Uyku Bozuklukları
İnsanların 1/3’ünden fazlasında uyku problemi olduğu bilinmektedir. En sık rastlanan uyku bozuklukları yetişkinlerde insomniya, çocuklarda parasomniyadır. Daha az görülen hipersomniya, narkolepsi ve uyku apnesidir.
İnsomniya (Uykusuzluk): Uykuya dalmada, uykuyu sürdürmede güçlük ya da uyuduğu halde bireyin uykusunu almamış, dinlenmemiş hissetmesidir. Hasta saatlerce uykuya dalamadığını, uykuya erken dalsa bile uykunun sık sık bölündüğünü ve uyanınca tekrar uyumakta güçlük çektiğini anlatır. Kimi hastalar uyudukları halde dinlenemediklerini, uykularını alamadıklarını söylerler. Uykusuzluk üç şekilde karşımıza çıkar. Bunlar:
1. Ruhsal Bozukluğa Bağlı Uykusuzluk: Ruhsal hastalıklarda görülen kronik uykusuzluk durumudur.
2. Bilinen organik bir bozukluğa veya ilaçlara bağlı uykusuzluk. Artrit, parkinson hastalığı, anjina pektoris, astım gibi bedensel bir hastalığa veya amfetamin, steroid, antidepresan, fazla çay, kahve alımına bağlı oluşan uykusuzluklardır.
3. Belirgin bir ruhsal ya da bedensel sorun yoktur. Ancak uykunun kendisi ruhsal bir saplantı olmuştur. Hasta uyuyamaktan endişe eder. Bu sürekli bir zihinsel uğraş olur. Uyumak için çok çabalar. Fakat uyuyamaz. Bu nedenle daha da çok sıkılır.
Uykusuzluk çeken bireye rehber olacak ilkeler şunlardır:
1. Bireyin uykusu gelince yatağına girmelidir (yatması gerektiğinde değil) Uyumaya çalışmak için sağa sola dönmek gerginliği arttırır. Bu da uykusuzluğa neden olur. Uykusu gelinceye kadar gevşetici uğraşlar yapmalıdır. Bir hobisi yoksa okuması için cesaretlendirilmelidir. Uykusu gelmeden yatağa kesinlikle girmemelidir.
2. Birey uyuyamıyorsa yataktan kalkmalıdır. Bu süre 20 dakikayı geçerse yatakta uyumayı beklememeli, uykusu gelince tekrar denemelidir. Çok erken uyanırsa da kalkmalıdır. Yatakta kalmak bireyi dinlendirmeyecektir.
Hipersomniya (Aşırı Uyku): Gece boyunca 9 saatten fazla uyumadır. Gündüzleri de uyuklama vardır. İş yerinde, araba kullanırken, derslerde uykuya dal-ma ve uyuma isteğinin geçmemesidir. Bazı böbrek hastalıklarında, karaciğer ve metabolik bozukluklarda, merkezi sinir sistemi hasarında, depresyon ve anksiyede gibi ruhsal rahatsızlıklarda meydana gelebilir.
Parasomniya: Normal bir uykuda anormal .olayların gelişmesidir. Bu olaylar uyurgezerlik, uykuda korku nöbeti ve yatak ıslatma şeklindedir.
1. Uyurgezerlik (somnambulism); 5-12 yaş arasındaki çocuklarda yaygın olarak görülen, yetişkinlerde nadiren rastlanan bir uyku bozukluğudur. Uykunun genellikle NREM döneminin III. ve IV. evrelerinde görülür. Yatakta oturma, yineleyici hareketler yapma, kalkarak dolaşma, giyinme, kapıları açma, yemek yeme gibi davranışlar gösteren uyku bozukluğudur. Bu durumda dikkat edilecek en önemli nokta kişileri yaralanmalardan korumaktır.
2. Uykuda Korku Nöbeti: Hem yetişkinlerde hem de çocuklarda görülebilir. Çocuklarda 6 ve daha yukarı yaşlarda sık karşılaşılır. Uyuduktan birkaç saat sonra NREM döneminde çocuk rüya görmeksizin korku ve panik duygusu ile yatağından sıçrayarak uyanır. Sabah kalktığında hiçbirşey hatırlamaz.
3. Enürezis: Çocuklarda sık yetişkinlerde nadir görülür. Çocuk idrarını gece, güdüz kontrol edebilecek biyolojik olgunluğa erotikten sonra ayda_ en az iki kez gece yatağını, gündüz çamaşırlarını ıslatması bir bozukluk olarak değerlendirilir. Aileye yeni bir kardeşin katılması, çocuğa duyulan ilginin azalması, ailede ölüm, ayrılık ve hastalıklar veya okulda başarısızlık gibi yaşam olayları enü-zerezis oluşunda etkendir.
4. Narkolepsi: Gündüzleri kontrol edilemeyen tek-rarlayıcı uyku nöbetleri, kaslarda ani geçici tonüs kaybı (katapleksi), uyku ile uyanma arasındaki geçişte ortaya çıkan hareketsiz kalma atakları (uyku paralizisi) görülür. Genellikle erken ergenlik döneminde başlar ve hayat boyu devam eder.
5. Uyku Apnesi: Uyku süresinde solunumun yineleyen nöbetler şeklinde durmasıdır. Bu kişilerde gündüzleri uykuya aşırı eğilim ve uyku sırasında yüksek sesli horlama vardır. Uyku apnesi 15 saniyeden 1-2 dakikaya kadar sürebilir. Olayların sıkılğı bir gece boyunca saatte 50-600 kez olabilir. Ciddi olgularda yaşamı tehdit edicidir. Kişi bunun farkında değildir. Uzamış uyku apneleri bireyin kan basıncının ani bir şekilde yükselmesine ve sonuçta kardiyak arreste neden olabilir.