Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi ve uyku laboratuvarı sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Meral Uyar, üst solunum yolunda tıkanmalarla seyreden obstrüktif uyku apne sendromunun, şeker hastalığı kadar sık görülmesine rağmen yeterince bilinmediğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Meral Uyar, obstrüktif (tıkayıcı) uyku apne sendromlu hastaların uyku sırasında üst solunum yollarında tıkanmalar olduğunu ifade ederek, “obstrüktif uyku apne sendromundan kaynaklanan en önemli olumsuzluklar horlama, gündüz uyuklama, oturduğu yerde uykuya dalma, gece uyumasına rağmen uykusunu alamama hissi yaşama, baş ağrısı, sinirlilik, bir işe yoğunlaşamama ve dikkati toplayamama” dedi.
Yaşam kalitesini azaltan obstrüktif apne sendromunun tedavisinin özellikle sürücüler için yaşamsal önem taşıdığına dikkati çeken Uyar, “yapılan çalışmalar, uyku apne sendromu olan şoförlerin direksiyon başında uyuyarak trafik kazalarına neden olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.
Uyar, obstrüktif uyku apne sendromuna yaşlı ve şişmanlarda daha sık rastlandığını, düşük kilolu yetişkinlerde ve çocuklarda da bu sağlık sorunuyla karşılaşılabildiğini vurguladı.
Obstrüktif uyku apne sendromuna sigara ve alkol kullananların, küçük çeneli ve geniş boyunlu olanların, troid hormonu yetersizliği yaşayanların ve uyku ilacı kullananlarda daha sık rastlandığını ifade eden Uyar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Genellikle kilolu hastalarda problem daha fazla ortaya çıkabiliyor. Özellikle erkeklerde ve erkek tipi yağlanma olan kişilerde hastalık daha fazla görülüyor. Ancak önemli olan boyun çevresinin genişliği. Böyle olan kişilerde özellikle boğazdaki yumuşak dokuların daha kalın olmasından dolayı hastalık daha fazla görülebiliyor. Gece boyunca normal uyku uyumadıkları için yağ yıkımı olmuyor ve hasta şişmanlıyor. Şişmanlayınca problem artıyor. Tedavi edilmezse hastalık ilerliyor.
Bu hastalığa sık rastlanıyor ama toplum bu hastalık konusunda yeterince bilgi sahibi değil. Genellikle hastalığın ileri safhasında hekime başvuruluyor. Kaldı ki, hastalığın erken teşhis ve tedavisi sendromun giderilmesi yanında vücuttaki diğer organlar için de büyük önem taşıyor. Çünkü bu hastalık tüm organları olumsuz etkiliyor.”
Uyar, kontrol altına alınamayan yüksek tansiyon, kalpte iletim bozuklukları, kalp damarlarında tıkanıklığın neden olduğu kalp krizi, inme, cinsel iktidarsızlık ve depresyon gibi rahatsızlıkların obstrüktif uyku apne sendromuna bağlı olarak gelişebildiğini vurguladı.
Obstrüktif uyku apne sendromunun tedavi edilebildiğine dikkati çeken Uyar, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde bulunan uyku laboratuvarında 2006 yılından bu yana tedavi hizmeti verdiklerini bildirdi. Uyar, “laboratuvarımızda kuruluşundan bu yana 300 hastaya baktık. Hastalarımızın büyük çoğunluğunu başarıyla tedavi ettik. Bu hastalığı tedavi etmek mümkün, ancak erken teşhis ve tedavi için toplum bu hastalık konusunda bilgilendirilmeli.”