Tümörlerde Plevra Sıvısı, Plevra Sıvı
Bronş kanserleri, lenfomalar, meme ve karın organları kanserleri plevraya metastaz yaparak epanşmana sebep olurlar.
Akciğerin adenokanser ve diferansiye olmamış kanserleri plevraya en sık yayılma yapan tümörlerdir. Buna karşılık en çok görülen “epidermoid akciğer kanserinin” plevraya yayılması seyrekdir. Plevra sıvısında kanser hücresinin görülmesi ameliyat kontrendikasyonu demekdir. Sıvıda kanser hücresi görülmeyen vakalarda plevra biyopsisi yapılır, kanser bakımından negatif sonuç verirse cerrahi girişim uygulanabilir. Hodgkin hastalığında plevra sıvısı çok kez eksüda niteliğindedir.Kanserlerden oluşan plevra sıvısı genellikle me-diasten lenf bezlerine metastazdan ileri gelmektedir. Bu lenf bezleri büyür, lenf dolaşımını tıkayarak epanşmana sebep olur. Bu nedenle çok kez plevra sıvısında maliyn hücre görülmez. Hastalık tanısı kanserin primer yerini saptamak veya mediastan lenfadenopatisini incelemekle (i.e. biyopsi ile) sağlanır.
Meme kanserlerinin yaklaşık %50’sinde plevra sıvısı husule gelir. Bu kanserler genellikle lenf yoluyla metastaz yaparlar. Metastazların sebep olduğu plevra sıvıları genellikle ünilateraldir. Ve yaklaşık %50’si kanlıdır. Sıvı çok kez eksüda niteliğindedir.
Maliyn plevra sıvılarının başlangıcı genellikle sinsidir, göğüs ağrısı yoktur veya belirsizdir, genellikle ateş yoktur. Dispne en çok izlenen klinik belirtidir. Öksürük ve balgam genellikle akciğer lezyonu ile ilgilidir. Halsizlik ve kaşeksi gibi sistemik belirtiler önemli niteliktedir.
Sıvının kanlı olması kanseri kuşkulandırır. Klinik, radyolojik belirtiler ve sıvının incelenmesi tanıyı desteklemiyorsa plevra biyopsisi yapılır.
Kanser nedeniyle mastektomi yapılan vakalarda, yıllar sonra metastatik plevra epanşmanı oldukça sık görülür. Bu plevra sıvıları genellikle ünilateraldir. Lenfatik kanser yayılmaları, Hodgkin hastalığı, lenfosarkoma, diğer lenfomalarda ve karaciğer kanserlerinde plevra epanşmanı husule gelir. Bu hastalıklarla ilgili belirtiler tanıya yardımcı olurlar, örneğin Hodgkinde mediasten lenfadenopatisi, perifer lenfadenopatiler, hepatomegali, splenome-gali, ateş ve anemi gibi klinik bulgular izlenir.
Kanser nedeniyle oluşan plevra sıvılarını makroskopik görünümü ve laboratuvar incelemeleriyle tüberküloz sıvısından ayırmak güçtür. Ancak sıvıda tüberküloz basili veya habis hücre bulunursa tanı gerçekleşir. Sıvının sitolojik, bakteriyolojik, biyoşimik ve diğer laboratuvar incelemeleri yararlı olur. Kanserin oluşturduğu plevra sıvılarında iki özellik tanıya önemli katkıda bulunur: (1) Sıvı çok kez hemorajiktir, (2) Ve boşalttıktan sonra hızla tekrar toplanır. Bazı vakalarda sıvı sarı, berrak olabilir. Sıvıda kanser hücresi bulunmayabilir, çünkü kanser dokusundan her zaman sıvıya hücre dökülmesi olmaz. Birkaç kez incelenirse maliyn hücre görülebilir. Paryetal plevranın biyopsisi ve sıvının sitopatolojik incelenmesinin birlikte yapıldığı vakalarda, kanser tanısı daha pozitif sonuç verir. Plevra biyopsisi plöroskopi görünümü ile uygulanırsa daha iyi sonuç alınır. Fleksibl fıberoptik gereçler ile plöroskopi daha kolay yapılır.
Kanser plevra sıvısı hasta ve hekim için önemli bir sorundur. Sık sık boşaltılmalı ve intraplöral sitostatik bir ilaç verilmelidir. İnatçı plevra sıvılarında kapalı su direnajı uygulanarak sıvının tam boşalması sağlanır ve 50 mi serum fizyolojik içinde sitostatik ilaç veya quinacrine veya antibiyotik, örneğin 500mg tetrasiklin, intraplöral verilir. Kapalı su drenajı tüpü bir pensle sıkılarak kapanır. Hasta 5-10 dakika kadar öne, arkaya ve yanlarına yatarak (tüm 30-40 dakika) ilacın her tarafa yayılması sağlanır. Pens gevşetilerek direnaj sağlanır. Direnaj şişesine sıvı toplanmazsa intraplöral tüp çıkarılır.
Plevra Sıvısının Diğer Nedenleri
Akut romatik ateş, romatoid artritis, lupus eritematosis, ve poliarteritis nodosa gibi kolagen hastalıklarda ve pnömotoraks, myokard infarktüsü ve travmalarda da plevra sıvısı husule gelebilir.
Oldukça fazla sayıda hastada plevra sıvısı, birden fazla hastalıkla ilgilidir. Örneğin konjestif kalp yetersizliğinde, bronş kanserinde ve travmada infeksiyon komplikasyonu plevra sıvısına sebep olur. Kalp ve kanser hastalarında akciğer infarktüsü husule gelir ve plevra sıvısına sebep olabilir. Kanser ve tüberküloz plevra sıvısı birlikde bulunabilir.
Apandisit ve mide perforasyonu, pankreatit, karaciğer absesi, karında cerrahi girişimler ve diğer nedenlerle oluşan subfrenik abselerde plevra sıvısı sık izlenir. Periton içindeki sıvı, periton, diyafrağma ve plevrada iltihabın husule getirdiği mikroskopik veya daha büyük çatlaklardan geçerek intraplöral boşlukda ve daha seyrek olarak mediastende toplanabilir. Meigs sendromunda plevra sıvısı sık izlenen bir komplikasyondur.
Plevra sıvısı akciğer infarktüsünde sık izlenen bir komplikasyondur. Akciğer infarktüsü vasküler konjesyon, uzun yatak istirahatı ve postoperatuvar nedenlerle husule gelir, daha çok yaşlılarda görülür. Hastalığın klasik akut belirtisi göğüs ağrısı, hemoptizi ve dispnedir. Ancak vakaların çoğunda klinik belirti önemsizdir veya yoktur. Hastalık ambulatuvar ve hafıfdir. Dispne diğer bulgulardan daha önemlidir. Sıvı ünilateral, bilateral az veya çok, seröz veya kanlı olabilir.