Yalnızca yediklerimiz ve içtiklerimizle değil, yaşam şeklimizde yapacağımız küçük değişikliklerle de kanserden korunmak mümkün. Prof. Dr. Erkan Topuz, evde ve iş yerinde çağın en korkunç hastalığı olan kansere karşı alabileceğimiz önlemleri anlattı..
Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kanser Hastanesi Onkoloji Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz; kanserden korunma yollarını anlattı:
* Kanserin dalga dalga yayılacağını söylüyor, dört bir yanımızda; evde, işyerinde, sokakta, kansere neden olan etkenler var diyorsunuz. Peki bunlardan nasıl korunacağız?
Bu işin şakası yok. Dikkatli ve uyanık olacağız. Daha anne karnındayken korunmaya başlayacağız. Evimizde, işyerimizde gerekli önlemleri alacağız. Radyasyonun, kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden biri olduğunu artık herkes biliyor. O zaman siz de ona göre tedbirler alacaksınız. Ne yapacaksınız? Mesela televizyonu en az 6-7 metre uzaktan seyredeceksiniz. Cep telefonuyla 30 saniyeden fazla konuşmayacaksınız. Ben öyle yapıyorum. Hatta en iyisi, cep telefonlarını kulaklıkla kullanmak. Nispeten daha koruyucudur. Bilgisayarlarınızı gerekli değilse boş yere açık bırakmayacaksınız. Baz istasyonlarına 1 kilometre uzaklıkta oturacaksınız.
OFİSİNİZİ HAVALANDIRIN
* İşyerlerinde ne yapabiliriz? Bilgisayarlar sürekli açık, cep telefonları mecburen kullanılıyor
Evet doğru; işyerlerinde bilgisayarlar açık, cep telefonları sürekli yanınızda ve konuşmak zorunda kalıyorsunuz. Hatta belki odanızda televizyon da vardır. Ama her şeyin bir çaresi var. Öyle bir ortamda iseniz; biraz önce de söylediğim gibi cep telefonunu kulaklıkla kullanın, televizyonu uzağınızda tutun. Ama en önemlisi de odanızı sık sık havalandırın. Çünkü radyasyonlu ortamları havalandırmak gerekir.
* Çocuğumuza cep telefonu almayalım mı?
Çocuklara küçük yaşta cep telefonu almayın. Ama mutlaka almak zorunda kalırsanız da; çocuğunuzu bu telefonlarla 30 saniyeden fazla konuşturmayın ve mutlaka kulaklık kullanmasını sağlayın.
ODA SPREYLERİ ZEHİRLİ
* Telefon, bilgisayar, televizyon zararlı diyorsunuz. Günlük hayatımızda tahmin edemediğimiz ama sık kullandığımız başka neler kanser riskini artırıyor?
* Mesela oda spreyleri doğrudan doğruya petrol kökenlidir. O spreyleri sıktığınızda aslında zehir soluyorsunuz. Bu spreylerdeki zehir akciğerinize geçiyor ve bağışıklık sisteminizi bozuyor.
* Sonra plastikten mutlaka vazgeçin, mutfağınıza sokmayın. Çünkü plastik her yerde zehirdir. Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi bir şey… Bakır, beyin tümörlerine neden oluyor. Yanına bile yaklaşmayın.
* Yeni arabalardaki güzel kokular, kanserojendir.
* Sodada bile radyasyon vardır. 1-2 tanenin zararı yoktur ama aşırı miktarda tüketmeyin. İşte görüyorsunuz; sağlığımıza zarar veren bir sürü tuzak var. Ben, o nedenle zaten her konuşmamda ‘gözünüzü dört açın, okuyun, bilinçlenin’ diyorum herkese. Bilinçli olun, iyi markalar kullanın ve elinizden geldiğince önlem alın.
* Çocuklarımız ille de fast food ve patates kızartması diye tutturursa ne yapalım? Hiç mi yedirmeyelim?
Çocuklarınıza fast food türü yiyecekleri en fazla iki haftada bir yedirin. Unutmayın ki, haftada 3 kez yenilen fast food; beyin tümörleri, lenfomalar ve lösemileri 3 kat artırıyor. Çocuklar patates kızartmasına da bayılır. O yüzden pişirme tekniğinize dikkat edin. Patatesleri temiz yani daha önce hiç kullanılmamış bir yağda biraz kızartın. Bunların dışında; çocukları beyaz un, beyaz şeker ve tuzdan uzak tutun. Gazlı içecek değil, posasıyla beraber meyve suyu verin. Haftada iki kez içine zerdeçal katılmış balık çorbası içirin. Bol bol meyve ve yoğurt (prebiyotik ve ev yoğurdu olsun) yedirin.