Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Didem Öztop, çocukların şiddetin en basit haliyle çizgi filmlerde karşılaştıklarını söyledi.
Televizyon ve internetin, çocukların “tüketim toplumu bireyi” olmaları üzerinde etkileri olduğunu belirten Öztop, şöyle konuştu:
“Televizyon ve internetin çocuğun cinsel kimliğinin oluşması ve karşı cinsle, anne ve babayla ilişkisi üzerinde etkisi var. Şiddet eğilimlerine, okuma, düşünme ve başarıya etkisi, kültürel yabancılaşmaya etkisi var. Çocuk televizyonda veya internette gördüğü başka toplumların kültürlerini, değerlerini kendine model olarak almaya başlıyor ve bu biçimde davranıyor. Din gelişimi üzerinde etkisi var. Ayrıca, televizyon kanallarında ve internette çocukların ergenlik yaşının daha öne kaymasına neden olabilecek cinsel içerikli yayınlar var.”
Öztop, çocukların günde 2 saatten fazla televizyon seyretmesinin doğru olmadığını, televizyonun yerini dolduracak çeşitli etkinlikler yapılması gerektiğini kaydetti.
Televizyon programlarının seçiminde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve psikologlar tarafından tespit edilen akıllı işaretlere dikkat edilmesini öneren Öztop, “Çocuğuna ‘televizyon seyretme’ diyen anne ve babanın, kendi televizyon izleme sürelerini de kısıtlaması gerekiyor. Siz kitap okumaz ve televizyon izlemeye devam ederseniz çocuk sizi model olarak gördüğü için doğrunun bu olduğunu sanacaktır. Çocuğunuzun kitap okumasını istiyorsanız sizin de okumanız gerekiyor” dedi.
Öztop, artık evlerde birden fazla televizyon bulunduğuna dikkati çekerek, “Herkesin odasında televizyon var. Herkes odasına çekilip kendi sevdiği programları izliyor. Çocukların odasına bile televizyon konuluyor. Bu hiç uygun bir durum değil. Televizyonu bakıcı gibi kullanmamak gerekiyor. Çünkü, bebeklikte başlayan bu süreç daha sonra alışkanlık halini alıyor” diye konuştu.
Ailelerin çocuklarının izlemesini istemediği programları yasaklamalarının doğru olmadığını kaydeden Öztop, şunları söyledi:
“Çocuk istediği diziyi izleyemeyince ‘arkadaşlarım izliyor, onlar konuşurken ben konuşamadım, dışlandım’ diyor. Böyle olunca da kendisini kötü hissediyor. Ailelerin bu tür dizileri yaşam tarzları, inanç sistemleri, toplumsal değerleriyle televizyon dünyası arasında farkı öğrenmelerine yardımcı olmak için çocuklarıyla birlikte izlemelerini öneriyoruz. Beğenmediğimiz, rahatsız eden programları mutlaka RTÜK’e şikayet etmeliyiz.”