PROF. DR. BAYKAL: -”AŞIRI SICAKTA KAYBEDİLEN SIVIYI TELAFİ ETMEK İÇİN İÇİLEN SUYUN VÜCUTTAKİ SODYUMUN YOĞUNLUĞUNU DÜŞÜRMESİ, SU ZEHİRLENMESİNE YOL AÇIYOR”
Memorial Hastanesi Dahiliye Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal, aşırı sıcakta kaybedilen sıvıyı telafi etmek için içilen suyun, vücuttaki sodyumun yoğunluğunu düşürdüğünü bu nedenle su zehirlenmesinin meydana geldiğini bildirdi.
Baykal, yaptığı yazılı açıklamada, aşırı sıcaklara karşı vücudun en önemli savunmasının terlemeyle sıvı kaybı olduğunu, terleme devam ettiği sürece, yeterince su ve tuz almak şartıyla çok yüksek ısılara dayanılabildiğini belirtti.
Nem oranı yükseldiğinde, terleme ile olan sıvı kaybının azalmaya başladığını ve böylece sıcak çarpması ihtimalinin arttığını ifade eden Baykal, insan vücudunun sıcaklara 1-2 hafta içinde uyum sağladığını, bu durumda, hem terlemenin daha kolaylaştığını, hem de terle atılan sodyum miktarının azaldığını kaydetti.
Sıcak sendromlarının ağırlık sırasına göre, sıcak krampları, sıcak bitkinliği ve sıcak çarpması şeklinde sıralansa da çoğu zaman birbiri içine karışmış olarak görüldüğüne dikkati çeken Baykal, sıcağa bağlı acil durumların birçok nedenle ortaya çıkabildiğini ancak en önemli faktörlerin sıcağın tipi (kuru veya nemli), maruz kalınan ısı yoğunluğu ve süresi, kişinin yaşı ve başka hastalığının bulunması olduğunu vurguladı.
Sıcağa bağlı acil durumların oluşmasında, hasta vücudunda ısı artmasına yol açan etkenlerin önemli olduğuna işaret eden Baykal, şu bilgileri verdi:
”Aşırı sıcakta kaybedilen sıvıyı telafi etmek için içilen suyun vücuttaki sodyumun yoğunluğunu düşürmesi, su zehirlenmesine yol açıyor. Sodyum yerine konmazsa, bilinç düzeyi gittikçe kötüleşir ve kişi komaya girer. Bol sıvı ve mineral içeren içecekler tüketilmelidir. Kalp hastalığı veya hipertansiyonu olup tuzsuz diyet alan kişiler dışında gıdalarla tuz alımı arttırılmalıdır. Tuz kısıtlaması olanlar ise sıvı ve tuz kaybı yönünden çok dikkatli olmalıdır. Serinlemek için alkollü içecekler içilmemelidir. Bunlar önce serinletir, sonra vücudun su kaybını arttırırlar.”
Zorunlu olmadıkça, güneş ışınlarının en kuvvetli olduğu saatlerde (Sabah 10.00- 15.00 arası) dışarıya çıkılmaması uyarısında bulunan Baykal, kapalı alanların havalandırılmasına özen gösterilmesi, hafif yemekler, sulu yiyecekler (meyve, salata, çorba vb.) yenmesi, yağlı ağır yemeklerden kaçınılması gerektiğini belirtti.
-ÇOCUKLARIN AŞIRI SICAKTAN KORUNMASI-
Prof. Dr. Baykal, güneş ışınlarının dik geldiği zamanlarda çocukların güneşe çıkarılmaması uyarısında bulundu.
Bebekler 6 aydan küçükse, koruyucu krem sürmektense koruyucu elbise ve gölgelikli bebek arabası kullanılması ve bebeğin gölgede bırakılmasının uygun olacağını belirten Baykal, şunları kaydetti:
”Çocuklarınız için ultraviyole dalgasına karşı koruyucu güneş koruyucu kremleri kullanın. Koruma faktörü en az 15 olsun. Güneşe çıkmadan yarım saat önce uygulayın. Eğer suda fazla kalıyorsa veya havluyla kurulanıyorsa tekrar tekrar sürün. Ultraviyole ışınlarına karşı koruyuculuğu yüksek olan güneş gözlüğü takın. Kenarları kapalı gözlükleri tercih edin. Güneş ışınlarının yansımalarına dikkat edin. Beyaz kum ve su ışınları yansıtır, bu gibi alanlarda korunmayı artırın.” (AA)