Suda çözünen vitaminler
C Vitamini. C vitaminin yetersizliğinden ileri gelen ve diş etlerinin kanaması, deride çü- rüklükler eklemlerde ağrılı şişmeler ve genel dayanıklık azalması belirtileri gösteren iskorbit hastalığı, geçmişte bulaşıcı olmayan başlıca yaygın hastalıklardandı.İnsanlar uzun deniz yolcu- lukları ya da kuzey yolculuklarında olduğu gibi taze meyve, sebze ve etten yoksun kaldıkları za- man bu hastalık meydana gelir.
İskorbüt hastalığının tedavisi üzerinde en eski bilgi Jacques Cartier’in 1536 da Kana- da’ya yaptığı bilimsel gezideki kayıtlarında bulunmuştur.Gemisinin personelinin ciddi iskorbit hastalığı, Kızılderililerin önerdiği şekilde göknar yapraklarının özütü ile tedavi edilmiştir.İskor- biti önleyici vitamin 1993 yılında izole edildi ve bunun yıllardan beri tanınan fakat antiskorbitik özelliği bilinmeyen askorbik asit olduğu kanıtlandı.Askorbik asit oldukça kararsızdır ve pişiril- me sırasında tahrip edilir.Modern dondurma ve kutuluma yöntemleri besinlerin sahip olduğu askorbik asidin çoğunu korursa da, bunun en iyi kaynağı taze meyve sebze sularıdır.Askorbik asit kısmen hücresel oksitlenmeye, özellikle tirozinin oksitlenmesine katılır.Bundan başka,amino asitlerden prolinin, kollagenin yapı taşlarından birisi olan hidroksiproline hidroksilasyonunda rol oynar.C vitaminin yetersiz olması halinde kılcal damarlar olağanüstü düzeyde kırılabilir ha- le gelir, kolayca çatlayarak deri altında ve eklemlerde kanamalara neden olur.Bu koşul altında kemiklerin ve dişlerin gelişmesi de anormaldir.Normal erişkin bir insanın günde 75-100 mg as- korbik aside 215 gm lık bir bardak portakal suyu ile karşılanabilen miktara, ihtiyacı vardır.
B Kompleksi Vitaminler. Orijinal B vitamini, anti beriberi faktörü olarak tanımlanmıştır. Karaciğer, maya ya da pirinç kavuzu özütlerinde anti beriberi faktörden başka özgül biyolojik etkileri bulunan dokuz başka madde ayırt edilmiştir.Bir zamanlar bu maddelerin bazıları ayrı harflerle gösterilmiştir; riboflavin G vitamini, biyotin H vitamini olarak adlandırılmıştı.Bugün bunların hepsi sadece kimyasal yapıları ya da etki şekillerinden ötürü değil, birlikte bulunmala- rı nedeni ile de B kompleks vitaminler olarak gruplandırılmıştır.
Tiyamin. B kompleks vitaminler içinden ilk kez ayırt edilen bu madde, beriberi hastalı- lığını önler.Maya kokusunda beyaz renkte kristal halindeki bu madde az miktarda çeşitli besin- lerde bulunur.Maya, karaciğer, fındık, domuz eti ve buğdaygiller tanelerinin tümü, B kompleks vitaminler için en iyi kaynaktır.Orta halli Amerikan yemekleri tiyamin bakımından biraz fakir olduğundan bugün, bu ülkelerde un, ekmek ve kahvaltılıklar bu vitamin bakımından zenginleş- tirilmektedir.Günlük gereksinme vücut ağırlığı, alınan kalori miktarı besinlerdeki karbonhidrat oranına göre değişmekle beraber, orta bir insanın günlük gereksinmesi 2-3 mg kadardır.Tiya- min ve öteki B kompleks vitaminler vücutta büyük ölçüde depo edilmez; nitekim birkaç hafta içinde vitamin yetersizliği kendini gösterir.
Tiyamin pirofosfat, pirüvik asitlerin oksidatif dekarbosilasyonunda koenzim olarak iş görür.Bundan sonra pentoz fosfat yolu enzimlerinden biri olan transketolaz enzimi için de ko- enzimdir.Tiyamin yetersizliği ile karbonhidrat metabolizması aksayacak olursa çok sayıda tipik belirtile ortaya çıkar: yetersizliğin hafif olduğu hallerde yorgunluk, iştahsızlık, dirençsizlik ve kas krampları; daha belirgin vitamin yetersizliği halinde bu belirtiler kuvvetlenir ve aynı za- manda sinirlerin ağrılı yapısal bozulması ile kasların ikinci derecede zayıflaması paralize yol a- çar.Beriberi olarak bilinen bu durum tiyamin verildiği zaman hızlı bir şekilde düzelir.Tiyamince yetersiz olan herhangi bir besin, öteki B kompleksi vitaminleri bakımından da yetersiz olduğu için, tek başına bir tiyamin yetersizliği enderdir.
Riboflavin. Riboflavin bitki ve hayvan dokularında bulunan bir sarı pigmenttir.Tiyamin bakımından zengin olan besinlerde fazla miktarda bulunur: maya, karaciğer, buğday embriyo- su, et, yumurta ve peynir.Riboflavin glukoz ve amino asit metabolizmasındaki bazı hücreler ok- sidatif süreçlerdeki ko enzimlerin flavin adenin dinukleotid ( FAD ) ve flavin monomukleotidin ( FMN ) kısımlarını meydana getirir.İnsanın sağlıklı kalabilmesi için günde 1-2 mg riboflavine gereksinme vardır.Riboflavin noksanlığı, ağzın köşelerinde çatlaklıklar, dilde tipik morumsu kırmızılık ve gelişmenin gerilemesi belirlenir.Deneysel riboflavin yetersizliği sıçanlarda zayıf gelişmeye, tüylerin dökülmesine, katarakta, gözlerde yanmaya ve ölüme neden olur.
Niyasin ya da Nikotinik Asit. Niyazilin çok sayıda dehidrogenaz enzimlerin önemli iki koenzimi, nikotinamid dinukleotid ( NAD ) ve nikotinamid dinukleotid fosfat (NADP) ‘ın bile- şenidir.Bunlar çok sayıdaki reaksiyonlarda hidrojen alıcısı ve vericisi olarak hizmet eder:Niya- sin elli yıl önce vitamin fonksiyonunun olduğu kabul edilen bir organik bileşik olarak kabul edi- lir.Maya, taze sebze, et ve birada bulunur.Mısırda genel olarak düşük oranda niyasin bulundu- duğu için günlük besinin büyük bir kısmını teşkil eden yerlerde, vitamin yetersizliğinden ileri gelen pelagra hastalığı,oldukça yaygındır.Pelagra dermatis, ishal ve erken bunalma ilk belirle- nir.Niyasin, bir ya da birkaç enzimin koenzimi olmasına bağlı süreç nedeniyle deri ve barsak e- pitelinin korunması ve normal sinirsel faaliyetin sağlanmasında rol oynar.Tavsiye edilen günlük niyasin dozu yaklaşık olarak 20-25 mg dır.Fakat insanların gereksinmesinin büyük bir kısmı barsak bakterileri tarafından sentez edilir.Bir insan sülfamitli ilaçlarla tedavi edildiği takdirde barsak bakterileri öldürülür ve niyazinde dahil birçok vitamin yetersizliği ortaya çıkar.insan do- kuları tarafından niyasin üretmek için amino asitlerden triptofan metabolize edilebilir.Bu şekil- de günlük niyasin gereksinmesi besindeki triptofan miktarına bağlı kalmaktadır.
Piridoksin. Bu vitamin et, yumurta, fındık, buğday gibi taneleri olan fasulye gibi çok çeşitli yiyecek içinde bulunduğu için insanda tam anlamıyla bir piridoksin yetersizliği söz konusu değildir.Piridoksal fosfat amino asitlerin aminlere transaminasyon ve dekarboksilayonu- nu içine alan enzimatik reaksiyonlarda koenzim olarak iş görür.Piridoksin yoksun besin verilen deney hayvanların gelişmesi gecikir, anemi baş gösterir ve lenf dokusunun bozulması nedeni ile ölümle sonuçlanabilen akyuvar ve antikor yokluğu,dirençsizlik ortaya çıkar.Günlük gereksinme 1-2 mg dır, fakat çok besindeki protein oranına bağlıdır.
Pantotenik Asit. Bu vitamin normal sinir ve deri yapısının korunabilmesi için gereklidir. Deneysel olarak oluşturulan yetersizlik halinde büyümede gecikme, dermatitis, saçlarda kırlaş- ma ve adrenal bezlerde zedelenme görülür. 2. Dünya savaşı sırasında tutsak kamplarında bazı tutsaklarda görülen ‘ayak yanması’ sendromu pantotenik asit tedavisine cevap vermiştir.Nor- mal günlük besinde insanın günlük besinde günlük gereksinmesini karşılayacak miktarda 20 mg pantotenik asit bulunur.Bu besin bakımından özellikle zengin olan besin maddeleri yumurta, et, tatlı patates ve yer fıstığıdır.Karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasında ve enerji dönüşü- mündeki basamaklar için önemli olan koenzim A’nın bir kısmını meydana getirir.
Biyotin. İlk kez maya gelişmesi için zorunlu bir faktör olarak keşfedilmiştir.O zamandan beri olağanüstü küçük miktarda da olsa, memeli hayvanların günlük besini içende bulunmasının zorunlu olduğu gösterilmiştir.Melas, yumurta sarısı ve karaciğer biyotin bakımından zengin kaynaklardır.Yumurta akında bulunan bir protein olan avidin, barsakta biyotinle birleşerek emilmesini önler.Avidin sıcaklık karşısında bozulduğu için pişmiş yumurta akı, biyotin emilme- sini engellemez.Deney hayvanlarında biyotin yetersizliği meydana getirmek için birkaç çiğ yu- murta akına gereksinme vardır.Sadece çiğ yumurta ve şarapla beslenen insanlarda deri yangı- sıyla belirlenen birkaç olayla biyotin yetersizliği ortaya çıkmıştır.Biyotin verildiği zaman belirti
ortadan kalkmıştır.
Bir organik moleküle karbon dioksit eklenmesi ile ilgili reaksiyonlar ve yağ asitlerinin biyosentezindeki birinci basamak olan malonil koenzim A’yı oluşturmak üzere asetil koenzim A’nın karboksilasyonu için geçen reaksiyonlarda bir koenzim olarak iş görür.
Folik Asit, B12 Vitamini, Kolin, İnositol ve Para-amino benzoik Asit. Folk asit ve B12 vitamini anemiyi önlemek için kullanıldığı gibi, pernisiyöz aneminin tedavisinde karaciğer özütü ile birleştirerek kullanılır.Folik asit, bir karbonlu bileşiklerin bir molekülden bir başkasına ta- şınmasıyla ilgili reaksiyonlarda gereksinme duyulan tetrahidrofolik asit koenzimi de ve fenil ala- ninin tirozine dönüşmesi için koenzim olarak gereken biyopterinin içinde bulunur.Kobalamin, kobalt iyonu siyanid, riboz şekeri ve başak bileşenleri içeren bir porfirin halkasından oluşan karmaşık bir moleküldür.Folik asit ve kobalaminin kansızlığı önlemedeki rolü, açıkçası alyuvar- ların üretimiyle ilgili nükleik asitlerin sentezlenmesini kolaylaştırmaktan ileri gelir.Kobalaminin aynı zamanda suksinat ve malonat gibi bazı organik asitlerin birbirine dönüşümünde koenzim olarak iş gördüğü de bilinmektedir.Kobalamin bakteriler tarafından sentezlendiği halde yüksek organizasyonlu bitki ve hayvanlar tarafından sentezlenemez.Kobalamin bu şekilde yeşil bitkiler için olduğu kadar hayvanlar için de bir vitamindir.
Kolin bir büyüme faktörüdür.Noksanlığı civcivlerde böbrek kanamasına neden olur ve perosiz denilen bir kemik bozukluğuna neden olur.Yağ proteinlerin metabolizması için, çok sa-
da B vitamininde olduğu gibi koenzim olarak değil, bazı temel maddelerin sentezlenmesinde metil grubu kaynağı olarak önemlidir.Erişkin bir insan günde 2,000 mg koline gereksinme du- yar.
Lipoik Asit. Pirüvik ve alfa-ketoglutarik asitlerin oksidatif dekarboksilasyonunda tiya- min pirofosfatın yanında kofaktör gibi hareket eden iki kükürt atomu taşıyan sekiz karbonlu bir yağ asididir.İnsan ve hayvanların günlük besini içinde bulunmasının gerektiği gösterilmiş ol- makla beraber, bazı mikroorganizmalar için bir büyüme faktörü olduğu bilinmektedir.Bazı bö- ceklerin gelişme faktörü olarak gereksinme duyduğu karnitin, memeli hayvanların hücrelerinde de bulunur ve yağ asitlerinin mitokondri zarlarından geçmesinde rol oynar.
İnositol ve para-amino benzoik asidin saç dökülmesi ve saçların kırlaşmasını önlenme- sinde önemli oldukları biliniyor.Her ikisi de sıçanların ve muhtemelen insanı da içine almak üze- re başak hayvansal canlıların normal gelişimi için şarttır.Para amino benzoik asit, folik asidin bir kısmını teşkil eder.Bu B vitaminleri barsak bakterileri tarafından da sentezlenir.