Sürrenal Kanseri
Sürrenal bezlerinin anatomik lokalizasyonları, non-fonksiyonel kitlelerin çok geç semptom vermeleri ve ortaya çıkan belirtilerin birçok hastalık ile karışması nedenleriyle sürrenal kanseri tanısı zor konan bir hastalıktır. Sürrenal kanseri bir milyon insanın ikisinde görülür. Ancak bu oran , son yıllarda giderek kullanımı artan ileri görüntüleme yöntemleri sayesinde yükselmektedir.
Sürrenal kanserli hastalarda en sık görülen semptom ağrıdır. Ağrı genellikle tümör 7-8 cm. çapa ulaştığında ve Gerota fasyasmı gerdiğinde hissedilir. Hasta ağrıyı tam olarak lokaliz* edemez. Hipokondriumda, lomber bölgede ve kasık bölgesinde gastrointestinal sistem ile ilişkisi olmayan ağrıdan yakınılır. Analjezik ilaçlarla ağrı tam olarak kaybolmaz.
Ağrıdan sonra en sık görülen belirti, kitle çapının 9-10 cm’e ulaşması sonucu tümörün palpe edilmesidir. Sağ sürrenal tümörleri sol taraftaki tümörlere göre daha zor palpe edilir. Kitle palpasyonda ağrısız, immobil, düzgün yüzeyli ve sınırları tam olarak saptanamayan özelliklere sahiptir.
Kilo kaybı, halsizlik, hipertansiyon, vena kava inferior basısına bağlı olarak gelişen bacak ödemi görülen diğer semptomlardır.
Sürrenal tümörlerinin % 60’ı fonksiyonel işleve sahiptir. BT, MR ve US tümör tanısında yardımcı olur. Tümörün total olarak çıkarılması tedavi için tek seçenektir. Radyoterapi ve kemoterapinin etkisi yoktur. Tümörün tam olarak çıkarılamadığı durumlarda bir yıllık yaşam süresi % 9 civarındadır.
Sürrenal Medulla Hastalıkları
Nöroblastoma
Yenidoğan ve 1 yaşın altındaki çocuklarda en sık görülen malign tümördür. 8 milyonda bir görülür. Adrenal medulladaki nöroblastlardan veya boyundan pelvise kadar uzanan paravertebral gangli-onlardan çıkar. 3-4 cm. çapında, düzensiz sınırlı, nodüler, ileri derecede vasküler ve frajil kitleler halindedir. Erken dönemde etraf dokuları invaze eder. Lenf ganglion metastazı sıktır. Kan yoluyla kemik, kemik iliği ve karaciğere yayılır.
Karın ağrısı, karında kitle, kemik ağrısı, karaciğer büyümesi, solunum zorluğu görülür. Hastaların % 95’inde idrar katekolaminleri ve metabolitle-ri artmış bulunur. Nörospesifik enolase, metastazı olan hastaların %95’inde yükselir.
Batın ve pelvis tomografisi, kemik sintigrafisi ve kemik iliği biopsisi, 1131-MIBG tanıyı koymak için kullanılan metodlardır. Hastaların % 80’inde kro-mozon anomalisi görülür.
NöroblastomaTedavisi için tümörün tamamen çıkarılması gerekir. Çıkarılamayan tümörlerde kemoterapi ve radyoterapi denenir. Metastaz yapmış olanlarında radyoterapi ağrıyı kontrol etmekte yardımcı olur. Prognostik faktörleri iyi olan hastalarda kürative tedavi şansı % 90, prognostik özellikleri kötü olanlarda ise % 20’kadardır.