Proteinler
Proteinler canlılar için çok önemli maddelerdir. İlk planda veya önde gelen manasındaki “pro-teios” proteinlerin canlılar için önemini yansıtır. Proteinler birçok hücrenin kuru ağırlığının % 50’sin-den fazlasını oluşturur ve organizmadaki hemen tüm işlevler için önemlidir. İnsanlar her birinin farklı bir işleve sahip olduğu ve özel yapıdaki çok çeşitli proteine sahiptir. İşlevlerine göre proteinleri yapı; depo: nakil; hormonal; almaç; koruma ve enzimatik protein gruplarına ayırmak mümkündür. Bunlar yapısal olarak en iyi gelişmiş moleküllerdir. Her bir protein tipi üç boyutlu bir özel yapıya sahiptir. Bunların çok çeşitli yapıları olmasına rağmen 20 aminoasidin değişik varyasyonlarının bir araya gelmesi ile oluşan polimerlerdir. Bir proteinin meydana gelebilmesi için en az 100 aminoasit kombinasyonuna gereksinim duyulur. Aminoasitlerden oluşan polimerlere polipeptid denir. Bir protein bir veya çok sayıda polipeptid zincirinden oluşur. Örneğin 300 aminoasitli orta uzunluktaki bir polipeptid zincirinde, aminoasitlerin kombine olabilme olanakları o kadar fazladır ki, evrende bulunan atomların sayısından bile fazladır
Protein ve nukleik asitler oldukça yavaş evrime uğrar. Bu süre dört milyar yılı bulabilir. Proteinler, hücre sitoplazmasındaki tüm organik bileşiklerin miktarca en büyük kısmını oluşturur. Bazı hormonlar da proteindir. Eksikliği halinde “şeker hastalığı” (=diabet)na yol açan “inzulin” buna iyi bir örnektir. Pepsin ve tripsin gibi birçok enzim ve inzulin gibi peptid hormonlarında önce önenzim ya da önhormon oluşur. Aktif inzulin disülfid köprüleri ile birbirine bağlanan iki zincirden meydana gelir. A-zincirinde 20;B -zincirinde 30 aminoasit bulunur. Oninzulün ise 84 aminoasitli tek bir polipeptid zincirinden oluşur. Burada daha sonra oluşacak B-zinciri amino grubunun sonunda, A- zinciri de karboksil grubunun sonunda bulunur. Önenzim olarak oluşturulan sindirim enzimlerinde, aktivasyon sırasında % 1,6-64 arasında bir kütle kaybı olur. Protein molekülleri karbon, hidrojen vr oksijen dışında belirleyici element olarak azot da içerir. Protein molekülleri büyük olduğu için bunlara “makromoleküller” denir.