Bayanlar, sportif aktivitelerin hepsinde yer alabilirler. Ancak erkekler ile bayanlar arasındaki özel fiziksel farklılıklardan dolayı, bayanlar bazı spor dallarında üstün olabiliyorlarsa da bazı spor dallarında erkekleri e aynı performans düzeyine ulaşamazlar.
Düzenli ve yoğun egzersiz yapan bayanlar: adet gören kadınlarda siklusun kaybı, adet kanamasında miktar olarak azalma, ve bunların etkisi ile omurga kemik mineral yoğunluğunda azalma ve erken yaşta osteoporoz ve stres kırıkları(travma olmaksızın kas kasılmalarına bağlı kırıklar) şansının artması gibi risklerle de karşı karşıyadırlar.
Gebelik, daha ileri dönemlerinde değişiklik yapılmaya ihtiyaç duyulmasına rağmen, herhangi bir anormal seyir olmadığında, fiziksel aktiviteye doğrudan engel olmaz.
ANATOMİ VE FiZYOLOJİ: Bayanlar, sporda baylarla karşılaştırıldıklarında, performanslarını etkileyebilecek temel fizyolojik ve anatomik farklılıklara sahiptirler. On yaşına kadar bayanlar ve baylar fizyolojileri yönünden çok benzerdirler. Ergenliğin başlaması ile sekonder seks karakterleri gelişir ve seksler arasındaki farklılıklar belirir.
Bayanlar genellikle baylardan daha kısa ve daha hafiftirler. Kızlar ergenliğe ortalama erkeklerden 2 yıl önce girer ve 2 yıl önce tamamlarlar. Kızlarda 10 yaş, erkeklerde 12 yaş civarında büyüme hızı artmaya başlar ve ergenlik çağındaki kişilerde belirgin hızlanma görülür. Bu dönemde erkekler 30 cm., kızlar 10-20 cm. uzar. Ağırlık ise 7-30 kg., ortalama 20 kg. artar. Erişkin boy uzunluğunun % 20-25’i bu dönemde kazanılır. Boyca artış kızlarda 8 cm/yıl, erkeklerde 10 cm./yıl olmaktadır. Boyca uzama hızı erkeklerde on iki buçuk, on beş buçuk yaşları arasında pik yaparken, kızlarda bu pik erkeklerden ,2 yıl önce olmaktadır.
Ergenlik dönemindeki kişilerde, kas-iskelet sistemi ve iç organlarda, özellikle üreme organlarında belirgin büyüme ve gelişme olmakta, el bilek kemiklerinde kıkırdak yapılar kalsifiye olmakta ve kemikleşmede belirgin artış olurken, lenfatik dokuda ve erkeklerde cilt altı yağ dokusunda azalma olmaktadır. Bacaklar gövdeye göre daha hızlı büyür ve büyümesini daha önce tamamlar. Ağırlık artışı ise, boyca uzamanın pik yapmasından yaklaşık 6 ay sonra belirginleşmektedir. Deri altı yağ dokusu kızlarda 8, erkeklerde 10 yaş civarında artmaya başlar, erkeklerde boyca uzamanın pik yapmasından sonra azalırken, kızlarda artış devam eder ve en çok kalça ve omuzda lokalize olur. Kas dokusundaki artış boyca uzamanın pik yapmasından yaklaşık 3 ay sonra maksimuma erişir.
Bayanlarda, ergenlikten sonra taşıyıcı eklemlerin açıları atmıştır. Bu bayanlara fırlatma ile ilgili olaylarda mekanik bir dezavantaj sağlar. Daha geniş pelvis, femur açısını arttırır; bu quadricepsin origo-insersiosu arasındaki çizgiyi döndürür, bu dönüş dizi de etkiler (Q. insersiosu patella üzerinden tibial tüberküle uzanır) ve patellafemoral ekleme doğru kuvvet artışı yaparak, bazı aktivitelerde ön dizde ağrı oluşmasına neden olur.
Bayanlarda ağırlık merkezi de daha aşağılardadır. Bu dengenin önemli olduğu aktivitelerde bayana avantaj sağlarken, atlama ile ilgili spor dallarında dezavantaj sağlar.
Bay ve bayanlar arasındaki bir fizyolojik farklılık da, O2(oksijen) uptake’nin bayanlarda daha düşük olmasıdır. Bu farklılık, bayanın dayanıklılık sporlarındaki başarısını negatif etkiler. Daha düşük 02 alımı, total vücut kitlesi ile ilgili olarak, daha küçük kalp ve daha küçük akciğerlerden dolayıdır. Daha küçük kalp demek, daha küçük atım hacmi demektir. Yani bir pay ile aynı miktar O2(oksijen) uptake’ini başarmak için bir bayan, daha yoğun çalışmak ve daha büyük kalp hızına sahip olmak zorundadır. Bazı elit bayan sporcular dayanıklılık sporlarında ortalama bay değerlerine ulaşabildilerse de, tabii ki buna ulaşmada bir sınır olduğu için, bir antremanlı bayan, bir antremanlı bay kadar aynı O2(oksijen) uptake’ini asla başaramaz.
Max. O2(oksijen) alımı, aerobik çalışma kapasitesini tayin eden önemli bir şeydir.
Bayanları dayanıklılığa dayalı sporlarda rölatif olarak dezavantajlı duruma sokar. Daha düşük O2(oksijen) alımı, ağırlığa oranla daha az miktardaki kan ile birliktedir.
Baylarda 5-6 it. kan var iken, bayanlarda 4-4.5 it. kan bulunur. Aynı zamanda bayanlarda her ünite kan volümü başına daha az hemoglobin vardır. böylece de kaslara nisbeten daha az O2 (oksijen) taşınır.
Bayanların yağsız vücut kitleleri baylardan daha düşüktür. Kas uzunluğu da her ne kadar, kesitlerde benzer olmasına rağmen, bayanlarda daha az kas vardır. Bu demektir ki, ortalama bayan uzunluğu ortalama bayların yaklaşık % 60’ldır. Bu durum antrenman ile olumlu etkilenebilirse de hiçbir zaman baylara eş olamaz.
Bayanların total vücut ağırlıklarının yaklaşık % 25-33’ü yağdır, erkeklerde ise % 15-18 dir. Zayıf bayanların vücut yağı % 20’den azdır, zayıf bayların ise % 10’dan azdır. Yağ oranının artması bayanların performansını birçok aktivitedeki baylara göre rölatif olarak azaltır. Çünkü yağ oranının fazlalığı sadece su üzerinde durabilme ve izolasyonun gerekli olduğu yani ekstra yağ kitlesine ihtiyaç duyulan uzun mesafeli yüzme gibi durumlarda avantaj sağlar.
Bayanların iskelet kaslarının diğer kaslarından farklı olarak yağları enerjiye çevirmede daha büyük kapasiteye sahip olduğu ileri sürülüyor. Bu özellik, dayanıklılığa dayalı sporlarında bayanları daha uygun duruma getirir, ultra dayanıklılık durumlarında bayana avantaj sağlar.
Bayanlar, baylar ile aynı sayı ve konsantrasyonda ter bezlerine sahiptirler ama daha az terlerler. Bayanlar terleyerek daha az ısı kaybederler, yani daha az su kaybederler. Gerçekte radyasyonla daha fazla ısı kaybederler ki bu da nemli ortamlarda bayanlara avantaj sağlar.
Genel olarak bayanlar, baylardan daha elastikidirler, bu jimnastik, bale gibi sporlarda bayan için olumludur, Ancak daha fazla elastikiyet, daha fazla tendon yaralanması demektir.