1. Romatizma Nedir?
Vücudumuzun hareket etmesini sağlayan kaslar, kemikler, eklemler ve bu yapıları birleştiren bağlarda ön planda ağrı ve hareket kısıtlılığına bazen de şişlik ve şekil bozukluğuna neden olan hastalıklara genel olarak romatizma adı verilmektedir.
Romatizma tek bir hastalık değildir. 200’e yakın hastalık bu sınıfa girer. Eklem romatizmaları (osteoartrit, romatoid artrit), yumuşak doku romatizmaları (fibromiyalji, boyun ağrısı, bel ağrısı) ve kemik erimesi (osteoporoz) bunlar arasında en sık görülenleridir.
Romatizmal hastalıklar genel olarak kadınlarda daha sık görülmekte ve yaş ilerledikçe sıklığı artmaktadır. Bununla birlikte erkeklerde daha sık görülen (gut, ankilozan spondilit) ya da ön planda gençlerde görülen (örnek: sistemik lupus eritematozus) hastalıklar da vardır. Romatizmal hastalıklar çocukluk çağında da görülebilir.
Romatizmal hastalıkların önemli bir bölümünün kesin nedeni bilinmemektedir. Çoğunlukla bulaşıcı-mikrobik değildir. Kalıtsal özellikler (genetik yatkınlık) bazılarında önem taşır. Eklemlerdeki yükü artıran şişmanlık ya da damar yapısını bozan sigara kullanımı gibi dış etkenlerin engellenmesi romatizmalı hastalar için de yararlıdır.
Bazı iltihaplı romatizmal hastalıklar kas-iskelet sistemi dışında derimizi (kızarıklık, döküntü), iç organlarımızı (akciğer, böbrek, beyin vb.) etkileyebilir.
Bütün sağlık sorunlarında olduğu gibi romatizmal hastalıklarda da en uygun tedavinin yapılabilmesi için ilk aşamada hastalığa doğru teşhisin konulması gereklidir. Romatizmal hastalıklara özellikle erken dönemde teşhis konulması güç olabilir ve hastanın bir süre konunun uzmanı tarafından tetkik edilmesi ve izlenmesi gerekebilir. Romatizmal hastalıkların belirtileri zaman içinde değişiklik gösterebilir.
Romatizmal hastalığı olan her hasta için kişisel bir tedavi planı yapılması gerekir. Başka bir hasta için yararlı olan ilaçlar ya da tedavi girişimleri sizin için uygun olmayabilir. Doktorunuz tarafından önerilmeyen tedavileri uygulamanız sizin için yararsız ve tehlikeli olabilir, uygun tedavinin yapılması gecikebilir.
Romatizmal hastalıkların bir bölümünde hastalık çok uzun süre devam edebilir. Bu hastalıklara müzmin (kronik) hastalıklar denir. Bu durumda tedavininin de uzun süreceğini ve verilen ilaçların hekim kontrolünde sürekli alınması gerektiğini unutmayınız. Yapılan tedaviler hastalığı tamamen yok etmese dahi günlük yaşamınızın ağrısız ve rahat olmasını sağlamayı amaçlamaktadır.
Romatizmalı hastaların hastalıkları ve kullandıkları ilaçlar konusunda bilgi edinmeleri yaşamlarını olumlu yönde etkiler. Kullanılacak ilaçların olası bilinmesi yararlıdır.
2. Artrit: Eklemde İltihap
– Eklem, kemiklerimizin birleştiği bölgelere verilen isimdir. Bazı eklemlerimiz çok hareketlidir (örnek dirsek diz, parmak, ayak bileği eklemleri) bazı eklemlerimiz ise sadece kemiklerin birleşmesini sağlar (kafatasımızdaki eklemler). Omurgamızda da boyun ve belimizi hareket ettirmemizi sağlayan eklemler vardır. Eklemlerde bulunan kıkırdak dokusu kemiklerin birbirine sürtünmesini engeller.
Doktorunuz teşhisinizin artrit olduğunu belirtirse, eklem ya da eklemlerinizde iltihap olduğu kanısına varmıştır. Artrit ön planda hareketli eklemlerin hastalığıdır. Artritin en önemli belirtileri eklemde ağrı, şişlik, kızarıklık, sıcaklık ve eklemin normal hareketlerini yapamamasıdır. Ağrı, eklemin hareket etmesiyle, istirahatte ve bazen de gece meydana gelebilir. Hasta eklem bölgesinde özellikle sabahları ve istirahat sonrası tutukluk-eklemin hareketlerinde güçlük-daha belirgindir. Bu hastalıklarda sadece eklemler değil eklemin çevresindeki kaslar, yumuşak dokular ve bağlar da etkilenebilir.
Uzun süren artritler eklemlerde şekil bozukluğuna ve eklemin hiç hareket edememesine yol açabilirler.
Halsizlik ve yorgunluk artritli hastalarda diğer belirtilere sıklıkla eşlik eder.
Eklemlerin yapısının, özellikle kıkırdağın bozulması (dejenerasyon) ile seyreden ve halk arasında kireçlenme olarak da adlandırılan osteoartrit (artroz) en sık görülen eklem hastalığıdır. En çok diz ve kalça eklemlerini etkiler, çok sayıda eklemi tutması nadirdir. Genellikle elli yaşından sonra görülür. Bu hastalıkta ağrı genellikle hareket sonrasında ortaya çıkar, sabah yoktur.
Eklemlerde bulunan zarın (sinovya) ve daha sonra eklemin iltihaplanmasının ön planda görüldüğü romatoid artrit yıllar içinde eklemlerin tahrip olmasına yol açabilen, sık görülen, müzmin bir hastalıktır. Çok sayıda eklemde iltihap görülür. Tüm vücudu etkileyen (sistemik) ve iç organları da tutabilen bir hastalıktır. Erken teşhis edilmesi ve uzun süre ilaçlarla tedavi edimesi gerekmektedir.
Omurga ve leğen kemiği eklemlerini tutan müzmin romatizma hastalığı ise ankilozan spondilit adını alır. Genç erkeklerde daha sık görülür. Tedavi edilmemesi omurga hareketlerinde kısıtlanmaya yol açabilir.
3. Romatizma ve Siz
Yediklerim eklem romatizmamı etkiler mi?
Bazı çalışmalarda yediklerimizin belirli artrit (eklem romatizması) türlerini etkilediğine dair kanıtlar bulunmuştur ancak yediklerimizle romatizma arasında kesin bir ilişki yoktur. Genel prensip sebze, meyva ve tahıl ürünleriyle dengelenmiş bir diyet tercih edilmesi ve şişmanlıktan kaçınılmasıdır.
Neler biliyoruz?
Çalışmalar bir çok romatizma tipi ile diyet arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. Bunlar arasında gut, osteoporoz ve osteoartrit bulunmaktadır.
Pürinler ve gut: Gut hastalığı vücut dokularında ürik asit kristallerinin birikmesiyle oluşan bir eklem romatizmasıdır. Diyet ve artrit arasındaki ilişki için de en güzel örnektir. Hastalıktan korunmak için “pürin”li gıdalardan (böbrek, ciğer, çikolata gibi) ve alkolden mümkün olduğunca uzak durulması gerekir. Bu diyet belirli ilaçlarla kombine edildiğinde hastalığı kontrol altına almak mümkün olur.
Gut hastalığında ya vücudun ürük asidi atmada sorunu vardır ya da vücutta aşırı ürik asit yapımı mevcuttur. Ürik asit düzeylerini kontrol altında tutmak için bazı ilaçlar kullanılmaktadır. Bununla birlikte sıvı alımı, ürik asiti artıracak gıda maddelerinin kısıtlı kullanımı, sağlıklı bir kilo kazanılması ve alkol kullanımının azaltılması tedavide yardımcı olacaktır.
Kalsiyum, alkol ve osteoporoz: Kalsiyum ve alkol kemiklerin yapısını etkilemektedir. Kalsiyumdan fakir, alkol oranı yüksek olan diyetler “osteoporoz” adı verilen ve halk arasında kemik erimesi olarak bilinen, kemiklerde zayıflama halini artırırlar. Buna bağlı olarak kemiklerde kırıklar oluşabilir. İltihaplı bir romatizma ve beraberinde kortizon kullanımı da osteoporoz oluşturabilir.
Bu amaçla kalsiyum değeri yüksek gıdalarla beslenmeli ve vücut D vitamini düzeyi normal sınırlar içinde tutulmalıdır. Kalsiyum, yeşil lifli sebzeler, kabuklu deniz ürünleri ve süt ürünlerinde bulunur. D vitamininin en önemli kaynağı ise güneştir. Özellikle menopoz sonrasında kadınların kalsiyum ve D vitamini ihtiyaçları karşılanmalıdır. Alkolden uzak durmak da osteoporoz gelişiminin engellenmesi açısından önem taşır.
Kilo ve osteoartrit: Kıkırdakta hasarla karakterize osteoartrit (kireçlenme, artroz) kilolu kişilerde daha sık görülür. Eğer şişmansanız, diz ve kalça gibi yük çeken eklemlerinizde osteoartrit gelişme riski artmıştır. Özellikle yaşla birlikte sizin için uygun olan ideal kilonuzu korumak çok önemlidir.
Açlık ya da düşük kalori / düşük yağlı diyetler: Vücutta bağışıklık sistemi üzerine olumlu etkileri olabilecek bazı diyetlerin varlığı öne sürülmüştür. Örneğin kalori-yağ-proteinden fakir bir diyetle tamamlanan açlık durumunun romatoid artrit bulgularını azalttığı düşünülmektedir. Ancak açlığın tehlikeleri faydalarından kat ve kat fazla olduğu için kesinlikle hastaların tek başlarına böyle uygulamalara gitmeleri önerilmez.
Yağ asitleri / Balık yağı: Bazı romatoid artritli hastalarda uzun süreli “omega-3” yağ asidi içeren balık yağları ile beslenmeyle eklem tutukluğunda hafif bir düzelme olduğu bildirilmiştir. Somon gibi bazı balıklarda da bulunan bu yağ asitleri ile romatoid artritteki inflamasyon yani iltihabın azaltılabileceği düşünülmüştür. Ancak romatoid artrit tedavisinde rutin olarak uygulanan bir yöntem değildir.
3. Sağlıklı bir diyet nasıl olmalı?
Yüzden fazla romatizma türü olduğundan herhangi bir diyetin hepsine iyi geleceğini söylemek mümkün değildir. Yine de artritli hastaların çeşitlilik ve denge üzerine kurulmuş diyetleri alması gerektiği önerilebilir. Ancak özellikle romatizmalı hastalarda iyi beslenme her zaman çok kolay olmayabilir. Çünkü artritli hastalarda eklem şişliği, ağrı ve tutukluğu nedeniyle yemek hazırlamak sorun olabilir. Bazı artrit ilaçları iştahı azaltabilir, mide rahatsızlığı yapabilir. Ağrı ve depresyon nedeniyle iştah ve yeme alışkanlıkları bozulabilir. Bazı ilaçlar ayrıca alınan gıdaların vücutta kullanımını da etkileyebilir. Bütün bunlara rağmen sağlıklı bir diyet için çaba sarfedilmelidir.
Sağlıklı bir diyet için genel kurallar:
1. Diyetinizde her çeşit gıda (unlu besinler, meyva, sebze, süt ürünleri ve et) bulunmasına özen gösterin ve ilaçlarınızla etkileşebilenlerden kaçının
2. Sağlıklı kilonuzu koruyun
3. Yağı ve kolesterolü ölçülü alın
4. Özellikle sebze, meyva ve tahıl ağırlıklı yiyecekler hazırlayın
5. Şekeri ölçülü kullanın
6. Tuz ve sodyumu ölçülü alın
7. Alkolden kaçının
8. Kalsiyum başta olmak üzere günlük mineral ve vitamin ihtiyacınızı alın.
Artritli hastaların çoğunda yüksek tansiyon ve kalp hastalığı gibi eşlik eden sağlık sorunları bulunur. Diyette kolesterol ve yağların azaltılması bu hastalıkların kontrolünü ve önlenmesini sağlayacaktır. Meyva, sebze ve tahıllar hem enerji açısından hem de barsakların düzenli çalışmasına yardımcı olduklarından çok önemlidir. Önemli bir vitamin-mineral kaynağı olan bu besinlerin çoğu yağdan fakir, liften zengindir ve çok faydalıdır. Şekerler ne kadar besinlere tat katsa da kalorisi yüksek olduğundan kilo alınmasına neden olabilir. Diş sağlığı açısından da zararlı etkileri olabilir. Tuz ise su tutucu bir maddedir. Özellikle yüksek tansiyonu olan hastalarda kısıtlanması önerilir.
Artrit nedeniyle yemek hazırlaması güç olabilir. Özellikle ağrı, yorgunluk ve depresyonun yoğun olduğu zamanlarda düzgün beslenme bozulabilir. Ancak yiyecek hazırlarken bazı noktalar göz önünde tutulursa kolaylık sağlanabilir:
1. Yemek hazırlama zamanları arasında istirahat edin
2. Mutfakta çalışırken yorgunluğu engellemek için uygun vücud pozisyonunda durun
3. Mutfağınızı en uygun şekilde düzenleyin. Örneğin en çok kullanacağınız kap vb. gereçlerin ulaşılması en kolay yerlere yerleştirin
4. Mümkünse elektrikli teneke kutu açacakları, elektrikli bıçak, mikrodalga fırın gibi kullanılması kolay cihazlar edinin.
Besin Piramidi:
Diyetin düzenlenmesinde kullanılmak üzere bir besin piramidi geliştirilmiştir. Buna göre yiyeceklerin çoğu alt iki kattan seçilmelidir. Üstteki katlardan ise mümkün olduğunca az gıda seçilmelidir. Vücudun ihtiyacı olan her maddeyi almak için tüm besin gruplarından seçilecek gıdalarla günlük yemekleri hazırlamak önerilmektedir.
Sonuç olarak, diyet ve eklem romatizmaları arasındaki ilişkiyi açıklamaya yönelik bir çok çalışma olsa da kanıtlanmış bir veri yoktur. Tüm hastalara sağlıklı ve dengeli bir beslenme önerilmektedir. Diyet değişiklikleri ise doktora danışmadan yapılmamalıdır.