Taş Devri diyetindeki sağlıklı beslenme ilkelerinin, sağlıklı ya da hastalıklı herkes için faydalı olduğunu ve diyetin hem hastalık önleyici hem de kısmen tedavi edici olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Aydın, sorularımızı yanıtladı:
* Bu diyet de diğer diyetler gibi meyvekolik olmayı mı tavsiye ediyor?
Olabilir, meyveler bizim diyetimizde serbest. Ancak her meyveyi, kendi mevsiminde yiyin. Mümkün olduğu kadar bunların yabani olanlarını yiyelim; mesela kurtlanabilen meyveleri! Kurtlu elma görüyorsanız onu alın ama tabii ki kurtsuz tarafını yiyin. Meyvelerin rengarenk olanını seçmek önemli, çeşit çeşit meyveleri yemek daha faydalı.
* Meyve suyu serbest mi?
Meyvelerde kısıtlamamız yok ama meyve suyunda var. Mutlaka içmek istiyorsanız, evinizde meyve suyu sıkın. Piyasada
satılan meyve sularının çok azı gerçek meyve suyu. Doğal denilenlerin içine baktığımda; içinde meyve esansları var ve şeker ilave ediliyor. Şeker ise bizim en büyük düşmanımız.
* Hangi sebze ve meyveleri öneriyorsunuz?
Sebzeler daha çok çiğ tüketilmeli, salata tarzında. Koyu yeşil yapraklılar; K vitamini, kalsiyum ve magnezyumdan zengindir. Kemik erimesini önler ve ayrıca omega-3 yağ asidi içerir. Doğal yetiştikleri için yabani otlar, ebegümeci, kuzukulağı, ısırgan, semizotu ve labada mükemmeldir. Semizotu, sebzeler içinde en önemli omega-3 kaynağıdır. Patates (hele de kızartması), yüksek şeker içerdiğinden yenilmemeli. Turp, havuç ve patlıcan da şeker içeriği yüksek olduğu için aşırı tüketilmemeli.
Yağ dediğin kolesterollü olur
* Meyvelerden hangileri tercihiniz?
Kayısı, üzüm ve muz gibi şeker içeriği yüksek meyveler sınırlı yenmeli. Az şekerli ve taze meyveler tercih edilmeli. Üzüm çekirdeği ve kabuğu, çilek, yaban mersini, kızılcık gibi meyveler de çok yüksek antioksidan etkilere sahip.
* Yağları nasıl kullanabiliriz?
Yağ kısıtlaması vücut için zararlı. Mükemmel bir gıda olan anne sütünün kalorisinin yarısı, yağlardan gelir. Bu yağların büyük bölümünü doymuş yağlar ve kolesterol oluşturur. Sanılanın aksine; yağı az, dolayısıyla şekeri fazla yiyecekler, insanları daha çok acıktırır ve daha çok şişmanlatır!
* Margarin yenilebiliyor mu?
Margarin; kimyasal bir ürün olup, insan vücudunu yozlaştırır. Kolesterol içermemeleri bir üstünlük değil, zaaftır. Bitkisel kaynaklı yağların hiçbiri kolesterol içermez. Kesinlikle yasak!
* Sıvı yağlar serbest mi?
Ayçiçek yağı, pamuk yağı, mısır özü yağı ve soya; omega-6’dan zengin çoklu doymamış yağ asitleridir. Omega-6/omega-3 dengesini, omega- 6 lehine bozuyor. Sıcak presten çıkan bu yağların, dokuları yıpratıcı (dejeneratif trans yağ asitleri içerirler) özellikleri de var. Kullanılmamalı ya da çok az kullanılmalı.
* Zeytinyağı öneriyor musunuz?
Mükemmel bir yağdır. Halis sızma olanlar tercih edilmeli. Soğukta donar. Salatalarda ve zeytinyağlı yemeklerde kullanılmalı. Bütün yemekleri zeytinyağıyla yapmak doğru değil. Riviera ikinci seçenektir. Fındık yağı da zeytinyağına çok benzer özelliklere sahiptir ve o da tekli doymamış yağ asitlerinden zengin, ancak baskın bir yağdır; ikinci seçenek olarak kullanılabilir.
Bir mucizedir Omega-3
* Hayvansal yağlar yasaklı mı?
Hayır, tereyağı mükemmeldir! Mümkünse özgür otlayan hayvanların yağı kullanılmalı. Tereyağının piyasada sahtesi çok. Ancak margarin üzerine giydirilmiş olanlara dikkat; sahtesi dışarıda bırakıldığında geç erir ve bıçakta fazla leke bırakır. Urfa yağı, kuyruk ve içyağı da tereyağı gibi yararlı. Bu yağlar, iyi A vitamini ve iyot kaynağıdır. Diş çürükleri ve osteoporoz riskini azaltır. Lesitinden zengindir. Yüksek oranda antioksidan içerir.
* Balık yağı kullanılmalı mı?
Hayat iksiri! Büyük ölçüde omega-3 yağ asidi içeriyor (piyasada bulunan omega-3 kaynaklarının hemen hepsi balık yağlarıdır). Bebeğinden hamilesine, gencinden yaşlısına kadar herkes kullanmalı. Günde en az 1-2 kapsül (0.5-1 gr) kullanılmalı. Müzmin hastalıklarda bu miktar hekim kontrolünde 5-6 grama kadar çıkabilir. Balık yağı şişmanlatmaz ve yaz-kış kullanılabilir. Ancak morina karaciğeri yağı, D vitamini içerdiğinden yazın kullanılmamalı. Aksi halde D vitamini yüklenmemesi yapabilir.
* Keten tohumu kullanır mısınız?
Balık yağından sonra ikinci önemli omega- 3 kaynağı. Önce hafifçe kavurun ve kahve değirmeninde öğüttükten sonra günde 2-3 tatlı kaşığı yemeklere, yoğurda veya salatalara serpin. Keten tohumundaki omega-3 gücü, balık yağının onda biri kadardır, fakat lif oranı yüksektir. Şunu unutmayın; omega-3, pişirme yağı olarak kullanılmaz. Hem kokusu pistir, hem de çabuk oksitlenerek faydadan çok zarar verir.
* Bu diyette kızartmalara yer var mı?
Vücut hücrelerini paslandırdığı için zararlı. İlla yenilecekse; tereyağı, zeytinyağı veya fındık yağı ile yapılmalı. Kızartmaların zararlı etkilerini azaltmak istiyorsanız, yanında sarmısaklı yoğurt ve yeşillik yiyin.
* Makarna tamamen mi yasak?
Ekmek, bulgur, mısır, çavdar, makarna ve pirinç gibi tahıllar ve bunlarla yapılan yemekler ile hamur işleri yenmemeli ya da iyice azaltılmalı. Diyete adapte olmada güçlük çekenler çok az miktarda tam buğday ekmeği (köy ekmeği), kepek ekmeği, çavdar ekmeği, yulaf ekmeği ve bulgur yiyebilirler.
* Turşu yenilebiliyor mu?
Oldukça yararlı, probiyotik sayılır. Ancak tuzunu azaltın; turşu kurarken tuz yerine limon tuzu, askorbik asit ya da sirke (halis üzüm sirkesi ve biraz pahalı olan balsamik sirke) kullanın. Ayrıca nar ekşisi, şalgam suyu ve meyan kökü suyu da çok yararlıdır.