanabiliyor.