Sağlık deyince ilk akla gelen kişiler doktorlardır. Doktorlar sağlık sektörünün yeri doldurulamaz emekçileridir. Çok zahmetli ve uzun yıllar süren Tıp eğitiminin ardından kendilerini ve mesleklerini sürekli geliştiren doktorlar özel bir isim yapıyor. Sürekli okuyarak, meslekleri hakkında yayınlanan dergileri, araştırmaları takip ederek yeniliklere açık olan doktorlar başarıları ile Dünya çapında üne kavuşuyor. Böylece televizyonların, basının ve medyanın ilgisini çekiyorlar. Gazeteciler ve televizyoncular bu doktorlarla röportaj yapabilmek için günler öncesinden randevu almaya çalışıyor.
Türkiye’de yük nakli deyince ilk akla gelen Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Estetik Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan’da bu doktorlarımızdan birisi. Akdeniz Üniversitesinde gerçekleştirdiği zorlu yüz nakilleriyle medyanın ilgi odağı olan Özkan ile bugüne dek birçok röportaj yapıldı. Türkiye’nin ilk rahim, yüz ve çift kol nakli ameliyatlarını gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan Organ Nakli Haftası kapsamında Doğa Koleji öğrencileriyle yapılan bir röportajı sizlere aktarıyoruz.
Prof.Dr. Özkan, Türkiye’nin, organ nakli konusunda dünyadaki en iyi ülkelerden biri konumuna gelmesine rağmen, kadavradan bağışların az olmasından yakındı. Ancak eğitimle bu durumun da çözüme kavuşacağını belirtti.
– Yüz nakli nedir, kimlere yapılır?
Yüz nakli ihtiyaç olduğu için yapılan bir operasyondur, güzelleşmek için değil, toplumda normalleştirme için yapılıyor
– Siz yüz nakli olmak isteseniz kimin yüzünü almak isterdiniz?
Hiç kendime yüz nakli yapılmasını istemezdim. Yüz nakli güzelleşmek için değil, ihtiyaç olduğu için yapılıyor.
Siz yüz nakli olmak isteseniz kimin yüzünü almak isterdiniz?
Hiç kendime yüz nakli yapılmasını istemezdim. Öyle bir seçeneğiniz de olmuyor. Yüz nakli güzelleşmek için yapılmıyor.
– Nakil yaparken mideniz bulanmıyor mu?
Artık bulanmıyor.
– Bir insana yeni bir yüz vermek nasıl bir duygu?
O duygu gerçekten çok değişik. Ameliyata normal şekilde giriyorsunuz ama ameliyatta çok farklı hissediyorsunuz. İlk ameliyatta bunu hissettim. Ondan sonraki ameliyatlar rutin, sıradan gibi geldi. İlk ameliyatta hissettiğim bilim kurgu filmindesiniz gibi. Ameliyata başlıyorsunuz. Yüzü alıp diğer yüze koyuyorsunuz. Bakıyorsunuz önünüzdeki kişinin yüzü, farklı biri olmuş. Ama çok güzel bir duyguydu.
– Doktorlar için tehdit veya hakareti nasıl değerlendiriyorsunuz?
Doktorluğun son dönemde en önemli sıkıntısı budur. İnsanları eğitmeden, onlara çok fazla hak verirseniz bu bizler içinde geçerli. Maalesef bu var. Şu anda doktorların kendilerini kötü hissetmelerinin nedeni odur. Bir politika olarak sıkıntı var. Aşılacağını umuyorum. Ama her meslekte tehdit edilirsiniz. Öğretmen de sıkıntılı olabiliyor. Okulların her basamağında bu eğitimin verilmesi ile bu sorunun düzene gireceğine inanıyorum” karşılığını verdi.