Sezaryen Operasyonu
Çocuğun vajinal yolla doğumunun olanaksız olduğu ya da uygun bulunmadığı durumlarda doğumun ab-dominal yoldan gerçekleştirilmesi için sezaryen operasyonu uygulanır. Eskiden salt gebelik ve doğumun tehlike oluşturduğu durumlarda kullanılan bu teknik son 40 yılda oldukça geliştirilmiş ve endikasyonları da genişletilmiştir. Sezaryen endikasyonlan iki ana başlık altında toplanabilir: maternal ve fetal endikasyonlar. Anneye ait endikasyonlar arasında pelvis darlığı, ağrı zaafı ya da inertia uteri ve ağır preeklampsi ya da iyi kontrol edilmemiş diabet gibi durumlar sayılabilir. Sezaryenin fetal endikasyonlan ise genellikle hipoksi ve asidoza bağlıdır. Aynca doğumda karşılaşılan bazı mekanik güçlükler de fetusa ait endikasyonlan oluşturabilir. Örneğin: bebeğin çok iri olması, ağır gelişme geriliği bulunması, prezentasyon anomalileri, kordon sarkması ya da fetal anomaliler gibi. Bunların dışında, plasenta previa’da olduğu gibi sezaryen hem fetal hem de maternal endikasyonla yapılabilir. Sezaryenle doğum sıklığı son 20 yıl içinde belirgin bir şekilde artış göstermiştir. Bu süre içinde doğumda indüksiyon uygulamasında da artış oluşu ilgi çekicidir. Operasyona bu kadar sık başvurulması çeşitli eleştirilere konu olmuştur; bu eleştirilere göre sezaryenin doğumda “her derde deva” bir yöntem olarak görülmesi bazı sorunlar doğurabilir.
Sezaryen sıklığındaki artışta rol oynayan diğer faktörler arasında anestezi tekniklerinin gelişmesi, kan transfüzyonları ve daha etkili antibiyotiklerin bulunması nedeniyle operasyonun daha güvenilir bir hale gelmesi sayılabilir. Aynca son yıllarda doğumculara karşı açılan “ihmal ve hatalı tıp uygulamalan” ile ilgili davalardaki artış nedeniyle sezaryen uygulamalannda da bir artma söz konusudur.
Mental ve fizik geriliğin genetik ve çevresel faktörlerle olan ilişkisi epidemiyolojik olarak son yıllarda kanıtlanmıştır. Bu çalışmalar çocukluk çağında rastlanan mental ve fizik sakatlıklann intrapartum olaylarla, eskiden sanıldığı kadar yakından ilişkili olmadığını ortaya koymuştur.
Alt segment tekniği
Günümüzde sezaryen operasyonu genellikle bu teknikle yapılmaktadır. Klasik median üst segment tekniği’ nin kullanımı ise su kesesi açıldıktan sonra am-niyotik sıvının iyice azaldığı transvers duruşlarla sınırlı kalmıştır. Alt segment tekniğinin daha tercih edilir oluşunun nedeni, sonraki gebeliklerde uterus in-sizyonunda açılmaya çok daha az rastlanmasıdır.
Alt segment operasyonunun diğer bir tipi De Lee in-sizyonunun uygulandığı longitüdinal alt segment tek-niği’dir. Bu teknik düşük doğum tartılı bebeklerin doğurtulmasında diğer tekniklerin iyi bir alternatifidir. Özellikle küçük olan bebek makat gelişi ise ve alt segment henüz kalınsa bu tekniğin kullanılması önerilir. De Lee operasyonu sonrası insizyon yerinde açılma in-sidansının transvers alt segment kesisindeki kadar düşük olduğu bildirilmiştir. Sezaryen operasyonunda genel anestezi ya da epidural, spinal gibi bölgesel anestezi uygulanabilir. Günümüzde sık olarak kullanılmasa da lokal infiltrasyon anestezisine de başvurulabilir.