Doç. Dr. M. Murat İnal, “Maalesef rahim ağzı kanserinin hastalıktan önce ortaya çıkan ciddi belirtisi yok. Kanser ancak ileri evreye geldiği zaman fark edilebiliyor” dedi.
Diyarbakır Özel Veni Vedi Hastanesinde göreve başlayan Hacettepe Üniversitesi mezunu Doç. Dr. İnal, Diyarbakır’a gelme amacının, bölge halkına hizmeti borç bilmesi ve yapabileceğinin en fazlasını burada yapmak istemesi olduğunu ifade etti.
Türkiye’de rahim ağzı kanseri konusunda çok ciddi bir veri olmadığını, bu konudaki en sağlıklı verilere İzmir’de yapılan araştırma sonucunda ulaşıldığını bildiren Doç. Dr. İnal, burada yapacakları çalışmalarla rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı, yaygınlığı, çıkış sebepleri ve tedavi yaklaşımlarını da ortaya koyacaklarını söyledi.
Türkiye’de 12 bölgede rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı ve çıkış sebebiyle ilgili sürdürülen bir çalışma olduğunu kaydeden İnal, şöyle konuştu:
“Maalesef rahim ağzı kanserinin hastalıktan önce ortaya çıkan ciddi belirtisi yok. Kanser ancak ileri evreye geldiği zaman fark edilebiliyor. Özellikle ilişki sonrası vajinal kanamalar, lekelenme tarzı kanamalar, ciddi kasık ağrıları, kanlı vajinal akıntılar belirti olabilir. Bunlar ucuz tedavi ve çok daha basit yöntemlerle yapılacak tedavi evrelerini geçtikten sonra ortaya çıkıyor. Bütün kadınlara mutlak olarak her yıl simir kontrolü yapılmalıdır. En önemli avantajımız, insan vücudunda ortaya çıkabilecek tüm kanser türleri arasında kanserleşme mekanizmasının dört dörtlük ortaya konulduğu tek kanser türü rahim ağzı kanseridir.”
İnal, rahim ağzı kanserinin dünyada yüzbinde 9 ile 19 arasında değişmekte olan bir hastalık türü olduğunu belirtti.
Çok eşlilik, erken yaşta başlayan cinsel ilişki ve korumasız cinsel ilişkinin rahim ağzı kanserinin ortaya çıkmasında en önemli faktörler olduğuna değinen İnal, “Çünkü cinsel yolla bulaşan bir virüs tarafından ortaya çıkan bir hastalıktır bu. Dünya Sağlık Örgütünün yayınladığı rapora göre, her iki dakikada bir kadın rahim ağzı kanserinden ölüyor” dedi.
“RAHİM AĞZI KANSERİNİN 30 GENİTAL TÜRÜ VAR”
Doç. Dr. İnal, rahim ağzı kanserinin 30 genital türü olduğunu, bunlara karşı aşı eliştirildiğini belirterek, şunları kaydetti:
“ABD’de son olarak yapılan çalışmaların ardından yayımlanan raporlarda ‘Her kadın doktorunun hastalarını bu aşı konusunda bilgilendirmesi zorunludur’ deniliyor. Doktorların da bu konuda doğru bilgilenip hastalarını bilgilendirmesi gerekir. Bir virüsün sebep olduğu rahim ağzı kanseri için aşı geliştirilmiş. Ülkemizde de bu aşının iki türü var. Ama maalesef Diyarbakır’da sadece bundan 2 yıl önce 4 kişiye yapılmış. Bütün dünyada 105 ülkede güvenilirliği kanıtlanmış bir aşı türüdür. Avustralya gibi bazı ülkelerde erkek çocukları da zorunlu aşılanmaktadır. Rahim ağzı kanserinin en önemli sebebi olan 16 ve 18 tip dediğimiz türleri rahim ağzı kanserinin yüzde 70’inin direkt sebebidir. Bu aşılar bu iki tipe karşı yüzde 100 koruma sağlıyor.”
Doç. Dr. İnal, yumurtalık kanserinin tedavisiyle ilgili de çalışma yaptığını, çalışmanın 2006 yılından beri Hollanda merkezli bir kuruluş tarafından 11 ülkede eş zamanlı olarak sürdürüldüğünü söyledi.
Yumurtalık kanserinin önlenebileceği konusunda ciddi veriler elde edildiğini belirten İnal, şöyle konuştu:
“2006 yılında ABD Biyografi Enstitüsünce 21. Yüzyılın En Değerli Beyinleri arasında seçilerek ödüllendirildim. Bu, Türkiye ve benim için onur verici bir durum. Bu ödül Türkiye’de de bir şeyler yapılabileceğini göstermektedir. Bu ödülü aldıktan sonra gelen tekliflere rağmen bu bölgeyi seçtim. Umarım ciddi bir katkıda bulunabileceğim.”