Vücuttaki elektrolit adı verilen küçük kimyasal maddeler hücrelerin normal işlevlerini sürdürebilmeleri için elzem olan maddelerdir. Potasyum vücuttaki hücreler içerisinde bulunan elektrolitlerden birisidir. Potasyumun büyük çoğunluğu hücreiçi sıvıda konsantre halde bulunur. Vücutta bulunan tüm potasyum’un sadece %2’lik kısmı serumda yani kanın sıvı kısmında bulunur. Vücuttaki özelliklede serumdaki potasyum düzeyi vücudun temel fonksiyonlarının sağlanmasında ve yaşamın idamesinde önemli rol oynamaktadır. Serumda bulunan bu az miktardaki potasyum elektroliti yaşamın devamlılığını sağlar.
Serumdaki potasyum düzeyinde oluşabilecek en ufak bir değişiklik vücut fonksiyonlarında büyük etkiler meydana getirebilir.
Vücuttaki kimyasal elektrolitler oldukça farklı işlevler görmektedir. Potasyum’un en önemli görevi hücresel düzeyde elektriksel potansiyeli oluşturmak ve idame ettirmektir. Kan serumu hücrelerle etkileşim içerisinde olduğundan dolayı potasyum düzeylerinin değişmesi durumunda yüksel elektriksel aktiviteye sahip kas, sinir hücreleri gibi hücreler bu durumdan etkilenmektedir.
Serumda ölçülen Normal potasyum düzeyi 3.5 mmol/L ile 5.0 mmol/L gibi dar bir sınırdadır. Günlük diyetle alınan potasyum miktarı 70-100 mEq yani 270 -390 mg/dL’dir. Ancak diyetle günlük oalrak alınan bu potasyum seviyeleri böbreklerden aynı miktarda atılmakta ve serum potasyum düzeyi belli sınırlarda tutulmaktadır.
Eğer böbreklerden fazla miktarda potasyum atılırsa vücuttaki total potasyum düzeyi düşer, ve sonuçta hipokalemi adı verilen tablo oluşur. Hipokalemi (Hypo: düşük, Kal: potasyum, emia: kan) anlamına gelmektedir.
Vücuttaki potasyum kaynağı vücuda alınan gıdalardır. Diyetle alınan gıdalarda oldukça fazla miktarda potasyum bulunmaktadır. Muz, kavun, portakal, kivi, avakado ve kayısı potasyum açısından zengin meyvelerdendir. Yeşil taze sebzelerde, mantar, bezelye ve pancar ile Türk toplumunca sık tüketilen domateste yüksek oranda potasyum bulunmaktadır. Sığır eti ve balık etide bir diğer potasyun kaynaklarındandır.