Tetanoz Profilaksisi
Her gebeye doğumdan önce kesinlikle tetenoz aşısı yapılmalıdır. Aşılama;
Eğer tik doğumu ise ve hiç tetanoz aşısı olmamış ise;
Daha önce doğum yapmış son doğumdan 5 yıldan daha az zaman geçmiş ve daha önce aşılanmışsa
5 yıldan çok zaman geçmiş ise;
Psikososyal ve Çevresel Risklerin Azaltılması Tütün:
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre gelişmektedir fetusa ve anneye karşı bilinen ris!’ )rine rağmen gebelerin %21-630’u gebelik boyunca sigara kullandıklarını ifade etn ktedir. Gebelikle annenin sigara içmesiyle düşük doğum ağırlığı(ör.Erken doğum, Uıerus içi büyüme geriliği) arasındaki ilişkiye dair kanıtlara varılmıştır. Gebelikte sigaranın bırakılmasının bebeğin doğum süresince etkisi vurgulanmıştır. Ayrıca sigaranın fetusun dolaşımının bozulduğu, B1f Be, B12, C ve A vitaminleri ile Ca emi-limini engellediği düşünülmektedir.
Alkol; özellikle yabancı ülkelerde aşırı alkol kullanımının yayınlandığına dair beraber bulunmaktadır. Çalışmaların çoğuna göre, nüfusun önemli bir kısmı, gebelikte alkol kullanmaktadır. ABO’de, fetal alkol sendromu (FAS) sıklığı, şehirlerde 1000 canlı doğumda 0 ile 1000 canlı doğumda, 3,1 arasında değişmektedir. Alkolüzim açısından en riskli nüfuslar (örn. Şehir dışında yaşayanlar için bu sıklık artmaktadır. (100 canlı doğumdan 1’e kadar yükselmektedir.
Gebelikte alkol alım a, spontan düşük riskinin yükselmesi, perinatal mortalite, intrauterm büyüme geriliği düşük doğum, kilosu, konjinital anomaliler ve olumsuz sonuçlar arasında ilişki olduğuna inanılmaktadır. Annenin alkol kullanımı ayrıca neonatal dönemden sonra, neonatal nörel davranış bozukluklara katkısı mevcuttur. Bir başka araştırmaya göre ise makrastik anemi ile fazla alkol kullanımını a-rasında ilişki saptanmıştır. Bütün bunlar göz önüne alınaetk olursa, gebelik esnasında alkol kullanmanın ciddi sonuçlar doğuracağı unutulmamaları, alkol almakta olan gebelerin alışkanlıklarından vazgeçmeleri desteklenmeli veya gebelikteki bu tüketim aniden sonlandırmalıdır.
İlaç Bağımlılığı: Gebelikte ilaç bağımlılığının yaygınlık ve sıklığına ilişkin kesin bilgi yoktur. Ama yine de her yıl 375.000 kadar bebeğin annelerinin gebelikte bağımlılık oluşturan ilaç kullanmasından etkilendiği söylenebilir, ilaç bağımlılığı kapsamındaki ilaç kullanım biçimi çok çeşitlidir ve gebeliğin sonucunu erteleme potansiyeli vardır. İlaç bağımlılığı olan kadınların çok azı prenatal bakım istemekte veya edinebilmektedir, ilaçlar çok çeşitli Jfanj^nital monformasyonların yanı sıra fetusta tanınmaları zor olan rönal davranış ve fonksiyon bozukluklarına yol açmaktadır.
İş Kadınları:
1960 yıllarında annelerin % 30’u iş kadını iken bu sayı önemli biçimde artarak 1980’de % 52 olmuş ve çalışma yaşamının kadın sağlığına etkileri tartışılmaya başlamıştır. Bazı kadınlar, fakirlik, aile ihtiyaçları veya diğer olumsuzluktan ötürü çalışmaya zorlanırken, diğerleri ekonomik ve aile olanakları ve sosyal desteğe dayanarak çalışmayı seçebilmektedir. Yaşam koşullarının olumsuzluğu nedeniyle çalışması zorunlu kadınların eğitimleri daha az, stresleriyse daha fazla olabileceğinden bu faktörler dolaylı biçimde gebelikte kötü sonuçlara yol açabilmektedir. 1890’lardan bu yana çalışmacılar, olumsuz gebelik sonuçlarının annenin işiyle bağlantısını saptamaya çalışmışlardır; Sonuçta ağır fark zorlama gerektiren uzun süreli işlerde vardiya işçiliğinin düşük doğum korkusu ve prematüreye yol açma potansiyeli olduk oldukları söylenebilir. Kimyasal ve biyolojik maddelerle uğraşmayı gerektiren işlerde, çalışmaların çoğu, konjenital bozukluk veya spontan düşük risklerinde artış olmadığını ortaya koymuştur. Olumsuz iş koşullarının varlığında özellikle, geçmişlerinde riskli veya kötü sonuçlanmış gebelik saptandığında bu koşulların değiştirilmesi doğru olacaktır.
Maternal Stres veya Anksiyete:
Gebelikte stresin genel etkisi her yönüyle bilinmemektedir. Fakat bazı çalışmalar, stres veya anksiyeteyle olumsuz sonuçlanan gebelikler arasında ilişki buluna bileneceğini düşündürmektedir. Birkaç çalışmanın sonuçlarına göre, yoğun stres veya Anksiyete düşük doğum ağırlığı veya erken doğum sıklığını arttırabilmekted’-Diğer bazı çalışmalar, sosyal destek sistemlerinin, strese cevabı değiştiklerini göstermiştir, örneğin yoğun stres koşullarında gebeliklerinde sorun çıkan vakalarda, prematüre ve düşük doğum kilosuna daha sık rastlanmaktadır. Bu kadınlara iyi sosyal destek sağlandığında stresin gebelik sonucuna etkisi görülmüştür.
Aile İçi Şiddet
Gebelikte kadının şiddetle karşılaşması giderek artmaktadır. Bu kapsamda diğer faktörler, erkeğin cinsel tatminsizliği ekonomik veya iş statüsündeki değişikliklere ilişkin yeni koşulların yarattığı stres, gebe kadınlarda duygusal duyarlılığın artmasına yol açan biyokimyasal değişiklikler, aile içinde çocuğa şiddet uygulama öyküsü ve kadının savunmasızladır. Aile içi şiddet, yapılan çalışmalara göre;
Alt soysa- ekonomik guruplarda daha sık görülürken, kadının dövülmesine hefn sosyo ekonomik ve eğitim düzeyinde rastlanmaktadır. Aile içi şiddet giderek bir halk sağlığı sorunu niteliği taşımaktadır. Tıbbi acil servislerde bu tür şiddet sistemik bir biçimde tammlanamamaktadır.
Prenatal risk değerlendirilmesinde, gebelikte şiddet uygulanması potansiyel/ de göz önünde tutulmalıdır. Böyle bir değerlendirmede, eşlerin ailelerinde şiddet uykusu aranmalıdır. Gebelik boyunca, prenatal bakım sağlayanlar, hastayı şiddetin fizik belirtileri açısından da incelenebilir. Muayenede travma saptanırsa, hastaya, doğrudan ” Bunu sana kim yaptı?” sorusu sorulmalıdır, özellikle, baş göğüs, karın ve genital bölgesinde eski ve çeşitli iyileşme dönemindeki izler, şiddet belirtileri olabilir. Diğer şüpheli bulgular, kadının göz göze gelmekten kaçınması ve saptanan belirtilere ilişkin kaçamak cevaplar vermesidir. Şiddet varlığı ortaya çıkarsa, devamının önlenmesi gerekir.
Bağışıklama;
Gebelik, önlenebilir hastalıklara karşı bağışıklama programlarına başlama zamanı değildir. Organizmanın savaşmasına neden olan her durum, gebelikte kaçınılması gereken ateş yükselmesine neden olur. Anne adayı, uluslar arası seyahat etmeyi düşünüyorsa, gebelik sırasında bağışıklamanın kontraendike olduğunu bilmelidir.
Rubeila aşısı gibi canlı virüslerin kullanıldığı bağ ışıklamalar gebelikte uygulanmamalıdır. Çünkü canlı virüsün gelişen embriyo üzerine zararlı etkisi olabilir, ölü virüslerin kullanıldığı aşılar yapılabilir. Yeni doğan tetenozunu önlemek için tetenoz aşısı gebeliğin 6. ayından itibaren birer ay ara ile iki kez birer doz 1, doğum ve 2. Doğum arasında 5 yıldan az zaman geçtiyse bir kez bir doz, 5 yıldan fazla süre geçtiyse iki kez birer doz aşı yapılmalıdır.
Diş Bakımı
Gebelikte diş etlerinde hipertrafi ve iritasyon görülür. Kan volümünün artmasına bağlı olarak, dişetlerinin hiperemisi sonucunda ağrı olur. Gebelikte sürekli yeme isteği dişlerin çürümesinde hazırlayıcı etken olabilir. Bu yüzden, diş bakımı ve ağız hijyeni her zaman olduğu gibi gebelikte de önem taşır. Dişler öğünlerden sonra ve yatmadan önce fırçalanmalıdır. Gebeler erken dönemlerde dişlerini kontrol ettirmelidirler. Gebelik sırasında diş tedavisi ve çekimi lokal anestezi altında yapılabilir. Kadın diş doktoruna gebe olduğunu söylemelidir. Röntgen çekimi ve diş tedavisi mümkün olduğunca doğumdan sonraya bırakılmalıdır.
Seksüel Aktivite
Günümüzde sağlıklı bir gebelikte, seksüel aktiviteyi sınırlamanın gerek olmadığı düşünülmektedir. Seksüel aktivitenin kontroendike olduğu durumlar, membron röptürü, servikal yetmezlik ve kanamasıdır. Önceki gebeliklerinden düşük ve erken doğum hikayesi olanlara da gebeliğin ilk ve son tirimestrinde kortus hesaplanır.
Yolculuk
Alışa gelmiş şekilde yolculuk yapmanın gebelik için tehlikesi yoktur. Gebelikte Venüs stas arttırıcı uzun süreli oturmalardan kaçınılmalıdır. Uzun süreli otomobil yolculuklarında da sık molalar verilerek gebe kadının kısa yürüyüşler yapmasına u-çak yolculuklarında, arada uçak içinde aşağı yukarı yürümesi sağlanmalıdır. Basınç ayarlı uçaklarda yolculuk, gebe kadına ek risk oluşturmaz.
Giyim
Gebe k linin giysileri, gebelik süresince artan abdominal boyutlara uygun olarak seçilmelidir etekler ve pantolonlar yumuşak elastik bel bantlarına sahip olmalı ve abdominal bölge üzerinde esneye bilmelidir. Dolaşımı bozacak dar giysilerden kaçınılmalıdır. Yüksek topuklu ayakkabılar sırtın eğimini arttırarak sırt rahatsızlıklarına sebep olabilir, özellikle son aylarda baskının artmasına bağlı olarak ayaklarda şişmeler görülür. Bu nedenle ayakkabılar geniş ve alçak topuklu olmalıdır, iç çamaşırları özellikle kilotlar pamuklu olmalı ve her gün değiştirilmelidir.
Bulantı- Kusma
Gebelikte ortaya çıkan bulantı – kusma nedeni prioddan sonra herhangi bir zamanda ortaya çıkmakla ve genellikle 6-12. hafta sonra sona ermektedir. Kadınların 1/2’sinde bulantı, 1/3’ündede kusma görülür. Yapılan araştırmalar hormonal, metabolik, toksit, nörolojik ve psikomasatik faktörlerin bulantı-kusmaların ortaya çıkmasında etken olduğunu göstermektedir. Bunlar; HCG düzeyinde yükselme, karbon hidrat metabolizmasının değişiklik, annenin gebeliğe psikolojik tepkisi, yorgunluk ve GİS’de pristaltik hareketlerin oralmasma bağlanabilir. Tedavide çoğunlukla başarılı olunamasa da semptomlar hafifletilebilir, önerilenler; rahatsız edici kokulardan kaçınmak sabah kalktığında ekmek yada tuzlu kreker yemek olabilir. Az az ve sık sık beslenmek, aşın yağlı ve baharatlı yiyeceklerden kaçınmak, hiposantif etkisini göz önüne alarak yataktan yavaş kalkmak önerilebilir.
Varisler
Gebelik ilerledikçe alt exterimeteler de artan Venüs basınç exterimilerdeki ve bazende vulvadaki varisleri ağırlaştırır. Bu durumu tedavi etmek için, ayakları yükseltmek ve exterik destek çorapları kullanmak gerekir bu çoraplar karnı ve bacakları içine alan külotlu türden olmalıdır ve bacağı, baldır veya kasıkta kesmemelidir. Vulvadaki varisler genellikle birkaç prine petiyle desteklenir.
Bağırsak Alışkanlıktan
Kabızlık genellikte sık görülen şikayetlerdendir. Bunun nedeni bağırsak motilitesinin azalması ve büyümüş uterusun bağırsaklar üzerindeki basıncıdır. Kabızlık gebeliğin diğer bir şikayeti olan hemorordleri kötüleştirir. Bu sorunla karşılaşacak gebeler, genellikle bol su içecek bol meyve sebze ve salata tüketerek rahatfayabilrler hafif laksatifler ve dışkı yumuşatıcılar kullanılabilir. Sıvı elektrolit dengesini bozacağından kuvvetli müshillere ve lavmana başvurulmamalı.
Sık İdrara Çıkma
Büyüyen uterusun mesane üzerine bası yapmasından dolayı görülür. Herhangibir önlemi yoktur Sıvı alımı kısıtlanmalıdır. İdrar kaçırma ve üriner enf. riskini azaltacağından mesanenin sık sık boşaltılması önerilir. İdrar kaçırma varsa emici pedler kullanılabilir. Gebe idrar yaparken ağn, yanma hissediyorsa belirtiler dikkate alınmalıdır.
PRENATAL BESLENME
Gebelikte beslenme çok önemlidir. Beslenmenin gebeliğin seyri ve sonucuna önemli etkileri vardır. Beslenme ve diyet kapsamında, “gereken ile kullanılabilecek” terimlerinin açıklanması önemlidir. Buterimler birbirleriyle ilgili olmakla birlikte eş anlamlı değildir. ” Gereken”, spesifik bir besinin, yetmezlik durumunu önleyecek (normal sağlığı ve fonksiyonu sürdürebilecek) en az miktarı anlamına kullanılır. Besi gereksinmesi, kişiden kişiye ve aynı kişide de zaman zaman önemli değişiklikler gösterebilir. Belli bir besi maddesinin ” kullanılabilecek” miktarıysa, ortalama gereksinmenin, kişisel farklılıklar, emiiim ve kullanıma uyarlanmış şeklidir ve elde edilen değer, bireye değil, topluma uygulanabilecek özelliklerdir. Tüm besi maddelerinde “kullanılabilecek” miktar,”gereken”‘in üstündedir.