Son dönemlerde etsiz çiğköfteye olan ilginin artmasıyla yeni bir iş kolu doğdu. Çiğ köfte hem karın doyurmak, hem de atıştırmalık olarak her saatte talep edilen yiyecekler arasına girdi. Bu da sektörde birçok markanın doğmasına yol açtı. En trend işler arasında görülen çiğ köfteci açmak için birçok alternatif marka bulunuyor. Ancak her iş kolunda olduğu gibi “merdiven altı” diye tabir edilen insan sağlığını hiçe sayan şartlarda üretim yapan birçok çiğköfteci bulunuyor. Ucuza satılan bu çiğköfteler kanser başta olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkarıyor.
Birçok merdiven altı üretim yapan çiğköftecilerin ürünlerinin ne kadar sağlıklı olduğunu konunun uzmanı nasıl açıklıyor, bakalım. 1- 2 TL’ye çiğköfte dürüm olur mu, diye sorulduğunda bakın nasıl cevap aldık. Tatlıses Gıda Genel Müdürü ve Gıda Mühendisi Elif Attepe piyasada her köşebaşında açılan çiğköftecilerin zehir saçtığını söyledi. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile ortak bir çalışma yapan Tatlıses çiğköfte, bu gibi ucuz ürün satan işyerlerinde aldıkları numunelerin içinde sağlığa zararlı birçok ürün ile karşılaştıklarını belirtti. Attepe “Ucuz çiğköftenin içerisine yüksek oranda potasyum sorbat, sodyum benzoat gibi maddeler katılıyor. Bu maddeler gıdaların ömrünü 1 aya kadar uzatıyor. Ancak kansere davetiye çıkarıyor” dedi.
Lavaşta Domuz kılı
Attepe dürümde kullanılan lavaşta nasıl hile yapıldığını şöyle anlatıyor. “Lavaşta kullanılan ‘E920 kodlu Sistein’ hamurun elastikiyetini artırmak amacıyla kullanılıyor. Sistein, hayvanların kılından yapılıyor. En fazla domuz kılı tercih ediliyor” dedi.