prostat karnseri prostat tedavisi prostat hakkında bilgi
Dış görünüşü ile tabanından idrar torbasına yapışık bir kestaneye benzeyen prostat, dar bir geçitle birbirlerine bağlanan iki eşit parçadan oluşur. Prostat bezinin tamamı 30 ila 50 kadar boru ve torba biçiminde ayrı ayrı keseciklerden ve meni torbasının çevresinde son bulan iki büyük, onbeş kadar da küçük damardan oluşmaktadır. Bu damarlar idrar borusunun oluklarıdır, idrar borusunun içyüzeyini kaplayan zar üstünde ise küçük bir çıkıntı halinde sperm keseciği bulunmaktadır. Uzun sperm fışkırtma kanalı prostatın içinden
geçerek idrar borusuna ulaşır. Prostat, idrar borusunu çevrelemektedir. İdrar borusunun salgıladığı sıvının belirli bir miktarı prostatta toplanır ve meni akıtma anında kaygan kas lifleri aracılığıyla dışarı fırlatılır. Akan meninin büyük bir bölümünü meydana getiren bu salgı aynı zamanda meniye özgü kokuyu verir. Prostat salgısının esas özelliği, meninin pH derecesinin (Asitlilik ya da alkalilik derecesi) 7.3, yani hafif alkalik olmasını sağlayarak spermler için ideal ortamın sağlanmasına katkıda bulunmasıdır. Son yıllarda cinsel birleşme sırasında dölya-tağının kasılmasını ve böylece spermleri içeri alabilmesini sağladığı da saptanmıştır.
Prostat büyümesi, orta yaşını aşmış erkeklerde pek de ender olmayan bir bulgudur. Gerektiğinde muayenesi makattan sokulan parmakla yapılır. Aşağı yukarı elli yaşlarından sonra idrar borusu çevresindeki bu doku hücreleri şişmeye başlar. İlk başta acı vermeyen, tehlikesiz bir şişkinliktir bu. Daha çok
idrar borusunun iç yüzeyini kaplayan zarın altındaki bezler büyür. Prostatın kendisinde önemli bir irileşme olmaz. Tam tersine, uğradığı baskının etkisi ile önce büzülür daha sonra da şişen hücrelerin çevresine bir kılıf örter. Özellikle geceleri sık sık idrar yapma ihtiyacı duyulur. Fakat uzun bekleyişlerden sonra ancak çok az bir miktar idrar gelir. Karın boşluğu adeleleri bütün güçleriyle kasılarak bunu önlemeye çalışırlarsa da daha güçlü olan idrar torbası kasları bütün torbayı boşaltmak için uğraşırlar. Prostat büyümesine fazla içki, ayakları üşütme, peklik, uzun süre oturmak ve cinsel heyecan olumsuz etki yapar. Çaresi, yeterince hareket etmek ve bağıksakları yumuşatıcı perhiz yapmaktır. Erkeklik hormonunun prostatı büyütücü bir etkisi olduğu dikkate alınmalıdır.
Prostat büyümesinin ileri dönemlerinde laçka olan idrar torbası artık tam anlamıyla boşalmaz. Bir süre sonra da hiç idrar yapamama tehlikesi baş
gösterir. Bu durumlarda hekim müdahalesi gereklidir. Son zamanlarda projes-teron türevi hormonlarla büyümüş organın bir dereceye kadar ufaltılabileceği gösterilmişse de, kesin tedavisi çok kere prostatın ameliyatla alınmasıdır. Bu durumda da olası bir idrar yolları enfeksiyonuna karşı önlemler mutlaka alınmalıdır.
Prostat iltihabı ise idrar borusu iltihabının yukarıya çıkarak ya da idrar yolları iltihabının aşağıya inerek prostata bulaşması sonucu ortaya çıkar. Zayıf bir olasılıkla kan dolaşımı ile de bulaşabilir. Sözgelimi, bademcik ve burun deliği iltihapları, çürük dişler ya da lenf yolu üstündeki aksaklıklar (makat yaraları, kalın bağırsak iltihaplan) prostat iltihaplarına yol açar. Belsoğukluğu ve verem bakterilerinden başka birçok mikrop da prostat iltihabını doğurucu etkenler olarak sayılabilir, Hastalığın belirtileri, ateş yükselmesi, prostatın şişmesinden dolayı, idrar zorlaması, idrar sırasında acı duyulması şeklindedir. Apış arasında ve idrar torbasında sancı başlar. Sık sık akıntı meydana gelir. Kronik iltihaplanmalarda bağırsaklarda sürekli bir gerilim ve eziklik duyulur. Prostat iltihaplarının sık sık sinir hastalıklarına da yol açtığı görülür.
Prostat kanseri, 65 yaşın üzerindeki erkeklerde en sık görülen kötü huylu bir urdur. Hastalık çok yavaş ilerlediği için ancak çok geç farkedilir.Sıksık ve sancılı olarak idrara çıkılır. İdrar bulanık, zaman zaman kanlıdır. Hastalığın ilk belirtileri kemiklerde ve komşu organlarda ortaya çıkan metastazdır. Ur makat yoluyla hissedilebilir. Tedavisi ameliyat ve vücuda bol miktarda dişi cinsiyet hormonu vermek şeklindedir. Ancak metastazın belkemiğinden başlayarak tüm vücuda yayılması bilinen komplikas-yonlardandır.