Sağlıklı bir bebek için hamileliği doğum öncesinden başlayarak ciddi bir şekilde takip etmemiz gerekiyor. Öncelikle hamilelik öncesi bir doktora görünmek ve gebeliği hekimle birlikte planlamak önemli. Özellikle 35 yaş üstündeki anne adayları ve akraba evliliği yapmış olan çiftler çok dikkatli olmalı. Bu insanların çocuklarında kromozom bozuklukları riski yüksek.
Akraba olanların mutlaka hamile kalmadan önce bir genetik uzmanına danışmaları gerekiyor. Uzman bütün riskleri ortaya koymalı. Çiftlerden her ikisi sağlıklı olsa da, en ufak bir kromozom bozukluğu iki akraba bir araya geldiğinde bebekte büyük bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor.
Ayrıca anne, tansiyon, tiroid ve şeker gibi sağlık sorunlarını mutlaka hamilelik öncesi tedavi ettirmeli. Örneğin şeker hastası bir kadının çocuğunda ciddi sakatlıklar ortaya çıkabiliyor. Yaşam tarzı ve beslenme çok önemli. Aşırı kilo kontrol altına alınmalı.
Sigara ve alkol gibi alışkanlıklar ise kesinlikle bırakılmalı. Sigara hamile kalmayı zorlaştırmakla kalmayıp, erkekte de sperm sayısını ve hareketliliğini azaltıyor.
Çevresel zehirlerden, atıklardan, hormonlu gıdalardan ve radyasyonlu ortamlardan uzak durmak da önemli. Folik asit tabletlerine ise mümkünse hamile kalmadan iki-üç ay önce başlamak lazım. Bu, çocuğun sakat doğmasını önleyen en önemli vitaminlerden biri.
Gebelik sırasında yapılan testlerde bebekte Down sendromu (zeka geriliği) gibi ciddi bir sorun tespit edildiğinde ise annenin yasal olarak gebeliğe son verme hakkı var. Gebeliğin dördüncü ayından sonra hamileliği sonlandırmıyoruz. Çünkü bu etik değil. Ancak yasada bu konuda bir boşluk var.
En önemli sakatlık nedeni olmasına rağmen Türkiye’de hamilelerin yüzde 20’si sigara içiyor
Ülkemizde yaklaşık 20 milyon kişi sigara içiyor. Her yıl Türkiye’de 100 bin kişi ise sigaraya bağlı hastalıklardan dolayı yaşamını yitiriyor. Hamile kadınların bile yüzde 20’sinin sigara içtiğini biliyor muydunuz? Tek bir sigarada 4 bine yakın zehir var. Uzmanlar “Bir bebeğe günde üç-beş sigaranın zararı olmaz” diye düşünen anne adaylarının aşağıdaki bilgileri okumalarını öneriyor.
Hamilelik sırasında sigara içildiğinde bebeğin büyümesi için ihtiyacı olan kan, oksijen ve besin maddelerinde azalma olur.
Sigara içenlerin bebeklerinin düşük ağırlıkla doğma riski yaklaşık iki kat fazladır.
Doğum sonrası bu bebeklerde serabral palsi (beyin felci), zeka geriliği, hatta ani ölüm görülebilir.Sigara sadece düşük riskini değil, erken doğum riskini de yüzde 30 artırır.
Hamileliğin ilk üç ayı boyunca sigara içen kadınların bebeklerinde daha fazla yarık damak görülür. İngiltere’deki Dundee Üniversitesi bilim adamlarınca yapılan bir araştırmaya göre, sigara içen kadınların bebeklerinde ağız ve yüz anomalilerine rastlanma oranı, içmeyenlere göre üç kat daha fazla.
Sigara bebeğin anne karnında ani ölümüne de yol açabilir.
Doğum sonrası bu bebeklerde astım gibi kronik sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Bu çocuklarda zeka geriliği ve öğrenme bozuklukları görülebilir.
Anneleri sigara içen çocuklarda davranış bozuklukları ve antisosyal davranışlar da daha sık görülüyor.
Hamilelikte sigara içen kadınların çocukları da ileride sigara bağımlısı olabilir.
Kanun ne diyor?
Anne ve bebek sağlığı açısından bir risk varsa, gebelik sonlandırılabilir2827 Sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’un 5’inci Maddesi:Gebeliğin Sona Erdirilmesi: Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir. Gebelik süresi, on haftadan fazla ise rahim ancak gebelik, annenin hayatını tehdit ettiği veya edeceği veya doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacağı hallerde doğum ve kadın hastalıkları uzmanı ve ilgili daldan bir uzmanın objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporları ile tahliye edilir.
Derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil hallerde durumu tespit eden yetkili hekim tarafından gerekli müdahale yapılarak rahim tahliye edilir. Ancak, hekim bu müdahaleyi yapmadan önce veya mümkün olmadığı hallerde müdahaleden itibaren en geç yirmidört saat içinde müdahale yapılan kadının kimliği, yapılan müdahale ile müdahaleyi icabettiren gerekçeleri illerde Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüklerine, ilçelerde Hükümet tabipliklerine bildirmeye zorunludur.
Acil müdahale hallerinin nelerden ibaret olduğu ve yapılacak ihbarın şekil ve mahiyeti ile sterilizasyon ve rahim tahliyesini kabul edenlerden istenilecek izin belgesinin şekli ve doldurulma esasları, bunların yapılacağı yerler, bu yerlerde bulunması gereken sağlık ve diğer koşullar ve bu yerlerin denetimi ve gözetimi ile ilgili hususlar çıkarılacak tüzükte belirtilir.
Anne adayları hangi testleri yaptırmalı?
Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu (Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı-Tüp Bebek Merkezi Direktörü)Sağlıklı bebeklerin doğması için yapılması gereken testleri iki basamakta ele alıyoruz. Birinci basamakta daha gebe kalınmadan yapılması gereken testler, ikinci basamakta gebelik sırasında yapılacak olan testler yer alıyor.
1- Gebelik öncesinde
Sigara, alkol ve diğer zararlı maddelerin kullanımı kısıtlanır.
Ailede genetik geçişli bir hastalık olup olmadığı sorgulanır. Varsa buna yönelik testler istenir. Anne adayı daha önce engelli bir çocuk doğurmuşsa buna yönelik incelemeler başlatılır.
Kan grubu, tam kan sayımı ve tam idrar analizi istenir.
Enfeksiyon hastalıkları açısından tarama yapılır (Hepatit B, Hepatit C, HIV I/II, toksoplazma, kızamıkçık, sitomegalovirus). Bir enfeksiyon varsa önce bu tedavi edilir.
Açlık kan şekeri, karaciğer ve böbrek enzimlerine bakılır.
Tiroid fonksiyon testleri istenir. Çünkü tiroid bezi çalışma problemi varsa hem gebe kalmada hem de sağlıklı bir bebek doğurmada sıkıntılar yaşanır. Tedavi edilmezse bebeklerde zeka geriliği olabilir.
Rahim ağzı kanseri tespiti için Smear testi yapılır.
Vajinal enfeksiyon varsa tedavi edilir.
Anne adayının bir B vitamini olan folik asit tabletlerine başlaması istenir. Bu vitamin hem bebekteki sakatlıkları (özellikle omurga ve beyin sakatlıklarını) önler hem de erken dönemde düşük olmasını engelleyebilir.
Erkekten ise kan grubu ve serolojik testler (Frengi olup olmadığını tespit etmek için yapılan testler) istenir.
2- Gebelik sırasında
Rutin gebelik muayeneleri genellikle aylık yapılır. Son aylarda 15 günde bir veya haftalık muayeneler de öneriliyor.Gebeliğin 11-14’üncü haftaları arasında, yani bebek üç aylıkken “Ense şeffaflığı testi” de denilen “NT tarama testi” mutlaka uygulanmalı. Bu, bebekteki ilk detaylı tarama testidir. Ayrıca aynı anda anneden alınan kandan bakılan bazı hormonlar ile testin güvenilirliği artırılır.
16-18’inci haftalar arasında, yani gebeliğin dördüncü ayında üçlü tarama testi yapılmalı. Bu testle hem bebeğe ultrason taraması yapılıyor hem de anneden kan alınıp üç adet hormona bakılıyor.
20-23’üncü haftada (bebek beş aylıkken) ikinci düzey ultrasonografisi veya detaylı doppler ultrason taraması uygulanmalı. Bu taramayı işinin ehli perinatoloji uzmanlarının yapması daha uygun olur.
İlerleyen haftalarda mutlaka şeker yükleme testi yapılmalı.
Riskli durumlarda, ileri yaştaki, ailesinde kalıtsal hastalık olan veya daha önce sakat çocuk doğurmuş gebelerde Koryon Villus Biyopsisi, Amniyosentez veya Kordosentez denilen daha detaylı girişimler öneriliyor.
Koryon Villus Biyopsisi gebeliğin iki-üçüncü ayında yapılır. İğne ile anne karnından girilerek bebeğin eşinden (Plasentadan) hücre alınır ve genetik inceleme yapılır. Amniyosentez 16-17’nci haftada yapılıyor. Bu testte bebeğin içinde yüzdüğü sıvıdan bir örnek alınıyor. Bu sıvıya dökülmüş olan bebek hücrelerinden bebeğin kromozom yapısı tam olarak ortaya konarak Down sendromu gibi sorunlar belirleniyor.
Kordosentez çok önemli:
Beş aylıktan büyük gebeliklerde sonucun hızlı çıkması açısından bebeğin kanını almak gerekir. Bu işlemde bebeğin göbek kordonuna girilir ve kan alınır.