Tiroid kanseri çok sık görülmeyen ve büyük bir bölümü diğer kanserlere göre çok iyi seyreden bir hastalıktır. Tedavi ve takipleri doğru bir şekilde planlanmış hastalar teşhisten sonra çok uzun yıllar yaşayabilirler. Tiroid kanseri saptanmış hastalara yüksek doz radyoaktif iyot verilmesindeki amaç cerrahiden sonra geriye kalan tiroid dokusunun ve olası kanser yayılımlarının ortadan kaldırılmasıdır.
Bu tedavi ancak özel donanımlı tedavi odası olan merkezlerde verilebilmektedir. Böyle bir odaya ihtiyaç duyulmasının sebebi tedavi gören hastalar vasıtasıyla radyoaktivitenin kontrolsüz bir biçimde çevreye bulaşmasının önüne geçmektir. Hastalar bu odada kaldıkları sürece normal yaşantılarına devam edebilirler. Hergün hastaların vucutlarında bulunan radyoaktivite miktarı ölçülür, taburcu olmalarına engel teşkil etmeyecek bir seviyeye ulaşıldığında hastalar evlerine gidebilirler. Ancak evlerinde de bir hafta daha alınması gereken önlemlere uyarak yaşantılarını düzenlerler.
Hastalar belirli aralıklarla kontrole çağırılırlar, tetkiklerin sonucuna göre bir takip metodu planlanır. Cerrahi ve radyoaktif iyot tedavisiyle tiroid bezleri yokedilmiş olan bütün hastalar vücüdumuzdaki hayati fonksiyonların düzenliyicisi olan tiroid hormonunu yaşamları boyunca dışardan (hap şeklinde) alırlar.
Tiroid hastalıklarının (guatrın çeşitli şekilleri ve tiroid kanseri) teşhis, tedavi ve takiplerinin doğru bir şekilde yapılabilmesi için multidisipliner (birden fazla tıbbi branşı ilgilendiren) bir yaklaşım gereklidir. Bu nedenle hastalar öncelikle bir endokrinolog tarafından ele alınır.