Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ender Arıkan, anne olmak isteyenlerin tiroit bezi açısından mutlaka testlerden geçmeleri gerektiğini belirterek, tiroit bezinin az çalışmasının kadının hamile kalmasını zorlaştırdığını, çok çalışmasının ise erken doğum ve düşüklere neden olduğunu bildirdi.
Arıkan, tiroit bezi hastalıklarının hipertiroidi (tiroit bezinin aşırı çalışması) ve hipotiroidi (tiroit bezinin yavaş çalışması) olarak ikiye ayrıldığını ifade ederek, kimilerinde tiroit bezinin yapısal kusurlarının görülebileceğini kaydetti. Tiroit bezinin boyutlarının artması durumuna “guatr”, tiroit bezinin yapısı bozulmadan genel olarak hacminin artması durumuna “düffüz guatr” denildiğini vurgulayan Arıkan, nodüller oluşturarak yapısının değişmesi halinin de “nodüler guatr” olarak isimlendirildiğini ifade etti.
BEBEKTE ZEKA VE GELİŞME SORUNU OLABİLİR
Ender Arıkan, “Tiroit bezinin az çalışması kadının hamile kalmasını zorlaştırırken, çok çalışması da erken doğum ve düşüklere neden oluyor” dedi. Tiroit bezi az çalışmasına rağmen hamile kalan bir kadının hamileliğinin ilk 3 ayında mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayan Arıkan, “Eğer kadın hamile kalmasına rağmen tiroit bezinin az çalıştığını bilmiyorsa ve sorun ilk 3 ayda giderilmemişse, bebekte zeka ve gelişme sorunları ortaya çıkıyor” görüşünü dile getirdi.
Arıkan, hamileliğin ilk 3 ayında bebeğin tiroit bezleri gelişmediği için anne karnında büyümesini sağlayan ve annesinden alacağı tiroit hormonlarına ihtiyaç duyduğuna işaret ederek, annenin tiroit bezinin az çalışması durumunda bebekte sorunlar ortaya çıkabileceğini anlattı. Arıkan, “Bebek yapmayı planlayan kadınlara mutlaka tiroit bezinin durumunu gösteren testler yapılmalı. Durumun önceden bilinmesi önlem alınmasını sağlar. İlk 3 aydan sonra bunu öğrendiğimizde bebek için geç kalmış olabiliriz” dedi.
İYOT TEKVİYESİ GEREKEBİLİR
Tiroit bezinin çok çalışmasının kadının hamile kalmasına engel bir durum olmadığını, ancak erken doğum ve düşükler görülebildiğine dikkati çeken Arıkan, burada sorunun iyot eksikliğinden ve oto immün tiroit hastalıklarından (tiroit fonksiyonlarını bozmamış ama bozmaya aday hastalıklar) kaynaklandığını belirtti:
“Eğer hasta iyot eksikliği olan bir yerde yaşıyorsa, iyot eksikliğinde hem annenin tiroit bezi fonksiyonları bozuluyor, hem de bebeğin gelişiminde aksamalar oluyor. İleri derecede zeka geriliği oluyor. Günlük iyot ihtiyacı da normalde 150 mikrogram ise annede 200 mikrograma kadar yükseliyor. Bu açıdan destek olunması gerekiyor. Annenin mutlaka iyot alması gerekiyor.”
HAMİLELİKTE İLAÇ DOZUNU DOKTOR AYARLAMALI
Tiroit bezinin az veya çok çalışması dışında bir de nodüler guatr sorunu olduğunu hatırlatan Arıkan, bu nodüllerin hamile kalınmasında bir sakınca yaratmadığını ifade etti. Arıkan, ancak kişide tiroit kanseri varsa ve bu hamilelikte anlaşıldıysa, annenin ancak doğumdan sonra ameliyat edilebileceğine işaret etti.
Hamilelikte tiroit bezinin çok çalışması halinde bulantı ve kusmalar meydana geldiğini, kandaki TSH değerinin düştüğünü, T3 ve T4 hormonlarının oranının ise yükseldiğini belirten Arıkan, bu durumda hastaya ilaç verilmesi gerektiğini bildirdi. Hamilelikte bağışıklık sistemi baskılandığı için doğumdan sonra sorunun artacağına değinen Arıkan, şunları kaydetti:
“Hamilelik ve hamilelik sonrasındaki ilaç dozları, bu nedenle önemli bir konu. Bu dozları doktor gözetiminde ayarlamak gerekiyor. Doğum olunca ilaca ihtiyaç azalıyor, ama bu dozlarda devam edilirse gereksiz ilaç kullanımına bağlı olarak tiroit bezi çok çalışıyor. Bu nedenle dozların doktor tarafından gelişmelere göre ayarlanması hayati önem taşıyor.”