Saman Nezlesi Nedir
Havayla taşman alerjilerin en yaygını saman nezlesidir. Nezle neyse de, samanla hiç ilgisi yoktur. Otları biçip hayvanları için kışlık saman hazırlayan köylüler arasında burun akması, baş ağrısı ve genizde yanmaya çok sık rastlanması, duyulan bu sıkıntıların doğrudan samanla ilişkili olduğunu düşündürmüştür.
Günümüzde artık samanın masum olduğunu biliyoruz. Her çeşit otsu bitki poleni alerji yapabilir. (Polen, diğer adıyla çiçektozu, otun üreme döngüsündeki erkek organdır. Çiçek açınca serbest kalan polenler havada sürüklenerek tozlaşma için başka bitkileri arar.) Bu otların polen yayması kışlık samanın hazırlandığı döneme rastlar. Griptekine benzer belirtiler yaygınlaşır. Ortaya çıkan durum ciddi bir alerjik tepkidir.
Hekimler saman nezlesine mevsimsel alerjik rinit derler. “Mevsimsel” ve “alerjik” kelimeleri epey açık. Yunanca iki kelimeden türetilmiş olan “rinit” ise burun iltihabı anlamına gelir. Şimdi bunları yerli yerine koyarsak ortaya şöyle bir terim çıkar: “Mevsimsel alerjik burun iltihabı”. Burun iltihabı nezleden başka bir şey olmadığına göre, buna “mevsimsel alerjik nezle” de diyebiliriz. Her ne denirse densin, saman nezlesinden etkilenenlerin sayısı milyonları bulur.
Peki, saman nezlesi nasıl olur? Bir alerjen (bu vakada polen) vücuda girdiğinde, bağışıklık sistemi bunun vücut için zararlı olduğunu sanma yanılgısına düşer. Tepkisini mast hücreleri ve bazofillerden güçlü kimyasal maddeler salarak gösterir. Bu kimyasal maddeler (en iyi bilineni histamindir) öbür hücreleri seferber ederek alerjeni uzaklaştırabilir, iltihaplanma sürecinden ötürü bölgedeki vücut dokusuna zarar verebilir.
Saman nezlesinde burun, savaşın odak noktasıdır. Çünkü alerj enler buradan vücuda girer. Polenler son derece küçüktür. Ortalama bir polen hücresinin uzunluğu 50 mikron dolayında, yani insan saçından daha incedir. Havayla burun deliklerine giren polenlerden bazıları bu kanala saplanıp kalır ve burnu döşeyen dokudaki mast hücrelerinin dikkatini çekecek proteinlerini salar. Bir saat gibi kısa sürede mast hücrelerinin çalışmaya başlamasıyla belirtiler ortaya çıkar.
Tipik saman nezlesi belirtileri arasında hapşırma, burun akıntısı, gözlerde sulanma ve kaşınma, ayrıca burun tıkanıklığı sayılabilir. Ama çok daha fazlasıyla da karşılaşılabilir. İşte size olası durumların bir dökümü:
“Alerji selamı”. Burnunuz damlamaya başlayınca içgüdüsel olarak elinizin kenarını burun deliklerinize sürtersiniz. Elin bu yana doğru yaptığı hareket “alerji selamı” olarak bilinir. Çocukların çok sık ” selam” vermesi burnun kızarmasına (palyaço burnuna) yol açar.
Alerjiye bağlı “morluk”. Gözlerin altındaki bu morluk sinüslerin ve burnu döşeyen dokunun sürekli iltihaplı olmasından kaynaklanır.
Alerjik konjunktivit. Polen, deri döküntüsü ya da diğer alerjenlerin gözkapaklarının içini döşeyen zarlara temas etmesiyle şişme, aşın sulanma ve kaşıntı gelişebilir. Bu durum saman nezlesi olanlarda çok yaygındır. Mevsimsel alerjileri olanların yüzde 30-40 gibi önemli bir bölümünde ayrıca konjunktivit (gözkapaklarının içini döşeyen zarda iltihaplanma) ortaya çıkabilir.
Koku ve tat duyularında kayıp. Sürekli burun çekerken bir şeylerin kokusunu ve tadını almak zordur.
Sık burun kanaması. Burnu döşeyen narin yapılı zarın tahriş olması kanamaya yol açabilir. Kanama genellikle az olur, ama bazen artar.
Sık sinüs enfeksiyonları. Burundaki sürekli şişkinlikten kaynaklanır. Burun zarları şiştiğinde, akıntı yolu kesilir. Böylece enfeksiyona neden olabilecek bakteriler burundan atılamaz.
Geç alerjik tepkiler. Bazı kişilerde polenle temasın üzerinden 24 saate kadar varan bir süre geçtikten sonra ikinci bir belirti yelpazesi ortaya çıkar. Bunlar arasında hapşırma, kaşıntı, burun akıntısı, göz yaşarması ve geniz akıntısı sayılabilir.
Mevsimsel alerjilerde etmen olarak en ağırlıklı yeri otsu bitkiler tutar. Amerikan Alerji, Astım ve Bağışıklık Akademisi’ne göre saman nezlesi olanların yüzde 40 gibi büyük bir bölümü çayır polenlerine, yaklaşık yüzde 9’u ağaç polenlerine duyarlıdır. Saman nezlelilerin yaklaşık dörtte biri çayır ve ot polenlerine duyarlıdır. En şanssızları olan yüzde 3’lük bir gruptakilerin ise her üç bitki tipine de alerjisi vardır.
Yaşadığınız yere ve duyarlılık kaynağınıza göre alerjiniz bir kere başladı mı, aylarca sürebilir. Fındık, servi gibi ağaçlar daha ocak ayında tozlaşmaya başlar. Bunu iki ay kadar sonra çiçeklenen çayırlar izler. Birçok yabanıl otun ve çalmışı bitkinin tozlaşması güz başında zirveye ulaşır. Böylece alerjik hapşırıklar mevsimlere bağlı olmakla birlikte yıl boyu pek eksik olmaz.