“Hiç bir zaman ümitsiz olmayın. Özellikle kadınlarda meme, yumurtalık, erkeklerde testis kanserleri için de böyle. Mesela böbrek kanserlerinde hiç ümit yoktu eskiden. Simdi yeni bir ilaç bulundu. Böbrek tümörlerinde şifa elde ediyoruz.
Hem de hedefe yönelik şekilde. Karaciğer kanserinde de yine bir ilaç bulundu. Modern bir şekilde tedavi yapıyoruz. Her kanser türünde büyük gelişme var. Beyin tümörlerinde bile….”
Prof. Erkan Topuz, modern tıptaki gelişmeleri dikkate almaları gerektiğinin altını çizdi ve su önemli uyarıyı yaptı: “Demek ki modern tıbbı hiç bir zaman bırakmıyoruz. Hele de kocakarı ilaçlarının, sahtekârların, şarlatanların kol gezdiği bir ortamda.
Ben televizyona çıktığımdan beri biraz sustular. SAKIN INTERNET KANALIYLA İLAÇ ALMAYINIZ! Tarım Bakanlığı’nın kontrolünden geçmiş ilaçları alalım eczanelerden. Ortalık sahtekâr kaynıyor.”
İŞTE PROF. DR. ERKAN TOPUZ’DAN ÇARPICI BİLGİLER VE UYARILAR
ŞEKER KANSERİN EN SEVDİĞİ GIDADIR.
—2020 yılında 20 milyon belki daha fazla kişi kanser hastalığına yakalanacak. Çünkü çılgınca bir artış var. Amerika’da 550 ton böcek ilacı toprağa dökülmekte. Her bir bebeğe yılda 2,5 kilogram ziraat ilacı düşmekte. Türkiye’de bu daha da bilinçsiz kullanılıyor.
Onun için ‘Biz niye kanser oluyoruz?’ sorusunu sormadan önce düşünün. İşte bunlardan dolayı oluyoruz. Bizim Karadeniz’de fındık veya diğer tarlaları açmak için zehir döküyorlar. Bu zehirler suya nüfuz ediyor ve bizim zavallılar şakır şakır o memba sularıyla zehirleniyorlar.
Karadeniz ya da Antalya gibi yerler de vs. Çiftçilerde beyin tümörü, lenfama, lösemi en çok görülen türler. Çünkü içtiği suyla doğrudan kanseri alıyor. Topraktaki dikenler bitsin diye oturup dibine zehir atmamalılar.
—İnsanlar kendi kendini kansere hazırlıyor. Dünya kansere çanak tutuyor. Yani hepimizin kanser olması için dünya uğraşıyor. Amerika dahil.
—Amerika’da kolaya, Japon yemeklerine bile seker koyuyorlar. Çünkü seker şişmanlatıyor, doyurucu oluyor. Bu da obeziteye neden oluyor. Obezite demek kanser demek. Seker demek, kanserin en sevdiği gıda demek. Yani Amerika’lı vatandaşını korumuyor. Rahatına bakıyor. Halkına ucuz beslenmeyi ve fastfoodu dayatıyor. Onun için birinci adım korunmak.
—Beyaz un, beyaz seker ve tuzdan kaçınmak gerek. Tuzu kaya tuzu olarak ve çok az miktarda tercih etmeliyiz.
—Hiç bir ürünü devamlı olarak kullanmayınız. Mesela suları 3 ayda bir değiştiriniz. Ne olursa olsun hepsinde ufak bir karışım vardır. Kronik olarak aldığınız bir şey uzun vade de kanser yapar. Kaynatmakla ilgisi yok. Dağlardan tepelerden gelirken bu bitkisel ilaçların içine karışması olayı doğrudan doğruya farklı bir konuma getiriyor.
—Esmer ekmeğin kabuğunu yayın. Kabuğunda kanserden koruyan bir madde mevcuttur.
—Örneğin kuşkonmaz, fesleğen çok büyük şifadır. Fesleğeni salatalarınıza ekleyin, büyük miktarda C vitamini vardır.
—Rezeneyi bol tüketin. Rezeneyle beraber, taze zencefil, nane ve bir elmayı birleştirip kati meyve sıkacağından geçirip yemeklerden önce bir iki çorba kaşığı içerseniz sizi mide kanseri, ülser ve gastritten korur.
—Kemoterapi ve ışın tedavisi görenler, kaynar suyun içine bir kahve kaşığı kuru zencefil, papatya ve bir dilim limon koyup günde 3 kupa tüketebilir. Bu karışım, ağız yarasını önlüyor, ayrıca radyoterapinin meydana getirdiği bazı yanmalara engel oluyor, kemoterapinin meydana getirdiği bulantıyı azaltıyor.
—Çemenin, tümör hücrelerini küçülttüğü görülmüştür. Ayni zamanda domates salçası, sarımsak, arnavut biberi (acı seviliyorsa) ve mesela tarhun gibi mucizevî bitkiler çektirilip her gün bir dilim ekmeğin üzerine sürülürse kanserden bir ölçüde korumuş olur.
—Kansere yakalanmadan evvel süt içmekte hiç bir sakınca yok. Ama kansere yakalandığında insanlar aşırı miktarda sütlü gıdalar tüketmemeli.
—Ailesinde meme kanseri olmasa bile 7–8 kadından biri zaten bu hastalığa yakalanıyor. Meme kanserinden korunmak için ve herhangi bir şekilde memede fibrokist ya da başka kist varsa keten tohumunu eksik etmeyecek, soya yağı, E vitamini, selenyumunu alacak (doktora danışarak almalı) Ailede meme kanseri varsa kesinlikle hormonsal ilaç kullanmayacak.
—Kolon kanserleri: Kabızlık kesinlikle çekmemeli. Bu tür hastalar havuç, ananastan büyük fayda görürler. Bu kişilere doğrudan meyve suyunu tavsiye etmiyorum. Direk meyveyi posalı tüketmeliler. Kırmızı etten uzak durmalı, tuzlu ve bekletilmiş etler, sucuk, salam, sosis gibi yiyeceklerden ve fastfooddan kaçınılmalı.
—Normal pamuk kanserojendir. Ama doğal pamukta arpa buğday, fasulye, soya, mercimekleri çimlendirsinler ve salatalarına katsınlar. Bu filizler kanserden korur ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
—Biberiye meme ve diğer kanser türlerinde çok büyük şifadır, depresyona da iyi gelir. Balkonunuza ekin, yasini salatalarınıza atin, kurusunun da çayını yapın. Arnavut biberi çok şifalıdır. Karahindiba, kuzukulağı, tere gibi birçok faydalı bitkiyi balkonlarda yetiştirebilirsiniz.
—Keten tohumu tane olarak alıp, küçük bir kahve veya karabiber öğütücüsünde öğütüp her gün bir çorba kaşığı alınmalı. Ama her iki üç günde bir tazeleyin. Şifa kaynağıdır. Meme, kolon ve prostat kanserlerinde özellikle etkilidir. İçinde önemli yağlar var. Ancak soya yağı ile keten tohumu meme kanserine yakalananlarda YASAK.
—Zeytin başlı başına bir şifadır. Ama dikkat edin benzin veya yağ üreten fabrikalardan teneke alıyor ve içlerinde zeytinyağı yapıyorlar. Bu çok tehlikeli ve kanserojendir. Belli bir markayı ya da bildiğiniz yerden alınız. Bunlara bir de boya katıyorlar.
—Rahim ağzı kanserinden korunmanın başında havuç gelir. Kırmızı olan yiyecekler çok önemlidir. Kırmızı olan her şeyin rahim kanserinde çok büyük bir etkisi vardır. Dulavratotu, civanperçemi çayı miyom oluşmasını yavaşlatır. Her kadın yılda bir kez simir testi yaptırmalı.
—Sakın sıcak ya da kaynar suyla, meyve suyu ile veya susuz bir şekilde hap yutmaya kalkışmayın. Mutlaka suyla için. Çünkü bunlar yemek borusuna takılı kalıyor, bir süre sonra ülser meydana getiriyor. Kronik ülser de zamanla kanser meydana getiriyor. Bu basit bir uyarı ama binlerce insanin hayatini kurtarır.
—Zerdeçal, Allah’ın bir mucizesidir. Günde 2–3 çorba kaşığı alabilmeliler. Bir tavuk çorbası yapıp içine koyup ailecek yesinler mesela. Bunu bir baharat olarak kabul etsinler.
—Elma ve soğan da çok önemlidir, mutlaka yenilmesi gereklidir.
Prof. Dr. Erkan Topuz