Turkiye’de Yaslilarin Durumu

Türkiyede Yaşlıların Durumu

Her zaman bir büyük ve ata olan yaşlılar eskiden göçebe hayatı haşayan toplumumuzda büyük bir sorun oluşturmaktaydı. Göç sırasında göçebe hayata ayak uyduramayan yaşlıların yanında, kervan döninceye kadar , yeterli yiyecek bırakırlar ve göçe devam edilirdi. Ancak göç dönüşünde u yaşlılardan çok azının hayatta kaldığı görülürdü. Göçebe hayatı bitip, tarım ve hayvanclıkla uğraşıp bir yere yerleşen toplumlarda ise, yaşlılar gittikçe önem kazanmaya başlamıştır. O dönemlerde aileler ataerkil aile tipi olduğundan, ev nifusunun oldukça kalabalık olduğu belirlenmiştir. Ataerkil ailelerde yaşlılar baş köşeye otururlar, ailenin diğer üyeleri bu yaşlılara hizmet ederdi. Yaşlıların her söylediği dinlenir ve yerine getirilirdi.

İlerleyen teknoloji ve endüstrileşme ile beraber aileler küçülmeye başlamıştır. Böylece yaşlı ve genç kuşaklar kendi evlerini ayırmışlardır. Bu ayrılan aileler arasında ekonomik ve fikir ayrılıkları ortaya çıkmış, ekonomik koşullar büyük bir aileyi geçindiremez olmuştur ve aileleri parçalamıştır. Sonuçta anne baba ve çozuktan oluşan küçük aile birimi meydana gelmiştir. Bu koşullar yaşlıları dinlenme dönemlerinde bile çalışmaya zorlamıştır.

Günümüzde yaşlıların sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri ve rahat edebilmeleri için, gerekli olan koşullar hazırlanmaya başlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak ülkemizde Geriatri Hatanaleri, Sağlık Bakanlığı Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü, Belediyeler ve çeşitli kuruluşların büyümesinde il ve ilçelerde dinlenme ve bakım/huzur evleri rehabilitasyon merkezleri açılmaktadır. Bu huzur evleri ve sosyal hizmet kurumları ülkemizde gün geçtikçe yaygınlaşmakta, ancak bu şekilde yaşlı kişileri kaybetmek yerine topluma kazandırma başarılabilmektedir. Ülkemizde ilk olarak bu doğrultuda faaliyete geçen huzur evi Darülaceze’dir. Kimsesiz yaşlılar, düşkünler yurdu, hemde bir hastane olan Darülacezeyi Sultan Abdülhamid 1895 yılında İstanbul’da kurmuştur. Bu kurum o tarihten bugüne dek kimsesiz yaşlılara, güçsüzlere bakım vermektedir. Darülacezeden önce ülkemizde ona benzer başka sosyal kurumlarda bulunmaktaydı. Bunlar mihmanhane, marathane, misafirhane, şifahane diye isimlendirilmiştir. Bu sosyal yardım kuruluşlarının, ihtiyacı olan yaşlı ve sakatlara birer barınak olduğu kayıtlarda geçmektedir.