Sonuçta madem herkes kanser olacak!

Yazar:   Tarih:   Kategori: Alternatif Tıp 

Sağlıklı yaşayacağım diye hayatı kendinize zindan etmeyin. İçinde bulunduğunuz zamanın keyfini çıkarın

Prof. Dr. Yıldız Batırbaygil HABERTURK.COM okurları için yazıyor..

Çetin bey akşam yorgun argın, stresli bir şekilde evine geliyor. Karısı süslenmiş hemde nasıl, yüzünde pudralar, allıklar. Kapıyı açıp kocasına sarılıyor ve kocaman bir hoş geldin öpücüğü veriyor. Şu anda bittiniz. O ‘pudra, ruj, allık hepsi otörlere göre kanserojen (asbest var) şifayı kaptınız. Plastik terliklerinizi giydiniz (aman) ve duş yapmak, günün yorgunluğunu atmak için duşa girdiniz. Beyefendi su klorlu bilmiyor musunuz, hele vücudunuza jel mi sürdünüz onlarda petrol atığı var, Ne… Şampuan da mı kullandınız çabuk banyodan çıkın. Bunların hepsi kanserojen bilmiyor musunuz bir daha sakın yıkanmayın. Bir daha tuvalete gidince tuvalet kâğıdı da kullanmayın(ayrıca kadınlar ped, çocuklara da bebek bezi kullanmayın) .Havlunuzda sentetik mi var, yoksa üzerine bastığınız halı damı sentetik? Yapmayın artık. Siz hiç TV. seyretmiyor musunuz bütün bunlar kanserojen değil mi? Yemekte ne var diye sordunuz eşinize. O’da saydı. Biftek (aman tanrım kırmızı et), pilav (ya DDT çuvallarının yanındansa)(bu kadın beni batıracak çok pahalı pirinç). Domates çorbası (hormonludur), kızarmış patates (acaba ne yağında kızartılmış, yağdan da, kızartma işleminden de doktorlara göre işiniz bitti). Peki, içtiğiniz suyu kaç aydır kullanıyorsunuz ( 3 ayı 5 saat mi geçmiş). Çabuk dökün onu siz hiç TV seyretmiyor musunuz, 3 ayda bir suyunuzu değiştirin yoksa kanser olursunuz denilmiyor mu?

Sağlıksız bir yemekten sonra TV izlemeye geçtiniz. O da ne? 6-7 metreden yakından mı seyrediyorsunuz, e.. pes doğrusu sizi valla TV deki doktorlar bile kurtaramaz artık. Sonra uykunuz geldi, yatağınıza gittiniz aman Tanrım yatak şu yeni moda olanlardan, yorgan – yastık sentetik ben size ne diyebilirim artık. Sabah kalktınız, pencereyi açtınız derin derin havayı soludunuz Aman ne yapıyorsunuz beyefendi egzoz dumanı kanserojen. Zaten otobana da çok yakınsınız ayrıca da siz umursamadınız ama baz istasyonuna da 1 kilometreden yakınsınız. Hadi bu sabah moralinizi bozmayayım da rahat giyinin. Tıraş mı oluyorsunuz o’da ne siz hala sakalınız için jel mi sürüp tıraş oluyorsunuz sizi merak ediyorum haber falan izlemiyor musunuz . Bu arada Çetin bey eşine sesleniyor (kuru temizlemeden takımlarım geldi mi, o koca lekeyi çıkarabilmişler mi?) Kuru temizlemedeki leke çıkarıcıların kanserojen olduğunu bilmiyor musunuz? Sonra kahvaltıya otururlar salam (içindeki koruyucular nedeniyle kanserojen), bizim çayımız (neden yeşil değil), yumurta (ya kuş gribi varsa), peynir (ya keçi değilse) ve beyaz ekmek ( kepek olmalıydı).

Çetin bey evden çıkar, işine gitmek üzere yeni arabasına biner. Biner binmezde mis gibi yeni döşeme vs. kokan arabasını uzun uzun koklar. Çok para vermiştir ama deydi diye düşünür. Camını açıp havalandırmaz bile arabayı, daha uzun süre yeni koksun diye. Siz bu kokan yapıştırıcı maddelerin kanserojen olduğunu bilmiyor musunuz? Çetin beyin telefonu çalar, pes vallahi 10 dakika konuşulur mu? 30 saniyen fazla konuşmanın beyin tümörü riskini iki misline çıkaracağını bilmiyor musunuz, sizin kulaklığınız yok mu? İş yerine gider, yanındaki masada oturan hanım buram buram ucuz parfüm kokmakta (içindeki kimyasallar ciğerlerinize neler yapacak), öbür masada nikotinman arkadaşı belli ki herkesi pasif içici yapmış. Her taraf bilgisayar dolu radyasyon had safhada, üstelik karşılarında oturan hanım cam da açtırmıyor. Bence şimdi en zararlısı, en tehlikelisi en hasta edicisi geliyor. Bunu diğer hiçbir kanserojen maddeyle kıyas edemezsiniz, anlayışsız, asabi, dengesiz ve kötü patronunuz.. Hele eşiniz de böyleyse daha şimdiden Karşıyaka’dan yerinizi ayırtın… Biliyor musunuz bunlar saymakla bitmez.

Aslında doktorlar doğru söylüyorlar ama peki biz ne yapalım? Dağ başında kendi ektiklerimizi yiyerek sağlıklı yaşayacağız diye bir gün bir böcek sokmasından mı ölelim? Ölümün kaçışı var mı? Bir gün öyle böyle ölmeyecek miyiz? İnsanlar sadece hastalıklardan mı ölüyor? Kanseri yenen bir sürü insan yok mu? Aynı doktorlar kanserin erken teşhisle yenilebilineceğini söylemiyorlar mı? Her gün zaten ekonomik kriz, mutsuz olaylar derken güzel şeyler duymayı hak etmiyor muyuz? Neden hep korkutarak bir şeyleri empoze etmeye çalışıyoruz? Kimin buna hakkı var? Yaşarken mezara girmemiz doğru mu? Her attığımız adım eğer binlerce şart taşıyacaksa nasıl mutlu, beyinsel olarak da nasıl sağlıklı yaşayabiliriz? O zamanda immün sistemimiz çöküp zaten kansere zemin hazırlamaz mıyız? Amerikalıların bir sözü vardır (Tecavüz kaçınılmazsa, zevk almaya çalış) diye. Biz de öyle yapalım. Zararlı şeyleri bilelim uzak durmaya çalışalım ama paranoyaklaşmayalım. Hep yazdığım gibi hayat çok kısa, herkezin vücudu aynı değil. Bana iyi gelen size gelmeyebilir. Benim stresle mücadelem sizinkiyle aynı olmayabilir. Benim hayata bakışım, yaşam tarzım asla sizinkine benzemez. O zaman her şeyi genellemek doğru mu? Gelin bütün bu yazdıklarımı unutun. Yaşantınıza daha özen göstererek, kendinize ve bedeninize saygı duyarak, kendinizi cendereye sokmadan daha sağlık kurallarına uyarak, yaşamaya çalışın. Ne kaybedersiniz? Ama eminim kazancınız büyük olur. Ölümü, geldiği zaman düşünürüz. Şu anda yaşıyoruz, eğer sevdiklerimiz de sağ ise bizden mutlusu var mı? Nankörlük edipte Allah’tan belamızı aramayalım.

Satırlarımı çok sevdiğim bir cümleyle bitirmek istiyorum “ ÖLÜM VARSA BEN YOKUM, BEN VARSAM ÖLÜM YOK “ .. Kafanıza olumsuz şeyler takmadan bu günün keyfini çıkarın.

Hepinize bol enerjili, sağlıklı günler diliyorum.

Sonuçta madem herkes kanser olacak! adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.