Doğum kontrolünde spiral günümüzde en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Spiral, dikkatli bir jinekolojik incelemeden sonra, ileride periyodik kontrolleri yapacak olan hekim tarafından takılmalıdır.
Spiral, uzun bir süre için dolyatağının içine yerleştirilen ve varlığıyla gebeliği önleyen, çeşitli boyut, yapı ve biçimdeki mekanik araçlara verilen addır. Günümüzde 200 milyon kadın tarafından kullanılmaktadır.
SPİRAL TÜRLERİ
Spiraller ilaçsız ve ilaçlı olmak üzere iki türdür. İkisinde de merkez çekirdek plastik maddeden (polietilen ya da başka bir polimer) yapılmıştır. İlaçlı spiraller dölyatağının içinde sabit miktarda madde (örneğin progesteron türü hormonlar) salgılar. Her iki türde de plastik X ışınlarıyla görülebilmesi için baryum sülfatla kaplanmıştır.
İlaçsız spiraller genellikle değişik boylarda üretilir. Bunların gebeliği önleyici özelliği daha fazla, dışarı çıkma olasılığı ise daha azdır; bununla birlikte genellikle şiddetli kanamalara ve ağrıya neden olduğundan çıkarılması gerekebilir.
Gebeliği önleyici etkinin artırılması ve yan etkilerin azaltılması amacıyla geliştirilmiş ilâçlı spiraller daha küçüktür; salgıladıkları madde gebeliği önleyici etkiyi artırır. Oysa ilaçsız spirallerin etkisi dölyatağı mukozasıyla temas eden yüzeyle orantılıdır, İlaçlı spirallerde ise etki merkezdeki plastiği çevreleyen bakır halkaların yüzeyiyle orantılıdır.
Spiralin dölyatağımn içinde yerleştirildiği bölge de gebeliği önleyici etki açısından önemlidir; spiral ne kadar yukarıda ve dölyatağının kubbesine yakınsa o kadar etkilidir.
Spirallerin bir ucunda, takıldıktan sonra dölyolunda kalan ve çıkarılmasına yarayan bir ip bulunur.
• Etki mekanizması: Dölyatağının içinde bulunan bir yabancı cisim, yapısı ne olursa olsun, döllenmeyi engeller: Mukozanın altındaki fibromlar ve iyi huylu polipler bu yapılara örnek olabilir. Bu yapıların varlığı, dölyatağında içindekini dışarı atmaya yönelik hareketlerin artmasına yol açar.
Spiralin doğum kontrolünü sağlayan mekanizması biraz daha karmaşıktır. Spiralin varlığı, dölyatağı mukozasında bol miktarda akyuvarın birikmesiyle ortaya çıkan bir tepkiye yol açar.
Akyuvarlar dölyatağındaki ortamı bozarak yumurtanın yerleşmesini engeller. Ayrıca bakır İçeren spirallerin, dölyatağı enzimlerini doğrudan etkileyerek döllenmiş yumurtanın yerleşmesini önlediği düşünülmektedir. Bunların yanısıra, spiral dölyatağı hareketleriyle birlikte Fallop borusunun hareketlerini de etkiler. Bu durumda spermalar tüpten ve dölyatağından çok hızlı geçer, yumurtayı dolleyemip dışarı itilir. Sonuçta, etki mekanizması birçok etkenin birleşmesiyle oluşur. Bu etkenlerden en önemlisi, dölyatağı mukozasının biçimi ve işlevinin, yumurtanın yerleşmesini önleyecek biçimde değişmesidir.
• Etki süresi: Bakirli spiral 3 yıl etkili olsa da, 2 yılda bir değiştirilmelidir. Progesteron salgılayan spiral ise her yıl değiştirilmelidir.
• Nasıl uygulanır? Spiralin doğru yerleştirilmesi, doğum kontrolünün başarılı olması ve yan etkiler açısından Çok önemlidir. Amaç, spirali dölyatağının dibine yerleştirmektir; yeterince yukarıya yerleştirilemezse gebelikten koruyamaz.
Spirallerin uygulama teknikleri birbirine benzer. Genellikle, en kolayı en küçük spiralin takılmasıdır.
Kullanılan teknik ne olursa olsun, uyulması gereken önemli kurallar vardır:
• Dölyatağının hacmini, konumunu ve esnekliğini belirlemek için, jinekolojik muayene yapılmalıdır.
• Spiral yerleştirilmeden önce dölyolu ve dölyatağı boynu dezenfekte edilmelidir.
• Daha sonra dölyatağının içi ölçülür; 6 cm’den küçükse spiral takılmasına uygun değildir.
Spiral, gebelik kuşkusunu ortadan kaldırmak için âdet kanaması sırasında ya da hemen sonra takılmalıdır. Doğumdan, düşükten ya da kürtajdan sonra da uygulanabilir.
• Nasıl çıkarılır? : Spirali çıkarmak için dölyolunda kalan ipin çekilmesi yeterlidir. îp dölyatağının içine kaçtıysa, bu girişim ağrılı olabilir.
• Gerekli kontroller: İlk kontrol genellikle spiralin yerleştirilmesinden 3 ay sonra yapılır. Bundan sonra yıllık kontrol önerilir. Kontrol, aşağıdaki amaçlarla yapılan özenli bir jinekolojik muayeneden oluşur:
• Ortaya çıkabilecek rahatsızlıkları değerlendirmek;
• Spiralin farkına varılmayan yer değiştirmelerini saptamak;
• Ortaya çıkabilecek enfeksiyonları belirlemek.
Ne zaman kullanılmamalıdır?
– Spiral şu durumlarda kesinlikle kullanılmamalıdır:
• Dölyatağı tümörü ya da kökeni belirsiz dölyatağı kanamalarında;
• Gebelik kuşkusu varsa;
• Aktif evredeki cinsel organ enfeksiyonlarında;
• Geçmişte dış gebelik öyküsü varsa;
• Dölyatağı çok küçükse.
Kadının yaşı, kendi başına bir sakınca oluşturmaz. Çok genç kızlarda cinsel organ enfeksiyonları çok sık olduğundan spiral en son akla gelen yöntemlerden olmalıdır. Ayrıca, spiralin takılması da zor ve ağrılı olabilir. Bu yaşta, spiralin kendiliğinden yer değiştirmesine, kanama ve ağrılara daha sık rastlanır.
Menopoz Öncesinde spiral çok geçerli bir yöntemdir. Gebeliği önleyici etkisi çok yüksektir (yüzde 99) ve kendiliğinden yer değiştirmesi olasılığı oldukça düşüktür.
Bununla birlikte, iki sorun vardır:
• Bu yaştaki kadınlarda sıkça görülen dölyatağı fibromû spiral kullanımını önler;
• Tümör olasılığı yaşla arttığından, spiral kullananlarda âdet kanamaları arasında ya da cinsel ilişki sonrasında sık rastlanan kanama dikkatle değerlendirilmelidir; tümörlerde tik belirti yalnızca kanama olabilir.