-Magazinin Türkiye’ye girmesiyle 2007’nin son gecesine kadar- Türk magazin tarihi ders kitaplarında nedenleri ve sonuçlarıyla irdelenerek bir sonuca ulaşılması gereken konu olarak sırıtıyor ve diyor ki, beni çevirip çevirip okuyun sonra da çöpe atın.
Magazinde gelinen son nokta onun artık zararlı ve çöpe atılması gereken bir şey olduğudur.
Gelişmiş toplumlarda magazin bir eğlence aracı. Çünkü doğuştan iliklere kadar işlemiş, temeli sağlam bir kültürden ortaya çıkmış. Asla ihracat edilmemesi gereken bir başka dünyaya ait bir yaşama biçimi, oradaki magazin.
Onlardaki bu parlayıp sönen magazin yaşamları ayrıca onları birbirlerine kenetleyen ve birbirlerine olan sevgiyi pekiştiren bir unsur olarak öne çıkıyor.
Örneğin bir müzik ödül töreninde sahneye çıkan sanatçılar arasında Türkiye’de asla gerçekleşmesi imkansız bir dayanışma ve büyük bir aşk var. Törende ödül alma kaygıları olmadığı gibi canlı performansa tutkun bir özellikleri de var. Hiçbiri playback yapmaz Türkiye’deki üste çıkmaya hevesli şarkıcı bozuntuları gibi.
Türkiye’de, nereye gideceği bilinmeyen ülkede ise dışardan ithal edilen magazin insanların arasına gerilim ve çingene kavgası dışında bir yarar getirmedi. Aslında magazin yüksek sosyetenin işsiz kesimine kameralar karşısında dedikodu keyfi veren yeni bir iş sahası açtı.
Askeri disipline ihtiyacı olan kesim, parasal kaygıları olmadığından bunalıma girmekte ve kendi bunalımını yok etmek için orta ve alt tabakaya sınıf atlama vaadiyle yeni bir kavga arenası yaratarak toplumu birbirine düşürmekte. 2007’nin son saatlerinde mevcut manzaranın bu olmadığını inkar edemezsiniz.
İnsanlıkla bağdaşmayan taraf, birileri kendi keyfi için büyük bir çoğunluğu birbirine düşürerek bundan reklam yapma derdinde. Kıyıda köşede gösterişli bir villada sosyete hayatı sürmek ne kadar sıkıcı gelir ama? Kendi basit kişiliğinin abartılı reklamını yaparak monoton hayatına renk katmak varken bir köşede sessizce kalmak olur mu?
Türk televizyon tarihinde bugüne kadar yaşananların sebebi bunlar. Herkes bir anda her aklına geleni yapmaya çalışıyor. Ama hayat herşeye rağmen onları yola getiriyor ve sınırı geçmelerine izin vermiyor. Olmayacak duaya amin dersen başına sert bir balyozun seni yola getirmesini beklemek zorunda kalırsın. Türkiye’de ünlü olacağını sananlar bilmeli ki aslında kimse tarafından dikkate alınmıyorlar. Bilsinler ki birilerinin elinde mal gibi dönme dolap oluyorlar. Yükselme ve alçalmayla uzun bir süre devam edecek bir oyun bu.
Türkiye’nin ekonomik sorunlarını çözmede bir magazin yapılsa keşke. Mızmız çocuklar gibi içi boş eylemlere tutkulu bir halk var Türkiye’de. Ne zaman ki magazinin yönü yaratıcı şeylerin reklamına döner o zaman bir gelişmeden söz edilebilir.
Fahişeliğe prim tanıyan bir medyada kameraların önünde arkasını halka dönerek ayrıca onlara hakaret ettiğini anlamaktan uzak bir beyine sahip kadın, dergilerde sayfa sayfa anlatılıyordu.
Diğer taraftan emeğiyle çok faydalı işler yapan biri ise alt satırlarda kaybolup gidiyordu.
Böyle bir anlayış varsa kimse o kadar zahmetin içerisinde debelenmek istemez.