Merhabalar sevgili okurlarım! Şimdi bi baktım ve farkettim ki son yazımdan beri aradan epeyi bi zaman geçmiş. Bi de farkettim ki çoğunuz bana kırık not vermişsiniz! Valla ne diyim, ayıp yaw! |
Ben istiyordum ki insanlar gerçeği bilsin ve erkek gözüyle olayı anlasınlar diye düşündüydüm ama gel gör ki gerçekten de doğru söyleyenler dokuz köyden kovuluyormuş! Açık söylüyüm biraz gururuma dokundu tabiii! Ben de herkes gibi duyguları olan bi insanım yani sevmek sevilmek benim de hakkım di mi yaa? Neyse, içinizde beni anlayan arkadaşlar da var ki onlar için bu Zalim can feda olsun ve o yüzden de fazla uzatmıyorum, hem zaten biraz hislendim, cümlelerim yamuldu bakın iki satir yazıcam derken! … Neyse, hepinizin canı sağolsun, sevenlerin de sevmeyenlerin de. Kusura bakmayın yine lafı uzattım, sizinle paylaşmak istediğim düşüncelerin hudutları dışına çıktım gibi oldu bir an için. Efendime söyliim bu yazımın konusu sağlıklı yaşamak. Diyeceksiniz ne oldu böyle durup dururken sağlıkla ilgili falan birşeyler yazma dürtüsüne takıldın? Bir kere herşeyden önce önemli bir konu. Üstelik Kanuni’nin ne dediğini de biliyorsunuz sanırım, ‘Halk içinde muteber bir nesne yoktur devlet yanında, olmaz dünya alemde sağlıkla dolu bir nefes’ … Ben biraz karıştırdım, bu kafiyeli falan oluyodu ama aslen şimdi benim demek istediğim sanırsam anlaşıldı! yani anlamayacak da birşey yok nefes alıp verirken dikkat ediceksiniz işte! Yaw şimdi hemen bunu okuyup kırık notu basanlar olur diye söylüyorum valla hiç şakadan anlamamak gibi bir problemi olmak hoş bişey değil tabii! Yani kırık not olayı biraz yaralamış beni gordüğünüz gibi, aşamadım hala! Neydi? Sağlık! Gerçekten çok önemli birşey. Şimdi içimizden hangimiz diyebiliriz ki efendim ben çok dikkat ediyorum işte az kalori, çok egzersiz, açık hava, bol güneş, … Atmayalım sevgili okurlarım! Ben bu özel hayatımdaki problemler yüzünden yakın zamanda sağlık olayını iyice sallamışım meğerse. Geçenlerde asansör bozuldu diye iki kat merdiven çıkmam gerekti, ciğerim ağzıma geldi valla ölüyorum sandım! Hemen ertesi gün doktora gittim bi test falan ne lazımsa vitamin eksiktir belki diye. Fakat laf aramızda bu doktor kısmı da çok ezberci valla, hemen ilk soru: ‘İçki sigara var mı?’. Tabii ben espiritüel hoşsohbet bir insan olduğum için ‘Arabada bıraktım ama bi koşu kapıp getiririm sizi mi kırıcam doktor bey’ dedim ama doktor da şakadan anlamaz bi adam çıktı, gözlüğün üzerinden ters ters baktı dörtgöz! E ben ciddileşip cevap vermek zorunda kaldım: – Var doktor bey, herkes kadar bende de biraz… – Ne kadar yani? Günde kaç tane sigara içiyosunuz ortalama? – Bir. – Bir tane mi? – Yok doktor bey, bir paket. Doktor Osman bey yoklar galiba? Beni hep o görürdü de! – Osman bey şu anda yurt dışında. Alkol ne kadar alıyorsunuz? – Bu aralar biraz sıkıntılıyım, o nedenle günde bi şişe kadar. – Ne şişesi? – Nasıl? – Ne içiyorsunuz diye soruyorum? – Ha, ne olacak, rakı. Herkes gibi yani. – Zalim bey herkesin günde bi şişe rakı içtiğini düşünmüyorsunuz gerçekten umarım. Olur mu oyle şey? Kolesterolünüz 450 olmuş, trigliseridiniz de 720 çıktı. İçki ve sigarayı derhal bırakmanız lazım! – Doktor bey benim esas problemim stress sanırsam. Şöyle yazsanız bir iki ruh gevşetici hap falan, yanına da zahmet olmazsa iki kutu vayagra moralim düzelir hem kesin turp gibi olurum iki haftada dimdik karşınıza çıkarım! Haydaaa! Adam bu sefer ciddi sinirlendi sanki birşey oldu! Ne dedim ki? – Önüne gelen vayagra istiyo bu memlekette de! Beyfendi size birtek kalsyum sandoz c- vitamini yazıyorum. İçki, sigara, kırmızı eti keseceksiniz. Hayvansal yağlı besinleri azaltacaksınız. Fırsatınız oldukça biraz fiziksel aktivitede bulunun, mesela yürüyüş falan yapın. Stress için sizi isterseniz psikiyatri bölümüne sevk edebilirim ama orada da vayagra falan yazmazlar haberiniz olsun. Bir ay sonra tekrar bi tahlil yaptırıp beni görmeniz gerekiyor. İyi günler. Dedi ve kapıyı kapatıp çekip gitti! Ağzım açık kaldım oracıkta! Çüş valla, dövseydin bi de! Çok halsizdim o zaman, yoksa üstüne atılıp yalvar yakar vayagrayı almasını bilirdim ama, hadi neyse! Kıllık olsun diye ortalıktaki iki sargı bezini aşırıp kös kös eve geldim. İçki yok, sigara yok, kırmızı et yok! Bu ne biçim hayat yaw! Vayagra da yok! Amaaaaan! Olmasın varsın! Zaten bu aralar çok çulsuzum, belki biraz kendime gelirim. İste size sağlıklı yaşamanın sırrı! Tanımadığınız bi doktora gidip bi güzel fırça yemek! Sonra da ‘ben bunları kendime söyletecek adam mıyım bee!’ diyip birşeyler de yapmanız gerekiyor. Ben doktora iki gün önce gitmiştim, iki gündür haşlanmış brokoli, ıspanak falan yiyorum. Bi iki ay gücümü topladıktan sonra doktorun karsısına çıkıp vayagrayı almadan ayrılırsam bana da Zalim demesinler..! |