Otizm Tedavisi, Glütensiz/Kazeinsiz Diyet
Saygın araştırmacılar çalışmalarında sütte bulunan kazeinin midede parçalanarak, ka-zomorfin denilen bir peptitin üretildiğini göstermişlerdir. Morfin, güçlü bir ağrı kesici uyuşturucudur. Peptit kazomor-fın; “morfin” benzeri ya da opioit özelliklere sahiptir. Bu çocuklar buğdaydan ve çavdar ya da yulaf gibi diğer tahıllardan glüteni sindirmeye çalışırken midede, gluteomorfinler acili afyon benzerleri oluşurlar. Diğer araştırmacılar, çalışmalarında aynı sonuçları bulmamış olsalar ve bu nedenle “afyon teorisi” tartışılsa da aileler, otizmli çocuklarının “burada değil gibi” ve opioitlerin etkisi altında olanlara benzer şekilde ağrıyı hissetmiyor göründüklerini sık sık dile getirmektedir.
Bilimsel çalışmalar bağırsakta; glüten, kazein, soya ve diğer yiyeceklerin neden olduğu iltihaplanmaya işaret etmektedir. Bu, geleneksel alerjistlerin perspektifinden bir “alerji” değildir. Fakat bu yiyeceklere T hücrelerinin iltihapsal tepkisidir. Minnesota Üniversitesi’nden Dr. H. Jyonouchi tarafından yürütülen bir çalışma, otizm spektrum bozukluğu olan çocukların yüzde 75’inin, yiyeceklere T-hücre tepkisi olduğunu göstermiştir.
Teorilere bakmaksızın, birçok DAN doktorunun klinik tecrübesi, glütensiz/kazeinsiz diyetin, çocuğunuza yardım etmek için tek başınıza yapabileceğiniz en etkili aksiyon olduğu yönündedir. Benim pratiğime göre, bu diyeti izleyen otizmli hemen hemen her çocuk yarar görmektedir. Genç hastalarımın ailelerinin çoğu, özellikle de halihazırda varolan mantar enfeksiyonu da aynı zamanda tedavi edilirse çocuklarının kronik ishallerinin durduğunu, gaitalarının görünüşünün normale dönmeye başladığım söylemektedir. Birçok aile de, glütensiz/kazeinsiz diyetin başlamasından birkaç hafta sonrasında, lazımlık eğitiminin nihayet başarıldığını rapor etmişlerdir.
Ailelerin çoğu ayrıca bu diyetin sonucunda, çocuklarının zihinsel odaklanmalarının daha iyi olduğunu ve öğrenme kapasitelerinde gelişmeler görüldüğünü de belirtmişlerdir. Örneğin Kelly adlı otistik bir çocuğun annesi Janie bana, “Bu diyetin mükemmel sonuçlarını görüyoruz. Kelly çok daha farkını da, uyanık ve çevresindekilere daha meraklı. Göz kontağı da daha iyi ve çok daha sevecen,” demiştir. Bu tür gelişmeler, in-testinal patolojinin beyin fonksiyonunu etkilemesine bağlı olabilir; bağırsak-beyin etkileşimi sayısız araştırmacı tarafından belirtilmiştir.
Otizm Tedavi
Ailelere ilk kez glütensiz/kazeinsiz (ve yakın zamanda soyasız) diyeti önerdiğimde, annelerin çoğu (ve bazı babalar) itiraz ederek “çocuğum aç kalacak, başka bir şey yemez,” der. ASD’li çocukların çoğunluğu çok sınırlı diyetler izlerler. Çoğu yiyeceği reddeder ve yalnızca bazı favorilerini isterler, genellikle bunlar; pizza, tavuk nugget, pasta, kurabiye ve dondurmadır, yani glüten ve kazein yönünden zengin yiyeceklerdir. Uzak durmaları gereken yiyeceklere bağımlı gibidirler. Çocuğunuzun bütün diyetini değiştirmenin imkansız gibi göründüğünü anlıyorum ve bunun bütün aile için etkilerini inkar edemem. Bununla birlikte birçok aile, çocuğun glüten, kazein ya da soyaya hiper duyarlılığı olan tek kişi olmadığını fark ederler. Bazı aileler, eninde sonunda diyetlerinden buğday, süt ve soya ürünlerini çıkartmanın hepsine iyi geldiğini görürler. Bu durum, özellikle belli yiyecek alışkanlıkları olan ve bunu değiştirmeye karşı direnç gösteren daha büyük kardeşler varsa kolay değildir. 1998 yılında glütensiz/kazeinsiz bir diyeti izlemek için kendimi ve Chelsey’nin annesi kızım Elizabeth’i ikna etmem dokuz ay sürdü. Bununla birlikte şimdi kızım bu diyete çok güveniyor. Aileleri, diyetin çocuğa yararlarının, zorluklarından daha baskın çıkacağı konusunda güvence vererek cesaretlendiriyorum ve çocuğun iyileşirken biraz glüten ve kazeini tolere etmeye başlayacağını umuyorum. Tekrarlarsak, genç hastalarımın ailelerinin çoğu, bu rejime başladıktan sonra çocuklarının uyku alışkanlıklarında, davranış, dil, göz kontağı, dikkat süresi ve odaklanma yeteneğinde önemli gelişmeler ve “takıntılar”da azalma rapor ediyorlar.
Birçok aile, çocuklarının diyetlerinden süt ürünlerini çıkarttıktan birkaç gün sonra fiziksel, duygusal ve hatta bilişsel gelişimler gördüklerini belirtiyor. Bazı aileler, aynı şeyi glüten için söylüyor. Bununla birlikte, glütenin, sindirim sisteminden kaybolması daha uzun sürer. İdrar testleri, kazeinin vücuttan üç gün içinde yok olduğunu göstermektedir. Oysa glütenin yok olması aylar sürebilir. Aslında, diyetten çıkartılmasından sekiz ay sonra bazı çocukların idrar testlerinde glüten görülmüştür. Bazı aileler gizli glüten (ya da kazein) kaynakları keşfedilip uzaklaştırılmadan çocuklarında gelişme görememektedir. Önceleri ailelere, yalnızca kazein ve glüteni diyetten çıkartmalarını söylerdim, birçok çocuk bir noktaya kadar gelişir sonra duraklama dönemine girerdi. Sonraki IgG yiyecek testi, diğer hiper duyarlılıkları gösterdiğinde bu maddelerin de diyetten çıkartılması gelişmede daha fazla ilerleme sağladı. Daha ileri hiper duyarlılık yiyecek testleri, soyanm sık görülen bir alerjen olduğunu ortaya koydu. Artık daha iyi sonuçlar almak için diyetin başlangıcında soyanın da çıkartılmasını istiyorum.
Bir uyarı: Mantıksız şekilde ABD Gıda ve İlaç İdaresi, kazeini süt ürünü saymaz. Bu yüzden “sütsüz” yazan birçok yiyecek kazein içerir. Yiyecek etiketlerinde sodyum kazein olarak da belirtilebilir. Bu madde bulunan her türlü yiyecek, çocukların diyetlerinden çıkartılmalıdır. Diyete en azından altı ay sıkı sıkı sadık kalınmalıdır. Söylediğim gibi, çoğu otizm spektrumlu çocuk için iltihaplı bağırsak iyileşene, patojen üremeler düzeltilene ve besinsel durum gelişene kadar diğer tedaviler çok etkili olmayacaktır.
Diyete Nasıl Başlamalı, Otizmin Tedavisi
Ailelere, kazeinsiz/glütensiz diyete yavaşça başlamalarını öneririm. Bazen zarar verici yiyeceklerden birini yalnızca bir öğünde çıkartarak, yenileriyle dereceli olarak tanıştırmak bazı aileler için en iyisidir. Genellikle aileler, diyetten süt ürünlerini uzaklaştırmayı buğdaylı olanları çıkartmaktan daha kolay bulur. Önce sütü uzaklaştırın sonra izleyen haftalarda diğer süt ürünlerini çıkartın. Çocuğunuzun alerji testi bu yiyeceklere duyarlılık göstermiyorsa yerine pirinç, patates, badem ya da hindistancevizi sütü koyun. Sonra buğday bazlı ürünleri çıkartmaya başlayın. Pirinç ya da patates ekmeği kullanmak pratiktir; kazein atılma prosedürü sırasında çocuğun yavaş yavaş bunların tadına alışmasına izin verin. Birçok anne (ve bazı babalar da!) zarar vermeyen unlardan ekmek yapmayı öğrenir. Son zamanlarda bu ailelere, alerji testi, çocuğun soyaya alerjik olmadığını göstermediği sürece soya bazlı ürünlerden de tümüyle kaçınmalarını öneriyorum. Tecrübelerimden soyanın olumsuz reaksiyonlar göstermede süt ve buğdayın ardından üst sıralarda yer aldığını fark etmeden önce bu yiyecek benim diğerlerinin yerine önerdiklerim arasındaydı.
Diyet konusunda katı olun. Arkadaşlarınıza ve diğer aile üyelerine zayıflık göstermemelerini ve çocuğa normal kurabiye ya da kraker vermemelerini söyleyin. Çok az miktarlarda glüten ve kazein bile çocuğun gerilemesine ve günlerce ishal çekmesine neden olabilir. “Az bir şey dokunmaz” fikrinin, glüten sistemden tamamen atılana kadar gerçek bir başarısızlığa neden olabileceğini öğrendim. Bazı çocuklar, bu yiyeceklerin kendilerini hasta edeceğini öğrendikten sonra, pizza ya da kurabiyenin birine zarar verebileceğine inanmayan arkadaş ya da akrabaların ikramlarını da reddetmeyi öğreneceklerdir.
Ne yazık ki, glütenin birçok ürün ve malzemenin içinde saklı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle market alışverişine gittiğinizde uyanık olmalısınız. Bir dedektif olun ve glüten ve kazeinin gizli kaynaklarını arayıp bulun. Uyarıyorum: Glütenin gizli kaynakları yalnızca yiyeceklerin etiketlerini okuyarak hemen anlaşılmaz. Örneğin birçok etikette “doğal ve yapay çeşniler, nişasta, malt ve sirke” ifadesi bulunur. Bunlar buğdaydan elde edilen yalnızca birkaç maddedir.
Nereden Yardım Alınabilir? Otizmde Tedavi Yöntemleri
Öyleyse ne yapacaksınız? Cesaretinizi kırmayın. Üreticiler, tüketici bilincinin ve bu yiyeceklerden kurtulmanın çocuklarını daha sağlıklı yapacağını anlayan ailelerin, kazeinsiz ve glütensiz yiyecek talebinin arttığının farkındadır. Eğer herhangi bir şüpheniz varsa üreticiyi arayın (çoğu telefon hattı ücretsizdir) ve müşteri temsilcisine şüphelendiğiniz yiyeceğin ya da içeriğindeki herhangi bir maddenin glüten ya da kazein içerip içermediğini sorun. Eğer rahatça ve otomatik olarak ürünlerinin glütensiz ve kazeinsiz olduğunu belirtiyorlarsa içeriğindeki maddelerin hazırlanmasında glüten ya da kazein kullanılabileceğini açıklayın ve bu içeriklerin buğday ya da süt ile temas edip etmediklerini özellikle sorun. Eğer müşteri temsilcisi şüpheli ise şefleri ile konuşmak isteyin ve kimyagerlerinden sormalarını isteyin. Ne kadar çok telefon alırlarsa bu konu hakkında o kadar bilinçlenirler. Her ne kadar bu bilgileri elde etmek ve içerikleri kontrol etmek ilk başta boğucu gelse de harcadığınız ilk çabaların ardından hızla, hangi yiyeceklerin güvenli olduğunu hangilerinin olmadığını öğrenebilirsiniz. Ayrıca glütensiz ve kazeinsiz yiyecekleri nereden satın alabileceğinizi de öğreneceksiniz. Örneğin Heinz Ketchup (Ketçap), Bush’s Baked Beans (Konserve pişmiş kuru fasulye), Ore-Ida Golden Fries (patates kızartmaları) ve Starkist Chunk Ligt Tuna (diyet ton balığı) (her ne kadar şimdi ASD’li çocuklara ton balığını, cıva düzeyleri nedeniyle yemelerini önermesek de) çoğu yerel süper markette mevcuttur. Erewhon gevrekleri ve glütensiz/kazeinsiz yoğurtlar gibi diğer yiyecekler yerel sağlıklı yiyecek dükkanlarında bulunur. Koşer marketlerde “Pareve” (Musevi inancına göre yenilebilir) olarak belirtilenler glütensiz ve kazeinsizdir. Birçok İnternet ve posta sipariş kaynakları glütensiz/kazeinsiz ürün satar. McDonald’s patateslerini, tavuk nugetlerden ve çocukların sevdiği diğer benzerlerinden ayrı kızartmaya razı olmuştur.
Çocuklarını glütensiz ve kazeinsiz diyete sokmak isteyen bütün ailelere önerebileceğim iki mükemmel kitap vardır. Biri, daha önce otistik tanısı konmuş fakat şimdi bu tanısı kalkan bir çocuğun annesi, Karyn Seroussi tarafından yazılmıştır. Un-raveling the Mystery of Autism and Pervasive Developmental Disorder: A Möther’s Story of Research and Recovery, Simon & Schuster tarafından 2000 yılında yayınlanmıştır. Bir başka otistik çocuk annesi Lisa Levvis’in, Special Diets for Special Kids, adlı kitabı 1998 ‘te Future Horizons, Inc tarafından yayınlanmıştır. Lisa Lewis ve Karyn Seroussi ayrıca aileleri, glütensiz ve kazeinsiz diyete başlatma ve sürdürme konusunda yardım etme amaçlı bir organizasyon olan ANDI’yi (Autism Network for Dietary Intervention-Diyetsel Müdahale için Otizm Ağı) kurmuşlardır. The ANDI News adlı üç ayda bir yayınlanan, ailelerin ve sağlık profesyonellerinin diyet üzerine yazılarının yer aldığı bir bülten çıkartırlar. ANDI ile, P.O. Box 1771, Rochester, NY 14617-0711, ya da e-mail: AutismNDI@ aol.com. dan ilişki kurabilirsiniz ya da http://www.AutismN-DI.com adresinden benzer bilgiler edinebilirsiniz.
Glütensiz/kazeinsiz diyet uygulama konusunda bir başka kaynak The Gluten-Free Baker Nevvsletter’dvr, üç ayda bir yayınlanır ve lezzetli fırın ürünleri tarifleri sunar. Abonelik bil-gisi için, 361 Cherrywood Drive, Fairborn, Ohio, 45324-İ4012’ye yazabilirsiniz. New Jersey’de bulunan bir başka kaymak da Autism Educational Services (AES)’tir. 732-473-9482’ye telefon edip Nadine Güder’le görüşebilirsiniz ya da onun, [email protected].(6) adresine elektronik posta atabilirsiniz.
AES, glütensiz ve kazeinsiz yiyecekler için tarif kitabı hazırlamıştır; gofretten krepe, Graham krakerleri taklitlerine kadar çeşitli tarifler yer alır. Ayrıca otistik çocuğunuzu niçin böyle bir diyete sokmanız gerektiğini anlatan “How to Survi-ve a Glüten and Casein Free Diet” (Glütensiz ve Kazeinsiz Diyetle Nasıl Başa Çıkarsınız?) adlı bir de kaset hazırlamışlardır. Kaset, böylesi bir diyeti nasıl sürdüreceğiniz konusunda zamandan kazandıran birçok ipucu içermektedir.
Glütensiz/kazeinsiz lezzetler için mükemmel bir yemek kitabı, The Cheerful No Casein, No Glüten, Sugar Optional Cookbook, kimyager ve gurme aşçı Sally Ramsey tarafından yazılmıştır. Otizm Araştırma Enstitüsü’nde (Autism Research Institute) San Diego, CA mevcuttur. Birçok aile, glütensiz/kazeinsiz diyete başlamadan önce çocuklarının gerçekten bu özel tedaviye gereksinim duyup duymadıklarını görmek için tahlil yaptırmak gerekliliğini sorgular. İdrar peptitleri için tahliller bazen gerekli olabilir, yine de birçok yanlış negatif sonuç rapor edilmiştir. Sabah idrar örneği tahlil edilebilir ve eğer sınırlı diyete başlamadan önce yapılırsa genellikle idrarda peptitleri saptar. Bu testler mükemmel değildir, henüz inceleme için düşünülmektedirler. Çalışmalar, test yapılan otizmli kişilerin en azından yüzde 50’sinde yüksek düzeylerde afyonum-su peptitler bulunduğunu göstermiştir. İngiltere’de Paul Shat-tock ve Norveç’te Kari Reichelt gibi önemli araştırmacılar, beyinde uyuşturucu sinir alıcılarının anormal uyarımı sonucuna varmışlardır. Bu uyarımın etkileri; algılama, öğrenme ve motivasyon bozukluğu gibi diğer afyon benzeri reaksiyonlarla birlikte ağrı eşiğinde düşmedir. Bu çocukların çoğu için peptitleri kontrol etmese bile bir yiyecek hiper duyarlılığı panelinin son derecede yararlı olduğuna inanırım.
Klinik tecrübelerime göre, bu laboratuar testlerinde bazı çocuklarda negatif sonuçlar görülmekle birlikte, çocuk glüten-siz/kazeinsiz diyete sokularak olağanüstü gelişme sağlandığından benim çocuğu değerlendirmem daha doğru çıkmıştır. Bağırsak patolojisi, sızıntılı bağırsak sendromu noktasında olmasa bile bu yiyeceklerin bağırsağı tahriş ettiği ve diğer sindirim ve bağışıklık problemlerine yol açtığı konusunda kanıtlar vardır. Buğdayda ve sütte bulunan büyük peptitler çok benzerdir. Birçok çocuk, glüten ve kazeinin her ikisinden de uzak kaldığında çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır. Yine de bazı çocuklar için glüten temel suçludur; bazıları için kazeinin çıkarılması daha önceliklidir ve bir başka grup için ise soya da zarar vericidir. Her otizm spektrumlu çocuk kendine has özelliklere —yiyecek hiper duyarlılığı düzeyinde bile—sahiptir.
Glütensiz/kazeinsiz diyet, öncesinde bir laboratuar testi gerekmeden aileler tarafından yürütülebilecek önemli bir tedavidir. Çalışmalarımın başlangıcında, yardımımı isteyen bütün aileleri kabul ettim. Diyette olan çocukların kazein ve glüten almaya devam eden çocuklara göre tedavilere daha başarılı yanıt verdiğini öğrenmem biraz zamanımı aldı. Sonra ben ve diğer klinisyenler mantarı olan çocukların kelasyon terapisine umduğumuz kadar iyi tepki vermediklerini fark etmeye başladık; aslında mantar, clostridia ve diğer patojenler, oral kelasyon ajanlarında çok iyi gelişiyorlardı ve detoksifikasyon amaçlı olarak vermemizi etkisizleştiriyorlardı. Bu dersler, genel bir prensibi ortaya koydu: Önce bağırsak iyileştirilmelidir ve eğer tam olarak emilmeyen ve sindirilmeyen yiyecekler bağırsağı enflame tutuyorsa bağırsağın iyileştirilmesi mümkün olamaz. Bu kitap hazırlanırken, tedavi için çocuklarını değerlendirmemi isteyen ailelerin bir bekleme listesi var. İnceleme için yeni müşterileri kabul etme kıstaslarımdan biri, ailelerin glütensiz/kazeinsiz diyeti uygulamadaki isteklilikleridir; bu, önce bağırsakların iyileşmesi konusuna ne kadar önem verdiğimi gösteriyor. Bütün çocukların bağırsaklarının enflame olduğunu ve diyete ihtiyaçları olduğunu ispatlamamın yolu yok fakat araştırmalar, bu çocukların çoğunun enflame bağırsaklara sahip olduğunu gösteriyor. Açıkçası tahriş edicileri ve toksinleri diyetlerinden ve çevrelerinden mümkün olduğu kadar çıkartmak, bağırsağı iyileştirmede ilk adımdır.
Laboratuar testi yaptırmadan ailelerin kendi kendilerine değerlendirme yapmaları için bir yol, rotasyon diyeti uygulamaktır. Yiyecekler ya da yiyecek sınıfları sistematik olarak en azından dört gün için diyetten çıkartılır soma, davranışlarda, tuvalet alışkanlıklarında ya da uyku kalıpları, öğrenme yetenekleri ve göz kontağı gibi diğer parametrelerde yakından gözlem yapılarak yeniden başlatılır. Zor kazandıkları klinik deneyimleriyle DAN doktorları; her çocuğun; biyokimyasal statülerine, bağışıklık ihtiyaçlarına, yiyecek ve kimyasal duyarlılıklarına göre benzersiz tedavi zorlukları olduğunu buldular. Ailelerden diyeti bırakmadan önce en azından dört tercihen altı ay katı şekilde bağlı kalmalarını isterim.
Temel Besinleri Tamamlanması, Otizm ve Tedavi
Laboratuar testleri tarafından belirlenen eksikliklere doğrudan seslenen tamamlayıcıları seçmek ideal olmasına rağmen ebeveynler, ASD’li çocuklarına temel besleyicileri içeren tamamlayıcıları vermek için bu testleri beklememelidir. Gerekli herhangi bir testi dahi yaptırmadan, ailelerin çocuklarına günlük olarak iyi bir temel multi vitamin ve mineral—bakırsız— vermeleri gerektiğine inanıyorum. P5P+Magnezyum formunda B6 vitamini, 50 mg günde bir kez; C vitamini 100-1000 mg, bölünmüş dozlarda, yumuşak gaitaya neden olmadan çocuğunuza verebildiğiniz kadar çok (C vitamini vücutta çok uzun kalmaz) ve her gün, 500-1000 mg kalsiyum. Dimethylglycine (DMG) toksik olmayan önemli bir tamamlayıcıdır ve küçük dil altı formdadır (125 mg), glycine doğal olarak tatlı olduğundan hoş bir tadı vardır. Bazı çocuklarda DMG, dil yeteneğinin gelişimini başlatacaktır. Her çocuğa denemek için DMG verilmelidir, günde bir tane ile başlanmalı, her zaman sabahları verilmelidir eğer hiperaktivite problemi yoksa, sabahlan bir kerede üç ya da dört adede kadar çıkartılmalıdır. DMG ile birlikte 800 mcg folinik asit verilmesi genellikle hiperaktiviteyi engelleyecektir. DMG, beyne değerli ve önemli bir amino asit sağlayarak ve immün sistemin etkinliğini artırmaya yardım ederek çifte iş yapar. Çocukların yaklaşık yüzde 15’inde DMG, folinik asit ile birlikte verilse dahi hiperaktivitenin yanı sıra ajitasyona neden olur. Bileşimleri çok benzer de olsa, bazı aileler TMG’yi (trimethylglycine) daha kabul edilebilir bulurlar, bazı çocuklar ise ne DMG’yi ne de TMG’yi tölere edemezler. (Folinik asit, folik asitin biyolojik olarak aktif formudur.)
“Aç Beyinleri Beslemek” adlı sonraki bölümde, çocuğunuzun spesifik beslenme ihtiyaçlarını hedef almanıza yardım edecek daha ayrıntılı testleri anlatacağım ve birçok otizm spektrumlu çocuk için yardımcı olduğunu gördüğüm besleyicilere yer vereceğim.
Özetle aileler, çoğu otizm spektrumlu çocuğa iyileşme yolunda—otizm alanında uzman bir doktor bulmadan önce dahi— yardımcı olan bu tedavi modelleri hakkında kendilerini eğitmelidir. Diyet kısıtlamasının (kazein, glüten, soya ve rafine şekeri elimine etmek) ve bitki bazlı sindirim enzimleri ile uygun tamamlayıcıları kullanmanın yanı sıra hemen hemen bütün ASD’li çocuklar, probiyotiklere ve iyi bir beslenme programına ihtiyaç duyarlar. Genellikle biyomedikal tedavi seçenekleri hakkında okuyan ve araştıran ebeveynler; otizm hakkındaki görüşleri, tıp fakültelerinde, “kesinlikle genetik olmalı” şeklinde biçimlenen aile ya da çocuk doktorlarından daha bilgili olabilirler. Bu nedenle ailelere ev ödevlerini yapmalarını öneriyorum. Yukarıda özetlendiği gibi çocuğunuzun iyileşmesinin başlangıcını kendiniz yürütebilirsiniz; bu sizi para ve zaman kaybından kurtarır ve doktorların, daha sonraki tedavileri kolaylaştıran test ve ilaçlan reçete etmeleri üzerine odaklanmalarına izin verk. Eğer bu ilk adımlar, halihazırda iyi gittiyse laboratuar testleri ve anti-fungal, anti-viral gibi tıbbi gözetim gerektiren tedaviler ve detoksifikasyon protokolleri daha çabuk hayata geçirilebilir.
Diyet, probiyotik, besin ve enzim tedavilerine başladığınızda hepsini birden denemeyin. Bir kerede bir şeye başlamanızı ve rejime yeni bir şey eklemeden önce stabilize olması için dolu dolu bir hafta vermenizi öneririm. Uyguladıklarınızın ve çocuğun nasıl tepki verdiğinin günlüğünü tutun. Tarihleri ve besleyici dozlarını kaydedin, böylece herhangi bir reaksiyonda suçluyu bulmak daha kolay olur. Diyet değişimlerinin, ihlallerin ve sonuçlarının tarihlerini tutun. Çocuğunuzun gelişiminin iyi şekilde kaydını tutmayı öğrenin ve kendi tıbbi dosyalarınız için her testin bir kopyasını alma konusunda ısrarcı olun.