Doğal eczane ve sağlık deposu olarak bilinen üzümün insan ömrünün uzamasında yardımcı olacağı bildirildi. Başlı başına sağlık kaynağı olan üzüm için “Faydalarını anlatsam kitap olur” sözü gerçek oldu.
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aysun Çetin’in, serbest radikaller, antioksidanlar, kanser biyokimyası, kök hücre biyolojisi, fitoterapi ve anti-aging konularında yaptığı bilimsel çalışmalar sonucunda “İyileştirir, güzelleştirir: üzüm” isimli kitabı piyasaya çıktı.
Bilimsel çalışmalarıyla 2004 yılında Türk Hematoloji Derneği Genç Araştırmacı Ödülü, 2008 ve 2010 yıllarında ise Gevher Nesibe Bilimsel Araştırma Teşvik Ödülü’nü kazanan Çetin, güzellik, gençlik ve sağlık iksiri olarak nitelendirilen üzümün insan hayatındaki önemini kitabında anlattı.
Çetin, üzümün insanlık tarihinden daha eski bir meyve olduğunu, üzüm meyvesini veren asma bitkisinin geçmişinin 150 milyon yıl öncesine kadar dayandığını belirtti.
Üzümün, mitolojide tanrıların güç kaynağı, efsanelerin meyvesi, bolluk ve bereketin simgesi olarak kabul edildiğini ifade eden Çetin, Kuran’da bile çeşitli ayetlerde üzüm mucizesinin insanlara buldurulduğunu kaydetti.
Yıllardır üzüm ile ilgili yaptığı bilimsel çalışmaların sonucunu kitabında topladığını ve üzümün saymakla bitmez faydalarını anlatmaya çalıştığını dile getiren Çetin, şunları söyledi: “Üzümün insan sağlığı açısından faydaları gerçekten saymakla bitmez. Bu doğal ürün,hem birçok hastalığın tedavisine yardımcı olmakta, hem de hastalıkların ortaya çıkmasına engel olarak hayat kalitesini artırmaktadır. Dengeli ve doğru beslenme, bilince dayalı sağlıklı bir yaşam tarzını benimseme ile gençliği uzatıp yaşlılığı geciktirmek mümkündür. 125 yaş artık bir hayal değil, ulaşabileceğiniz bir hedeftir. Bu hedefe ulaşabilmek için bizlere sunulan üzüm gibi sayısız nimetlerden mutlaka istifade edilmelidir. Bunun için üzüm tabi ki tek başına yeterli değildir. Ama bu hedefe ulaşmak için vazgeçilmez besinlerden biridir.”
Gençlik ve güzellik iksiri: Üzümün faydalarının son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarla daha açık bir şekilde ortaya konduğunu dile getiren Çetin, üzümün bilinen en önemli özelliğinin doğal antioksidan olarak kansere karşı koruyuculuğu olduğunu vurguladı.
Üzüm kabuğunda, çekirdeğinde ve suyunda bulunan resveratrol maddesinin kanserin pek çok safhasında durdurucu etkiye sahip olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını belirten Çetin, şu bilgileri verdi: “Üzümün içeriğinde bulunan resveratrol maddesi, son yıllarda adını sık duyduğumuz serbest radikalleri etkisiz hale getirir. Serbest radikaller, radyasyon, besinlerdeki katkı maddeleri, ilaç artıkları, güneş ışığı, havadaki kimyasal maddeler, egzoz ve baca dumanları, çevre toksinleri, stres, virüsler, alkol, sigara ve ağır metaller gibi dış kaynaklı etkenlerle ortaya çıkarak hücre yapısına ciddi zararlar verir. Bu durum, kanser gibi hastalıklara yol açarken yaşlanma etkilerini hızlandırır. Üzüm çekirdeğinin yaşlanmaya yol açan serbest radikal hasarını azalttığı ve antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirdiği yaptığımız laboratuvar çalışmalarında tespit edilmiştir. Günümüzde artan dış etkenler serbest radikal üretimini arttırarak ve antioksidan savunma kapasitesini azaltarak, biyolojik yaşlanma üzerine foto hasarın eklenmesi ile foto yaşlanmanın ortaya çıkmasına neden olur. Üzümün içeriğindeki serbest radikalleri etkisiz hale getiren resveratrol maddesi, bilim adamları tarafından binlerce yıldır aranan ‘gençlik iksiri’ olarak nitelendirilmektedir.”
Saç dökülmesini engelliyor, göz ve diş sağlığını koruyor
Üzümün içeriğindeki maddelerin faydalarının sadece antioksidan özelliği ile sınırlı olmadığına dikkati çeken Aysun Çetin, üzümün saç dökülmesinin bile önlenmesinde etkili olduğunu kaydetti.
Saç dökülmesinin birçok etkene bağlı olduğunu dile getiren Çetin, Japon bilim adamlarının üzüm çekirdeği ekstresinden elde edilen “proanthosiyanidin” adlı maddenin saçlara uygulanması ile saç hücrelerinin yüzde 230 oranında çoğaldığını saptadıklarını söyledi.
Çetin, proanthosiyanidin maddesinin saç üzerindeki olumlu etkilerinden faydalanmak için üzümün taze veya kuru olarak yenebileceğini ya da günlük 100-200 miligram üzüm çekirdeği tüketilmesi gerektiğini belirtti.
Üzümün, göz ve diş sağlığı açısından da önemli katkılar sağladığını anlatan Çetin, “Üzüm çekirdeği, antioksidan etkisi ile katarakt oluşumunun ilerlemesini önlemekte, gözlerdeki kılcal damarlarda kan dolaşımını kuvvetlendirmekte ve böylece gözün saydam tabakasının korunmasına yardımcı olmaktadır. Diğer taraftan, yapılan araştırmalarda üzüm çekirdeği özütünün antimikrobiyal ve antibakteriyel etkiler gösterdiği, ağız kokusu ve diş çürüklerine neden olan bakterilerin seviyesini azalttığı belirlenmiştir” diye konuştu.
Üzümün kalp ve diyabet hastaları için de doğal ilaç özelliği taşıdığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Aysun Çetin, yaş veya kuru meyve olarak tüketilebilen üzümden yapılan üzüm suyu veya sirkenin de adeta doğal eczane niteliği taşıdığını sözlerine ekledi.
Çetin, kitabında ayrıca Türk mutfağında keklere, kurabiyelere, tatlılara, pilavlara ve dolmalara eşlik eden üzümden yapılan yemek ve tatlı tariflerine de yer veriyor.