Koch Basilini Kim Buldu?
Koch Basili
Robert Koch 1843 – 1910
1843 YILINDA Hanover’de Klausthal kasabasında dünyaya gelen Koch, bir maden mühendisinin oğludur. İlk tahsilini doğduğu şehirde tamamlayan Koch. 1866 yılında Göttingen Üniversitesi’n-den mezun olmuştur. Fransa-Prusya Savaşına bir cerrah olarak iştirak ettiği sırada civar köy ve kasabalarında da pratisyenlik yapmıştır.
Robert Koch’un çalışması, insan gayreti ve azmi ile başarılacak muazzam işlere klasik bir misal teşkil edecek mahiyettedir. Üniversite çevresi ve etkilerinden uzak. kendi mikroskobu ile yapmış olduğu çalışmalar insan üstü bir azmin ifadesi olmuştur.
1876 yılında küçük bir kasabada pratisyenlik yaptığı sırada şarbon basili hakkında bir eser yayınlamış ve bu basilin uzun zincirler yaptığını ve sporlar halinde yıllarca virulansını muhafaza ettiğini bildirmiştir. Bugün bu buluşun bir mikro-organizmanın herhangi bir hastalığa sebep olabileceğini iddia eden ilk keşif olduğuna inanmak gerçekten pek güçtür. Koch bu muazzam işi başarmış en ufak bir şüpheye mahal bırakmadan mikroorganizmaların hastalıklara sebep olabileceğini ispat etmiştir. Bir köy hekimi olan Koch’un bu keşfi büyük Pasteur’e takip edeceği yolu göstermiş ve neticede bakteriyoloji ilminin temelleri atılmıştır.
Ertesi yıl Koch bakterileri tespit ve boyama usullerini neşretmiştir. Bundan sonra Koch’u tababetteki erişilmez mevkiine yükselten eserler birbirini takip etmiştir. Bu yıllarda kendisini İmparatorluk Sağlık Servisi’ne atanmış görüyoruz. Burada araştırmalarını çok daha uygun koşullar altına başarmak imkanını elde edecektir.
1881 yılında Koch, Uluslararası Londra Tıp Kongresi”nde, bakterilerin saf kültürünü göstermiştir. Pastcur’ün bu konudaki yazısında “C’est’un grand pıogres” yani “Bu büyük bir ilerlemedir” denilmektedir.
1882 yılı 24 Martı ‘nda Koch. Berlin Fizyoloji Derneği’ne tüberküloz basilini keşfettiğini bildirdi.
1885’de Berlin Üniversitesi hijyen profesörlüğü kendisine teklif edildi ve o da kabul ederek bu vazifeye geçti. Fakat araştırma konusunda olan muazzam azmi ve arzusu kendisinin öğrencileriyle meşgul olmasına imkan vermediği için birkaç yıl sonra profesörlükten ayrıldı. Kendisi için tesis edilen İnfeksiöz Hastalıklar Enstitüsü’nün başına geçti.
Koch tekrar tüberküloz basili ile uğraşmaya başladı. 1890 yılında Tüberkülini keşfetmesi bütün dünyada bir yankı uyandırdı. Koch seyahatlere çıkarak epidemileri tetkik etli. Britanya hükümetinin ricası üzerine Hindistan’a giderek bubonik veba üzerinde tetkiklerde bulundu. Hastalığın insanlara fare pireleri ile geçtiğini ispat etti. Doğu Afrika’da Çe-Çe sineği üzerine çalıştıktan sonra Seylan’da malana tetkikine gitti. 1906 yılında “Uyku Hastalığı Komisyonu” Başkanı olarak Güney Afrika’ya gitti.
1905 yılı Nobel Tıp Ödülü kendisine verildi.
Koch tipik bir Prusyalıdır. Sertliği, azmi ve çalışkanlığı ile bu karakterin canlı bir örneğidir. Şüphesiz ki Koch insanlığın yetiştirmiş olduğu en büyük bilginlerden biridir. 1910 yılı Mayısı’nın 27’sinde öldü ve vasiyeti üzerine cesedi yakılarak Berlin Enstitüsü’nde muhafaza altına alındı. Koch’un tıp ilmine yapmış olduğu hizmetler bir abide gibi duracaktır. Tıbba onun kadar faydası dokunmuş bilgin pek azdır.