Prof. Dr. Osman Müftüoğlu hürriyetteki köşesinde Vitaminler hakkında merak ettiğiniz herşeyi açıklıyor.
Vitaminler konusunda sizi birazcık aydınlatmak, yeni bilgileri aktarıp bilinenleri yeniden gözden geçirmek üzere bu küçük diziye-vitamin dosyası- başlıyoruz. “Sağlığı korumak” veya “güçlendirmek” konusunda, tıpkı araç sigortası gibi “vitamin sigortası” yapmak ne kadar doğru, bugün onu tartışıyoruz.
“MADEM ki trafik kazalarına karşı önlem olsun diye arabamı sigortalatıyor ve bunun için avuç dolusu para ödüyorum neden aynı şeyi sağlığım için de yapmayayım? Neden düzenli olarak vitamin ve diğer desteklerden faydalanıp sağlığımı sigortalamayayım” diye haklı olarak düşündüğünüz oluyordur. Bu yaklaşımın ne kadar doğru olduğu net olarak bilinmese de şu gerçeği kabul etmek gerekiyor: İmkânı olan herkes sağlığı için bir şeyler yapmalı… “Sağlığı korumak” veya “güçlendirmek” konusu lafta kalmamalı…
Doktorlar da destek alıyor
Vitamin hapları ve benzeri desteklerin sağlığa ciddi bir katkısının olmadığını gösteren bazı bulgular olsa da araştırmalar iyi planlanmış vitamin desteğinin özellikle osteoporoz –kemik yoğunluğu azalması-, kanser, kalp damar hastalıkları ve diğer kronik hastalıkları önlemede faydalı olabileceğini gösteriyor. Bu konuda bilgisine başvurduğunuz doktorların çoğu “Herhangi bir destek almanıza gerek yok, eğer sağlıklı besleniyorsanız vitamin hapları gereksiz” deseler de siz inanmayın! Çünkü doktorların da çoğu bu desteklerden faydalanıyor.
Sadece hapı yutmak yetmiyor
Ama şu konuda kesinlikle haklılar: Hiçbir vitamin desteği sağlıklı beslenmenin yerini tutmaz, tutamaz. Vitamin destekleriyle kazanacağınız yalnızca herhangi bir besin maddesinin içindeki bir ya da birkaç unsuru geçmez. Vitaminler size protein yağ karbonhidrat posa kazandırmaz. Daha da önemlisi vitamin yutarak yiyeceklerdeki keyfi lezzeti bulamazsınız. Kısacası sadece vitamin yutarak sağlığınızı koruyamazsınız. Sağlığınızı vitaminler ve diğer desteklerle sigortalayamazsınız.
Herkesin ihtiyacı farklıdır
Eğer sağlıklı besleniyorsanız optimal ihtiyaç için gerekli vitamin, mineral ve diğer mikro besin unsurlarını yeteri kadar kazanıyorsunuzdur. Bununla birlikte herkesin, her yaşta zaman zaman vitamin veya başka bir desteğe ihtiyacı olabilir. Örneğin hamilelik dönemindeki genç ve sağlıklı bir hanımın folik asit ya da DHA (omega-3 yağlarından biridir), hatta B6- B12 vitaminlerinden faydalanması gerekebilir. Büyüme çağında bir çocuğu sağlıklı besleseniz de D vitamini, DHA, kalsiyum, hatta B vitaminleriyle takviye etmenizde fayda vardır.
50’den sonra kalsiyum
Sağlığı mükemmel bir orta yaşlı hanım 50’yi geçince günde hiç olmazsa 300-400 mg kalsiyum desteğinden, hatta D vitamini eklerinden faydalanmalıdır. 60’ı tamamlayanların B12 eksikliği yönünden takviye edilmelerinde fayda olabilir. Yani hepimizin yaşına, cinsine, yaptığı işe, sağlık sorunlarına ve genetik mirasına göre zaman zaman bu desteklerden faydalanması gerekebilir. Önemli olan bu işi abartmamak, aşırı harcamalara girmemek, kısacası “suiistimal” etmemektir. Çünkü vitamin ve mineral eksikliklerine bağlı hastalıklarına çoğu günümüzde çok seyrek olarak rastlanıyor. Bu destekler biraz da “belki iyi gelir” diye kullanılıyor.
VİTAMİN DOSYASI
· Vitaminlerle sağlığa yatırım yapılır mı?
· Multivitaminleri kim kullanmalı?
· Hangi yaşta hangi vitaminler daha faydalı?
· Hangileri faydasız?
· Hangi vitaminler “in”, hangileri “out”?
· Antioksidanlar neden faydalı?
· Doğalı mı iyi, kapsülde satılanı mı?
· Belleği güçlendirenler hangileri?
· Romatizma destekleri işe yarıyor mu?
· Kanserden koruyan vitamin var mı?
· Cinsel gücü artıranlar hangileri?
D vitaminin yıldızı parlıyor
BEN imkânı olan herkese yılda bir kez kanlarındaki D vitamini düzeylerini analiz ettirmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü D vitamini azlığı zannettiğimizden çok daha yaygın bir sorun haline gelmiş durumda. Ekstra bir vitamin desteği almak gerekiyorsa bu en çok D vitamini açısından anlamlı. Yağda eriyen ve depolanan bir vitamin olduğu için rastgele alınması doğru değil. Ölçüm yaptırarak eksiklik oranında bir “yerine koyma” planı şeklinde uygulanması daha doğru. Eğer bu mümkün değilse ekstra D vitamini almayı düşündüğünüzde günlük dozun 400 ünite civarında olmasına dikkat edin. Bu miktar üzerindeki rakamları doktorunuzla konuşarak kullanmanızda fayda var. Genel olarak günde 800-1200 ünite civarında D vitaminine ihtiyacınız olduğunu aklınızda olsun.
C vitamini bağışıklığı güçlendiriyor
VİTAMİN sözcüğünü duyar duymaz çoğumuzun aklına ilk önce C vitamini gelir. Herhangi bir nedenle vitamin yutmayı düşündüğümüzde de işe C vitamininden başlarız. Pek çok yetişkin sağlığını sigortalamak söz konusu olduğunda (!) işin sırrının C vitamininde saklı olduğunu düşünüp avuç avuç C vitamini kullanır. İşin uzmanları ise bu düşüncenin yanlış olduğu kanaatinde. Yani ne soğuk algınlığı veya nezleden korunmak ne de birkaç defa aksırıp hapşırdıktan sonra elinizin C vitaminine gitmesi pek akıllıca bir iş değil. C vitaminini bağışıklığı güçlendirdiği daha doğrusu enfeksiyonun kontrolünde faydalı işlevler üstlendiği doğru ama bu amaç için yeterli olan miktar kadınlar için 75, erkekler için 90 mg ile sınırlı! Kısacası günde ortalama 100 mg civarında C vitamini alıyorsanız ek bir desteğe ihtiyacınız pek yok.
Fazlası vücuttan atılır
Peki, o zaman “C vitamini desteği almamız hatalı mı” diye soruyorsanız yanıtım şu: Ekonomik durumunuz müsaitse günde 250-500 mg C vitamini desteği alabilirsiniz. Ama bir taraftan da C vitamininden zengin turunçgilleri yeşil ve kırmızıbiberi pazıyı ıspanağı domatesi sofranızdan eksik etmeyin. Ayrıca “Vücuduma depolayayım” diye de düşünmeyin. Çünkü vücudumuz 2-3 gramdan fazla C vitamini aldığımızda fazlasını idrarla atıyor.
E vitamini itibar kaybediyor
BİR zamanlar herkesin çekmecesinde ya da banyo dolabında mutlaka bulunan E vitamini ise itibarını son yıllarda önemli ölçüde kaybetti. İlk başlarda kimi cinsel gücünü artırmak, kimi kalp hastalığı veya kanserden korunmak amacıyla bu vitamini günde neredeyse 800, hatta 1000 ünite civarında yutuyordu. Son yıllarda tamamlanan pek çok çalışma E vitamini desteği kullanmanın kalp hastalıklarına yakalanmayı önlemediğini, kanserden korumada zannedilen başarıyı göstermediğini çok açık bir şekilde ortaya koydu. Birkaç küçük çalışma da kalın bağırsak ve prostat kanseri riskini azalttığı gösterildiyse de bu amaçla günde 15-30 mg E vitamini kazanmak yetiyordu. Bu miktar ise sağlıklı beslenmeyle rahatlıkla vücuda giriyordu. Benim kişisel kanaatim E vitaminini günde 50 üniteden fazla hele hele 100 üniteden yüksek dozlarda kullanmanın uygun olmadığı yönündedir.
B12 belleğe çok faydalı
B12 noksanlığı özellikle elli yaş sonrasında ve vejetaryenlerde sık karşılaşılan bir beslenme problemidir. B12’nin azalması halsizlik yorgunluk unutkanlık uyuşma karıncalanma yanma şeklinde nöropatik şikâyetlere yol açabiliyor. Özellikle yaşlılar ve mide-bağırsak ameliyatı geçirenlerde, vejetaryenlerde B12 vitamini eksikliğiyle karşılaşma ihtimali yüksek oluyor. B12 vitamini sadece hayvansal ürünlerde bulunuyor.
Yaşlılığı yavaşlatır
Çok fazla alkol kullanmak, ülser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlardan çok sık faydalanmak durumunda kalmak, korşisin ve dilantin tedavileri de B12’nin noksanlığına yol açabiliyor. Doğal besinler karaciğer, yoğurt, peynir, yumurta, et ve balık olarak gösteriliyor. Kritik düzeylerde bir azalma söz konusu olursa sprey ya da enjeksiyon şeklinde kullanılan B12 desteklerinden de faydalanmak mümkün. Yaşlanma belirtilerinin azaltılmasında da B12’den faydalanmak etkili olabiliyor. Bellek problemleri, bunama, kas güçsüzlüğü, iştah kaybı gibi yakınmaları olan yaşlılarda B12 desteği sağlamak faydalı sonuçlar veriyor.
70 yaşından sonra desteklerden yararlanın
BENİM tavsiyem şudur: İyi beslendiğinizi, sağlıklı şeyler yiyip içtiğinizi, yiyecek ve içeceklerden “denge ve çeşitlilik” esasına uyarak yararlandığınızı düşünüyorsanız bu hapları ille de yutmak zorunda değilsiniz. Eğer yaşınız altmışı geçmişse belli bir nedenle beslenme sorunlarınız varsa (mesela vejetaryenseniz) bir destek hapı kullanmayı düşünebilirsiniz. 70 yaşın üzerindekilere ise bu desteklerden –akıllıca- imkanları nispetinde faydalanmalarını tavsiye ediyorum. Rastgele bir multivitamin yutmak yerine de kişiye özel kombinasyonlardan belirli bir program dâhilinde faydalanmanın yararlı olacağı kanaatindeyim. Ama prensip olarak “vitaminlerin sağlığın sigortası olarak kabul edilmesi” düşüncesine pek katılmıyorum. Bana göre sağlığın sigortası, sağlık sigortası yaptırmaktan geçiyor. Uygun zaman ve sürede kullanılmadıkça bu haplara herkesin ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum.