Radyasyon Pnömonitisi (Radyasyon Fibrosisi)
İonize radyasyon (Röntgen ışını) meme, akciğer, özofagus kanserleri ve lenfoma tedavisinde sık olarak kullanılmaktadır. Bu tedavi akciğerde bazı zedelenmelere sebep olur.
Radyasyonun akciğer dokusunda husule getirdiği reaksiyon uygulanan ışının dozuna, süresine ve tedaviden önce akciğerin durumuna bağlı olarak değişir. Akciğerde husule gelen reaksiyona radyasyon pnömonitis’i veya radyasyon fibrosis’i denir.
Çok kez 3000 rad ile ışın tedavisi yapılır, 6000 rad’dan fazla ışın tedavisi ciddi radyasyon pnömonitisine sebep olur.
Radyasyon fibrosis’in gelişmesinde ışın dozu ve süresi önemlidir. Örneğin 3000 rad bir defada verilirse yaygın fibrosis oluşur. Aynı doz 15 fraksiyonda verilirse (haftada 5 gün 200 rad/gün toplam 3 hafta) radyasyon fibrosis‘i nadirdir. 3500 rad veya daha fazla ışın dozunda fibrosis daha sık izlenir.
Genellikle Röntgen ışını tedavisine başlandıktan 3-4 ay sonra klinik ve radyolojik belirtiler başlar. Bazı vakalarda bu süre daha kısadır, bazı vakalarda ise daha uzundur.
Işın tedavisinden önce akciğerde kronik bronşit olan hastalarda radyasyon pnömonitis reaksiyonu daha ciddi olur. Mediasten lenfadenopatisi nedeniyle uygulanan radyasyon, mediasten lenfatiklerinde blokajlar husule getirerek önemli ve bilateral akciğer hastalığına sebep olur.
Patoloji
Önce akciğer kapillerinde zedelenme, harabiyet ve nekroz oluşur. Harap olan kapillerin yerini kolagen doku alır. Alveol içinde eksüda ve daha sonra hyalin-membran oluşur. Ve alveol septalarında konektif doku ve lenfatik infıltrasyonu gelişir. Daha sonra akciğer parenkimasını yaygın ve yoğun bir fıbröz dokusu istila eder.
Klinik belirtiler
Hastaların önemli bir sayısında klinik belirti yoktur. Efor dispnesi ilk klinik belirtidir. Bazı vakalarda birkaç haftada kaybolur. Bazı vakalarda ise dispne giderek ilerleyerek istirahatta da kendisini gösterir. Kuru öksürük, bazı vakalarda göğüs ağrısı, halsizlik, subfebril ateş, taşikardi ve nadir olarak hemoptizi husule gelir. Erken dönemde hastalarda geçici yutma güçlükleri olabilir. Radyasyon tedavisi yapılan vakaların %10’undan kaburga kırığı husule gelir. Kırığın olduğu bölgede ciddi bir göğüs ağrısı oluşur. Bu ağrı inspirasyonda daha çok artar.
Fizik incelemede genellikle minimal-hafıf bulgular vardır. Başlangıçta radyasyon yapılan bölgede yaş railer duyulabilir. Bu railer genellikle azalarak kaybolurlar. Hastalığın ileri döneminde yoğun fibrosis nedeniyle ışın tedavisi yapılan akciğer hacmi azalır, trakea ve mediasten ışın yapılan tarafa çekilir, o bölgede submatite veya matite vardır ve solunum sesleri azalmıştır, bazı vakalarda frotman duyulur.
Radyolojik bulgular
Radyasyon pnömonotisinin akut döneminde akciğer parenkimasında yoğunlaşma ve hacim azalması izlenir. Bu azalma segment veya lob topo-grafisine uygunluk göstermez. Parenkima yoğunlaşması yamalı veya birleşik daha büyük olabilir. Lezyonlann büyüklüğü ve yoğunluğu radyasyon dozuna ve akciğerin reaksiyonuna göre değişir. Hacım kaybı yaygın nitelikte bronşiol tıkanmasından ve sürfaktan maddenin azalmasından ileri gelir. Hacım azalmasının olduğu bölgede hemen her vakada hava bronkogramı görülür.
Radyasyonun geç döneminde karakteristik görünüm fibrosisdir. Fibröz doku akciğerin tüm normal strüktürünü istila etmiştir. Plevra kalınlaşması sık olarak izlenir.
Akciğer fonksiyon testleri
Akciğer fonksiyon testlerinde önce bir düzelme husule gelir. Bu düzelme radyasyon tedavisinin kanser dokusuna etkisiyle ilgilidir. Bundan sonraki dönemde özellikle difüzyon kapasitesi azalır ve restriktif fonksiyonel anormallik oluşur vital kapasite ve hava akımları azalır. Genellikle vital kapasite ve difüzyon azalması fibröz dokuyla orantılıdır.
Tedavisi
Radyasyon fıbrosisini veya pmömonitisini önlemek için steroid tedavisi yapılanlarda çok kez başarılı bir sonuç sağlanamamıştır. Akut dönemde ve yaygın fıbrosis vakalarında gelişen hipoksemi için oksijen tedavisinden yararlanılır.