Paratiroid Hastalıklar
Son yıllarda laboratuvar incelemeleri, lokalizas-yon belirleme ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmiş olması paratiroid hastalıklarının tanı ve tedavisinde hızlı ilerlemeler sağlamıştır. Tarihçesi gözden geçirildiğinde, paratiroid bezlerinin Sandstrom tarafından tanımlandığını (1879) ve fibrokistik kemik hastalığına paratiroid tümörünün eşlik ettiğinin ilk defa Askanazy (1904) tarafından meydana çıkarıldığını görürüz. Paratiroidektomi, şiddetli kemik hastalığı olan bir kişide, ilk kez Mandl tarafından gerçekleştirilmiştir (1925).
Bu bölümde kalsiyum metabolizmasının ve onu etkileyen hormonların gözden geçirilmesinden sonra paratiroid hastalıkları incelenmiştir. Paratiroid hastalıkları, paratiroid salgılanması ile ilgili olarak 1-Hiperparatiroidi (primer, sekonder), 2-Hipoparatiroidi şeklinde ele alınmıştır.
Anatomi ve histoloji: Paratiroid bezleri genelde 4 adet yaklaşık yarım gm ağırlığında, 4-5 mm boyunda ve sarı – kırmızı, kahverengi olup çoğu kez tiroid loblarınm arkasında bulunurlar. Yerleşimleri, embriyolojik gelişmeleri ile yakından ilgilidir. Ü3t paratiroidler 4. postan çıkıp gelişmekte olan tiroid loblarının üst-arka bölümünde yerleşirler. Alt paratiroidler 3. postan timüs ile beraber çıkıp tiroid loblarınm arka-alt ucunda yer alır veya timüs ile beraber hareket edip mediasten ön üst kısmında bulunabilirler.
Paratiroid bezleri esas hücre, oksifil hücre ve berrak hücrelerden oluşur. Genelde alt tiroid arterden kanlanır. Mediastene inmiş olanlar A. Mam-maria İnterna’dan beslenir. Venöz dönüş üst-orta-alt tiroid venleri ile sağlanır.
Fizyoloji: Paratiroid hastalıklarını tanımak için, kalsiyum homeostatik mekanizmalarının tam olarak anlaşılması gerekir. Normal bir erişkin besinlerle bir günde 1000 mg kadar kalsiyum alır ve bunun 800 mg kadarını barsak, 200 mg’ını böbrekler yoluyla atar. Kemik ve dişlerde toplam 1 kg kadar kalsiyum bulunur ve bir günde 600 mg kadarı kan ile kemik arasmda giriş-çıkış yapar.
Plazmada bulunan kalsiyumun % 47’si iyonize, % 45’i proteine bağlı ve % 8’i organik anyonlara bağlı halde bulunur. İyonize olanı aktıt olup vücutta kas kontaksiyonu, sinir eksitabilitesı, kemik mat-riksi oluşturma, hücre fonksiyonu, sinyallerin ulaştırılması, vd. işlevlerde rol alır. Plazma kalsiyum düzeyi, normal bir erişkinde 8-10 mg (100 mi’de) olup parathormon, vitamin D3 ve kalsitonin ile ayarlanır.
Parathormon (PTH): Paratiroid bezlerinden salgılanan büyük bir molekül olup kanda kalsiyum düzeyine karşı çok duyarlıdır. Kalsiyumu yükseltecek şekilde şu işlevleri vardır:
Barsaklardan kalsiyum emilimini arttırır.
Böbrek tubulilerinden kalsiyum reabsorpsiyo-nunu çoğaltır; fosfat reabsorpsiyonunu azaltır.
Osteoklastik aktiviteyi arttırıp kalsiyum mobili-ze ederek kana geçmesini sağlar.
D vitamini: Ultraviyole ışınlar yardımı deride ön sentezi yapılıp karaciğerde “kalsifediol” ve böbreklerde “kalsitriol” haline dönüşerek etkin hale gelir.
Barsaklardan kalsiyum ve fosfor absorpsiyonunu arttırıp PTH salgılanmasını engelleyerek kan kalsiyumu düzeyinde etkili olur.
Kalsitonin: Tiroidin parafoliküler hücreleri tarafından salgılanır. PTH’m etkisini antagonize edip osteoklastik aktiviteyi engelleyerek kan kalsiyum düzeyini düşürecek şekilde işlev görür.