Sağlık Bakanlığı, özel hastaneler ve doktorların tepkiyle karşılayıp iptali için dava açtıkları özel hastaneler yönetmeliğiyle ilgili iki ayrı genelge yayımladı. “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik” ile “Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik”leri 15 Şubat’ta yürürlüğe girmişti. Bakanlık, genelgelerle uygulamalar konusunda il sağlık müdürlüklerini uyardı.
Buna göre, 15 Şubattan itibaren özel hastane için ilk defa yapılacak ön izin müracaatları kabul edilmiyor. Bakanlıkça planlama yapılarak yatırım listesi ilan edilinceye kadar, tıp merkezi ön izin başvuruları da alınmıyor.
Yürürlükten kaldırılan Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğe göre de merkez veya salon açmak için yapılacak uygunluk belgesi başvuruları kabul edilmeyecek.
Özel sağlık kuruluşları yeni bir planlama yapılıncaya kadar yeni hekim ve sağlık elemanı alamayacak. Ekim ayına kadar tamamlanacak bu planlamadan önce ek bina, yeni tıbbi hizmet birimi ve teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz ilavesi de yapılamayacak.
KRİTERLER BELLİ
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Orhan Gümrükçüoğlu, yeni düzenlemelerin yürürlüğe girmesinin ardından özel sağlık kuruluşlarının yetkililerince yöneltilen eleştirileri yanıtladı. Yeni özel sağlık kuruluşu açılabilmesi için belirlenen kriterlerin, bütün dünyada geçerli olan, bir bölgedeki nüfus ve hasta sayısıyla hastalık yükü olduğunu belirten Gümrükçüoğlu, hasta sayısı dikkate alınırken poliklinik, ameliyat ve yatan hasta sayılarına bakılacağını söyledi.
Bir bölgedeki hastalık yüküne göre olması gereken yatak sayısı belirlenirken de özel, kamu ya da üniversite hastanelerinin yatak, ameliyathane, hekim, hemşire ve diğer sağlık görevlilerinin sayıları göz önünde bulundurularak, bölgedeki ihtiyaç için hangi oranda eleman ve tıbbi alt yapı gerektiğinin saptanacağını anlatan Gümrükçüoğlu, “Bu planlamanın yapılması için Ekim ayına kadar süre olmakla beraber, daha kısa sürede sonuçlandırılmasına gayret edilecek” dedi.
Her yıl Ekim ayında yeni ayaktan teşhis ve tedavi merkeziyle özel hastane açılabilecek bölgelerin ilan edileceğini kaydeden Gümrükçüoğlu, “Mevcut, kurulu, müktesep hakkı olan ayaktan teşhis ve tedavi merkezleriyle özel hastanelerin müktesep hakları geçerlidir, yürürlüktedir. Telaşlanacak hiçbir konu yoktur” diye konuştu.
Yeni yönetmelikler çerçevesinde, halen faaliyette olan merkezlerin fiziksel yapıları ve tıbbi hizmet birimleriyle ilgili düzenlemeleri yapmaları ve müstakil binada faaliyet göstermeyenlerin böyle bir binaya kavuşmaları gerektiğini anlatan Gümrükçüoğlu, “Bunun için tanınan süre, 4 yıl gibi çok uzun bir süredir. Bu 4 yılda dünya yeniden kurulur” dedi.
YENİ PERSONEL ALAMAYACAKLAR
Gümrükçüoğlu, “Yayınlanan yönetmelikler uyarınca halen faaliyet gösteren özel sağlık kuruluşlarının planlama yapılıncaya kadar yeni hekim ve sağlık çalışanı alamamaları, yeni branş ve teknoloji yoğun cihaz ilavesi yapamamalarının hizmeti aksatacağı” eleştirileriyle ilgili de değerlendirmede bulundu.
Bu kuruluşların 3 ay daha mevcut kapasiteleriyle faaliyetlerine devam etmeleri gerektiğini ifade eden Gümrükçüoğlu, “Bunda bir anormallik mi var? 3 ayda 10 misli kapasiteye mi çıkacaklardı?” şeklinde konuştu.
Türkiye’de özel sağlık kuruluşlarının yüzde 44’ünün İstanbul’da bulunduğunun altını çizen Gümrükçüoğlu, şöyle konuştu:
“Zaten burada amaçlanan neydi? İhtiyaca göre özel sektörün milli servet sayılan birimlerini ve kamu sektörünün birikimlerini heba etmemek, yerinde ve zamanında ve gerektiği kadar kullanmak. Sağlık herkesin anayasal bir hakkı olduğu için sağlıkla ilgili personel de yeteri kadar ve gerekli yerlerde istihdam edilmelidir. Halkın sağlığa ulaşabileceği sağlık hakkından yararlanabileceği mekan ve ortam düzenlemesi yapılmalıdır. İşte bu planlama çerçevesinde personelin de planlaması yapılacaktır. Diyelim bir semtte 5 dahiliyeci ihtiyacı karşılayabiliyorsa, orada 50 dahiliyecinin istihdam edilmesi israftır. Diğer bölgelerdeki insanlarımızın sağlık hakkını gasp etmektir.”
Yapılacak planlamaya göre, “Yeni hastanelerin sadece ihtiyaç duyulan yerlerde açılabileceğini” anlatan Gümrükçüoğlu, müteşebbislerin bu bölgelere yönlendirilmesinin hedeflendiğini bildirdi.
BÖYLE BİR DENGESİZLİĞE ‘EVET’ DİYEMEYİZ
Türkiye’de, geçen yıl 24 bin 500 uzman hekimin bulunduğu kamu hastanelerinde 210 milyon, 18 bin 500 uzman hekimin görev yaptığı özel sağlık kuruluşlarında ise 30 milyon hastanın muayene edildiğini anlatan Gümrükçüoğlu, özel sağlık kuruluşlarının, kamu ve vatandaşın cebinden çıkan paralarla 7 katrilyon lira kazanç elde ettiğini söyledi.
Buna göre, bir dengesizliğin söz konusu olduğuna dikkati çeken Gümrükçüoğlu, ülkedeki hastaların 7’de 1’ini muayene eden özel sektörün toplam sağlık harcamasının yüzde 40’ını elde ettiğini kaydetti. Gümrükçüoğlu, “Böyle bir dengesizliğe bir ülkenin ‘evet’ demesi mümkün müdür?” dedi.
Sağlık gücü sadece belirli illerde yoğunlaştığı için diğer yerlerdeki hastaların doktorsuzluktan hayatını kaybettiğini anlatan Gümrükçüoğlu, hekim sıkıntısı çekilen yerlere gönderilen doktorların da yüksek miktarlarla özel sektöre transfer edildiğini belirtti.
VATANDAŞI EZEN SAĞLIK HİZMETİ SUNULAMAZ
Özel sağlık kuruluşlarına başvurup yüksek miktarlarda farklar ödemekle karşı karşıya kalanların büyük mağduriyetler yaşadığını da anlatan Gümrükçüoğlu, “Böyle kontrolsüz ve vatandaşı ezen sağlık hizmeti sunmayı 70 milyonun kabul etmesi beklenemez” şeklinde konuştu.
Hastaların bazı yöntemlerle muayenehane ve özel sağlık kuruluşlarına yönlendirildiğini kaydeden Gümrükçüoğlu, tam gün yasasının da en kısa sürede çıkarılacağını bildirdi. Gümrükçüoğlu, “Bu problemlerin çözümünde yüzde 80 oranında kaçınılmaz bir çaredir tam gün. Yüzde 100 demiyorum” dedi.
Tam günle ilgili çalışmada askeri hekimlerin durumu üzerinde durulduğunu ifade eden Gümrükçüoğlu, bu hekimlere de askeri hakim ve savcılara verilen ek ödemelerin verilmesinin öngörüldüğünü, tıp fakültelerindeki öğretim üyelerinin döner sermayelerinin de geliştirileceğini bildirdi.
GÖREVİMİZİ İHMAL ETMİYORUZ
Sağlık Bakanlığının sadece kamu değil, ülkedeki tüm sağlık kuruluşlarının bakanlığı olduğunu vurgulayan Gümrükçüoğlu, “Biz onları korumak ve kollamakla da görevliyiz. Bu görevimizi hiç bir şekilde ihmal etmiyoruz” dedi.
Bakanlığının her yere yetişmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle özel sağlık hizmetlerinin payını gelişmiş ülkelerdeki seviyeye getirme amacında olduklarını bildiren Gümrükçüoğlu, “Bugün yüzde 15 olan hizmet paylarının gelişmiş ülkelerdeki gibi yüzde 22-25’lere, hatta yüzde 30’a ulaşmalarını hedefliyoruz. Ama özel hastanelerin yüzde 44’ünün İstanbul’a yığılmasıyla değil, ihtiyaç kadarının İstanbul’a yığılmasıyla 2 misline yükselmesini planlıyoruz” diye konuştu.
Özel kuruluş yetkililerinin dile getirdiği “Yönetmelikte özel dal merkezi tanımı bulunmadığı, bunların 4 yıl içinde kapanacağı” endişeleriyle ilgili bir soruyu da yanıtlayan Gümrükçüoğlu, 2 uzman hekimin muayenehanelerinin arasındaki duvarın yıkılarak veya bir uzman hekimin başka bir uzman hekimin diplomasını kiralayarak dal merkezi kurulmasının kabul edilemeyeceğini söyledi.
Ancak adeta bir özel hastane veya ayaktan teşhis ve tedavi merkezi gibi bir yapıya ulaşabilen; göz, kadın doğum, fizik tedavi ve rehabilitasyon dal hastanesi gibi olabilenlerin zaten tam tıp merkezi ya da dal hastanesi gibi olduklarını anlatan Gümrükçüoğlu, “Onların şartları şu anda bile yeterlidir veya çok kolaylıkla yeterli hale getirilebilir. Onlar için bir problem yoktur” dedi.
Bir başka eleştiri konusu olan tıp merkezlerinin 4, polikliniklerin 2 tam zamanlı hekimlerle işletilebilmesinin de “gayet tabii” olduğunu ifade eden Gümrükçüoğlu, tıp merkezlerinin herhangi bir acil hastaya “müdahale etmiyorum, tedavi vermiyorum” deme şanslarına sahip olmadıklarını vurguladı.
Mevcut sağlık kuruluşlarının ülke genelindeki bir kamu veya özel hastanenin ismini aynen veya bunu çağrıştıracak şekilde sahip olamamalarıyla ilgili düzenlemeye yöneltilen eleştiriye de yanıt veren Gümrükçüoğlu, “İsim değişikliği gibi meseleler teferruattan ibarettir kolaylıkla adapte olunabilir” dedi.
ÖZEL SAĞLIK TESİSİ YAPILABİLECEK YERLER
Özel sağlık kuruluşlarının imar mevzuatında özel sağlık tesisi yapılabilecek bir yerde kurulabilmesine yönelik düzenlemeyle ilgili tereddütlerin ortaya çıkabileceğini ifade eden Gümrükçüoğlu, bu tereddütlerin giderilmesi için düzenlemenin gözden geçirilebileceğini bildirdi.
Söz konusu düzenlemenin özel hastaneler için bir yargı süreci sonunda getirildiğini, ancak ayaktan teşhis ve tedavi merkezlerinin imar mevzuatında sağlık veya ticari alan olarak belirlenen yerlerde açılabileceğini bildiren Gümrükçüoğlu, ancak bu ticari alan içinde “sağlık hizmeti verilebilir” şeklinde bir belediye yorumunun bulunması gerektiğini belirtti.
Gümrükçüoğlu, bu düzenlemenin belediyeler için tereddüt oluşturması halinde yeniden incelenebileceğini açıkladı.