Selim Tümör, Selim Tümörleri
Tüm primer akciğer tümörlerinin ancak %5’i selim tümörlerdir. Bronşiyal adenomalar selim tümörlerin yarısını kapsamaktadır.
Bronşiyal Adenoma
Akciğer kanserine göre daha erken yaşlarda görülür (30-40 yaş).
Patoloji
Bronş bezlerinin mukozalarından veya epitelyumlarından gelişirler. Vakaların yaklaşık %80’inde adenomalar büyük bronşlarda bulunurlar. Bu tümörler bronşu kısmen veya tamamen tıkar. Tam tıkanma olunca ilgili lobda atelektazi oluşur. Bazı vakalarda tümör bronş mukozasından akciğer parenki-masina doğru gelişme gösterir. Bronş adenomaları lokal bir büyüme gösterirler ve normal dokuları harap etmeyip akciğer parenkimasına doğru iterler. Bu tümörler çok nadir olarak hastalığın ileri döneminde lenf bezleri ve diğer organlara metastaz yapar.
Bronş adenomalarının başlıca iki patolojik türü vardır: (1) Karsinoid tip (2) Silindroma tip.
Karsinoid tip tüm bronş adenomalarının %90’ını kapsamaktadır. Silindroma tipi %7 oranında görülür. Geriye kalan %3 bronş adenomaları mükoepidermoid ve kanşık tümörlerdir. Tüm bronş adenomalannda tümör hücresinin büyümeleri birbirine benzer nitelikte olup iyi diferansiye’dir.
Karsinoid tip Bu tür bronşiyal adenoma gastrointestinal sistemin karsinoid tümörlerine benzer. Tümör hücreleri küçük, birbirine eşit büyüklüktedir. Hücrelerin dizilişi glandüler bir patern gösterir. Tümör stromasında zengin vasküler strüktür vardır. Bazan vasküler strüktür çok artar ve tümör hemanjioma’ya benzer. Vasküler şebekenin zenginliği nedeniyle karsinoid tümörlerde hemoptizi sık görülür.
Karsinoid bronş adenomaları nadir olarak “karsinoid sendroma”
sebep olurlar. Bu sendrom’u oluşturan tümörler çabuk büyüyen, istilacı nitelikte olup hematojen yayılma eğilimindedirler. Karsinoid sendromu geliştiren tümörlerde serotonin dış salgısı artmıştır. Bu artış hipotansiyon, syanotik yüz kızarmaları (flashing), dispne (bronkospazm) ve diyareye sebep olur.
Silindroma tip Bu tür bronş adenomaları trakea ve majör bronşlarda gelişirler. Ameliyatla çıkarıldıktan sonra tekrar gelişme olasılıkları fazladır. Bunlar karsinoid tipten daha habis ve daha istila edici niteliktedir. Histolojik olarak asiner şekilde büyüme gösterirler.
Klinik belirtiler
Bronş adenomaları yavaş büyüdüklerinden yıllarca klinik belirti göstermezler. Hastalık tanısı çok kez tümörle ilgili bir sekonder infeksiyon veya hemoptizi nedeniyle yapılan klinik, radyografi ve bronkoskopi incelemesiyle açıklığa kavuşur. Bu tümörler vasküler dokudan zengin olduklarından bronkoskopi ihtiyatla yapılmalıdır. Vakaların yarısından fazlasında hemoptizi vardır.Hastaların diğer şikayetleri öksürük, balgam, ateş, göğüste hırıltı ve göğüs ağnsıdır. Fizik inceleme bulguları hastalığın lokalizasyonuna göre değişir. Bölgesel matite, solunum seslerinin azalması, yaş ve kuru railer, diğer klinik belirtiler bronş kanserinde görülenlere benzer.
Radyolojik bulgular
Küçük tümörler radyografik belirti vermezler. Tümör büyüdükçe görülme olasılığı artar. Bu tümörlerin %80’i büyük veya segment bronşlarında büyüme gösterdiklerinden bronş tıkanmasının tam olduğu bir dönemde meydana çıkar. Bu dönemde atelektazi ve obstrüktif pnömonitisin radyolojik bulguları vardır. Tıkanmanın distal segmentlerde gelişmesiyle yineleyici nitelikte pnömoniler, bronş infeksiyonları ve bronşektazi oluşur.
Tam bronş tıkanması yapmamış bronş boşluğuna ilerleyen adenomalar (santral adenomalar) radyografide çevresi iyice belirli, bazan dilimli, yumuşak doku yoğunlaşması olarak görünürler. Bilgisayar tomografi tümörü daha iyi gösterir. Gerekirse yapılan bronkografıyle adenomamn bölgesel ve morfolojik özelliği daha iyi belirlenir.
Tedavisi
Bronş adenomasmın tedavisi cerrahidir. En çok uygulanan cerrahi girişim lobektomidir. Genellikle bu tümörler radyasyon tedavisine duyarlı değildirler. Ancak cerrahi girişimin yapılamadığı vakalarda radyasyon tedavisi denenmelidir. Kemoterapiyle belirli bir basan izlenmemiştir.