TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ ÇOM: -”YETERLİ VE DENGELİ BESLENMENİN RAMAZAN AYINDA DA SÜRDÜRÜLEBİLMESİ İÇİN GÜNÜN ORUÇ TUTULMAYAN BÖLÜMÜNDE EN AZ 3 ÖĞÜNÜ TAMAMLAMAK VE SAHUR ÖĞÜNÜNÜ ATLAMAMAK GEREKİR” -”SAHURDA SADECE SU İÇEREK NİYETLENMENİN VEYA GECE YATMADAN ÖNCE YEMEK YEMENİN ZARARLI OLDUĞU UNUTULMAMALIDIR” -”ORUÇ TUTARKEN, SAĞLIKLI VE ÇEŞİTLİ BESİN SEÇENEKLERİYLE YETERLİ VE DENGELİ BESLENMENİN SAĞLANMASI ESAS OLMALIDIR”
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, dengeli beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 3 öğünün tamamlanması ve sahurun atlanmaması gerektiğini söyledi.
Çom, AA muhabirine yaptığı açıklamada, toplumsal hayatta önemli bir yer teşkil eden ramazan ayında dini bir vecibenin yerine getirilmesi için oruç tutulduğunu, bununla birlikte günlük yaşamda önemli değişiklikler olduğunu dile getirdi.
Oruç tutanların ramazan ayında günlük beslenme şekillerini ve öğün sayısını değiştirdiklerini anlatan Çom, bu dönemde 3 ana öğünün 2 öğüne indirildiğini, özellikle hamur işi, tatlı, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin arttığını belirtti.
Çom, ”Oysa oruç tutarken, sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleriyle yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas olmalıdır” dedi.
-”SAHURDA AĞIR YEMEK YENMEMELİ”-
Ramazan ayında bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre almaları gereken günlük enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranlarının değişmediğini, bu süre zarfında da sağlığın korunması için yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli olduğunu anlatan Çom, şunları kaydetti:
”Yeterli ve dengeli beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 3 öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate çıkarır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olur.”
Sahur öğününün ağır yemeklerden oluşması halinde, metabolizma hızı gece düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riskinin arttığına işaret eden Çom, ”Bu nedenle mutlaka sahura kalkılarak, süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve kuru baklagillerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir” diye konuştu.
-İFTAR SOFRALARINA DİKKAT-
İftar sofralarındaki çeşit ve bolluğun kültürel bir özellik olduğunu belirten Çom, iftarda kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğduğunu anlattı. Çom, ”İftarda yapılan en büyük hatalardan birisi, çok hızlı ve yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde, miktarı ve enerjisi yüksek besinler tüketilir. Bu da kilo alımına zemin hazırlar” dedi.
Ramazan ayında, ”midedeki yemek ve asidin yemek borusu içine geri kaçması” olarak tanımlanan reflünün en sık karşılaşılan sorunlardan biri olduğunu belirten Çom, bu tür rahatsızlıkların ortaya çıkmaması için sağlıklı beslenme önerilerine uyulması gerektiğini dile getirdi.
Orucun sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığını, ancak şeker ve karaciğer yetmezliği gibi rahatsızlıklarla hamilelik ve emziklilik gibi bazı özel durumlarda olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade ederek, ”Kronik hastalığı olanların ilgili uzman hekime danışmadan oruç tutmamaları gerekir” uyarısında bulundu.
-SAĞLIKLI BESLENME İÇİN ÖNERİLER-
Çom, oruç tutacaklara sağlıklı beslenme için şu önerilerde bulundu:
”-Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeli.
-Ramazan ayında öğünler, sahur ve iftarda 2 ana öğün ile iftardan sonra 1-1,5 saat aralıklarla 2 ara öğün şeklinde düzenlenmeli.
-Oruç tutanların sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Sahurda süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Ancak gün içerisinde aşırı acıkanların, midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmeleri, aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemeklerle unlu gıdalardan uzak durmaları gerekir.
-İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanmalı, oruç açıldıktan 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmeli.
-Enerji veren, ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler tercih edilmelidir. Beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine, bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler tüketilmeli.
-Günde ortalama 2-2,5 litre suyun yanı sıra, enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayan ayran, taze sıkılmış meyve veya sebze suyu ve soda tüketilmeli.
-İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine sütlaç, güllaç ve muhallebi gibi sütlü tatlılar veya meyve tatlıları tercih edilmeli.
-Yemekler hızlı değil, yavaş yavaş ve iyice çiğnenerek yenmeli.
-Tek seferde büyük porsiyonlar değil, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar yenmeli.
-İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine, biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirim için yararlı olur.
-Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalı.
-Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için yemeklerde lif oranı yüksek kuru baklagiller, kepekli tahıllar ve sebzeler; ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmeli.
AA