Sindirim sistemi, sindirim kanalı ile ek salgı bezlerinden oluşur. Tek başına sindirim kanalı, yutak, yemek borusu, mide, ince qarsaklar (onikiparmak barsağı denen başlangıçtaki hareketsiz bölüm ile ince barsak kıvrımlarından oluşan boşbarsak – kıvrım barsak adlı hareketli bölüme ayrılır) ve üç bölümlü (kalın barsak, göden barsağı, makat) kalın barsaklardan oluşur. Yutağı, kulak-burun-boğaz bölümünde incelemiştik. Göden barsağı-makat bölgesi ile, ek salgı bezleriniyse ayrı birer bölümde inceleyeceğiz. Bütünüyle göğüs boşluğunda bulunan yemek borusu bir yana bırakılırsa, sindirim kanalı karın boşluğu içinde yerleşmiştir. Karın boşluğu içinde, karın zarı, sindirim organlarıyla yakından komşudur.
KARIN ZARI
Karın zarı (periton) seröz bir zardır; iki bölümden oluşur:
– karın çeperlerine yapışık «çeper karın zarı» (parietal periton) denen yaprak;
– karın içindeki organları örten, «iç organ karın zarı» (viseral periton) denen yaprak.
İç organ yaprağı, çeper yaprağına karın zarı kıvrımları aracılığıyla baglanmıştır. Kıvrım, birleştirdiği organlara göre değişik adlar alır. Çeper yaprağını sindirim kanalının bir bölümünü örten karın zarıyla birleştiren kıvrıma zar askı (mezo) denir. Çeper yaprağını, sindirim kanalı parçalarından olmayan bir karın içi organı (sözgelimi dalak) saran karın zarına birleştiren kıvrıma «bağ» denir. Bu karın zarı kıvrımları içinde, karın içi organlarıyla ilgili damarlar yolalır.
Yaprakların tanımı aslında zorlamalı bir tanımdır. Çünkü, bunlar tek ve aynı zarın devamıdırlar ve karın içi organları çevirmek için karın çeperlerinden ayrılırlar. Sonra yeniden çepere döner ve böylece «karın zarı boşluğu» denen gerçek bir boşluk oluştururlar. Karın zarı iltihabı (çoğunlukla karın zarı boşluğunda sıvı birikimiyle gelişir) bu zarın iltihaplanmasıdır. Karın zarının daha derinlemesine tanımı çok karmaşıktır ve embriyo oluşumu süresince yön ve biçim değiştiren karın zarı ile karın içi organların ilişkilerini açıklamak için bütün embriyobilim bilgilerinin tekrarlanmasını gerektirir. Burada, başlangıçta sindirim kanalının hemen hemen düz olduğunu, oysa ince barsak kıvrımlarının nasıl birbiri üstüne sarıldığını anımsamak gerekir. Sindirim kanalının çeşitli bölümlerinin kıvrılıp bükülmeleri, hareketleri sırasında çevrelerini saran iç organ karın zarını da hareket ettirmiş ve bazen bu yaprakla çeper yaprağının bitişmesine yolaçmıştır.