Sezaryen, doktorların zaman kaybetmemek için hemen karar verdikleri bir uygulama olarak gösteriliyor. Gerçekten böyle mi?
Hayır, sezaryenin gerekli olduğu durumlar dışında doktor böyle bir karar veremez. Ancak şu anda tüm dünyada tartışılan bir şey var ki, o da, annenin isteğiyle sezaryen yapılması. Bu durumda doktor hastayı sezaryen ve normal doğum konusunda bilgilendirmeli, normal doğum taraftarı olmalıdır. Ama eğer hasta bilgilendiği halde hala sezaryen istiyorsa, o zaman hastanın isteği kabul edilmelidir. Ama kadın doğum uzmanı anne adayına sezaryenle doğumu önermemelidir.
Hangi durumlarda sezaryen yapılmalıdır?
Anne ya da bebeği tehdit edici bir durum varsa, özellikle ikiz hamileliklerde ikinci bebeğin yaşamını kurtarmak amacıyla sezaryen yapılmalıdır. Bunun dışında gelişme geriliği olan bebeklerde, plasentanın doğum yolunu kapadığı durumlarda, pelvis darlıklarında, annenin enfeksiyonlarında, doğuma yakın herpes enfeksiyonu geçirenlerde, herşey normalken doğum ağrıları başladığında, bebeğin amniyon sıvısı içinde kendi dışkısının bulaşması durumunda, doğum esnasında görülen şiddetli kanamalarda sezaryen yapılabilir.
Sezaryenin, annenin doğum sonrası hayatındaki etkileri nelerdir?
Acil olarak yapılan sezaryene bağlı sorunlar olabilir, ancak planlı sezaryenlerde bu sorunlar daha azdır. Bebeğin yaşamını tehdit edecek durumlarda sezaryen yapılmazsa ve doktor bundan çekinirse, bebek ve anne ölümleri artar. Bunun dışında sezaryen sonrası annede rahim iltihapları daha fazla görülür. Sezaryenle doğan bebekler biraz daha düşük ısıda doğar ve yakın bakım gerekir. Sezaryen sonrası emzirmenin ameliyata bağlı olarak bazen gecikebileceği bilinmelidir. Sezaryenin direkt bir olumsuz etkisi yoktur. Her karın operasyonu ne kadar sorun çıkarırsa sezaryen ameliyatı da o kadar sorun çıkarır.
Bebek sağlığı açısından sezaryenin yararı var mı?
Bazı bebekler 12-16 saat sürecek bir doğum eylemine dayanamazlar. Ya da eğer annenin amniyon sıvısı çok azalmışsa bu bebekler doğum sonrasında tehlikeye girerler. Bir de bebek canlı doğsa bile, uzun süre oksijensiz kalmışsa bu başlangıçta bir bulgu vermeyebilir, ama yenidoğan dönemi ya da ileriki çocukluk yıllarında birtakım konvülsiyonlar ile (Kasılma nöbetleri, epilepsi ya da öğrenme bozuklukları gibi sorunlarla) karşımıza çıkabilir.
Normal doğumdan sonra rahim estetiğinin bozulma düşüncesi sezaryen tercihinde etkili mi?
Etkilidir, çünkü anneler daha sonraki zamanlarda rahimlerinin sarkacağını, idrar kaçıracaklarını düşünüp sezaryen istiyorlar. Ancak hastaya ille de her normal doğumda bu sorunların olmayacağı anlatılmalıdır. İdrar kaçırma gibi sorunlar fazla sayıda doğum yapan kadınlarda daha çok görülür.
Birinci doğumunu sezaryenle yapan bir kadın, ikinciyi de sezaryenle mi yapmalıdır?
Hayır, ancak rahim yırtılması riski varsa sezaryen daha uygun olabilir. Eğer şartlar uygunsa, hamileyi 24 saat izleyebiliyorsanız, kan verme olanaklarınız iyi ise, acil operasyon şansı varsa bu hastalar normal doğumu deneyebilirler. Ancak sezaryen sonrası vajinal doğumda hem anne hem de bebeğin yaşamı tehlikeye gireblir. Çünkü rahimde daha önce yapılmış ameliyata bağlı nedbe dokusu (eski yara) vardır ve doğum ağrıları sırasında yırtılabilir. Böyle bir yırtık oluşursa anne ve bebeğin yaşamı tehlikeye girer. Bu riskle karşılaşmamak için ilk doğumdan sonraki doğumların da aynı yöntemle yapılmasında yarar vardır.
Sezaryenin riskleri ile yan etkileri var mıdır?
Sezaryenin riskleri ve yan etkileri ameliyat ile anesteziye bağlıdır. Örneğin; dikişler enfeksiyon alabilir. Bağırsak ya da idrar torbası, rahim damarları zedelenebilir, kanamalar ortaya çıkabilir. Ya da genel anesteziye bağlı problemler oluşabilir.
Riskler açısından normal doğumla sezaryen arasındaki farklar nelerdir?
sezaryen doğum ve normal yöntemlerle doğan bebeklerde “yenidoğan ölüm oranları”nın eşit olduğu görülür. Sadece bebeğe ait solunumsal sorunlar, sezaryende biraz daha fazladır. Ayrıca sezaryende karın ağrısı, mesane ve idrar yolu yaralanması yaşanabilir.